S Bilişim Danışmanlık raporu aşağıda bulunuyor:
Herhangi ülkede silah üretimi, kamu yahut özel kesim uhdesinde yürütülsün, devletlerin sıkı denetimi altında, ruhsata tâbidir. Üretilen her silah, kayda alınır. Silah üreticileri, kayıtlı üretimlerini yine ancak devlet izniyle satabilir. İhracat da devlet iznine tabidir. Silah ticareti de kayda tâbi ancak denetimi güçtür. Silah ticaretinde devlet mesuliyeti sınırlı, silah üretiminde devletin mesuliyeti yüksek ve kuvvetlidir. Herhangi ülke silah üreticisi, kamu ya da özel, başka ülkeye silah ihraç edecekse bu, özel “izinlerle” yürütülmelidir. Özel izin değil, izinlerle: Çünkü silah satışı, süreç halinde yürütülse de her bir silahın ayrı ayrı olmak üzere satılacağı devlet ya da aktörün, üretici ülke-ruhsat tanzim eden devletince bilinmesi, izlenmesi elzemdir. Aksi takdirde, silah üretici ülke devleti, silah satılan devletle yahut onun düşmanıyla (hatta o devletin içinde bulunduğu eksenle) bilgi ve ilgisi dışında düşman haline gelebilir. Başka devletlerle savaş potansiyelli olarak düşman haline gelmek, ülke tüm can, mal, toprak ve ekonomik varlığını riske ettiğinden, milli iradeye dayalı kararlaştırmadandır. Bu yüzden, silah üreticisi ülke parlamentoları, başka ülkelere silah satmaya dair kararlaştırmayı önceden müzakere edip kararlaştırmalıdır. Ukrayna'ya İHA/SİHA satışı: Özel sektör satabilir mi? Satmalı mıyız? Rusya bu yüzden bizi tehditte. Yine de satmalı mıyız? Hükümet izniyle, evet. Hükümet izni neye göre verecek? Milli iradeye dayanarak, TBMM oluruyla. Çünkü silah satışı "savaş" kabul edilme potansiyeli yüksek meseledendir.
İster iki devlet arası antlaşmaya ister iki ülke silah üreticisi/satıcısı vatandaşlar arasında sözleşmeye dayalı olsun, yabancı ülkelere silah satışları Parlamento onayına tâbi kılınmalıdır. Bu konuda, ilk bakışta, Anayasa ve kanunlarımızda boşluk bulunmaktadır. Konuyu daha detaylı inceleyeceğiz. 2230 yıllık ordu ve devlet geçmişi olan devlet Anayasasında, yabancı ülkelere silah satışı konusu düzenlenmemiştir. Anayasa’da doğrudan savaş ilanına dair düzenleme ve yetkilendirme madde 92’de var ve fakat savaş açma ederinde (silah satışı, hava saha kullandırma, radar konuşlandırma, silah sevk/yönlendirme sair) hususa dair düzenleme bulunmamaktadır. Genelkurmay Başkanlık statü kanununda (1324 sayılı), askerî husus barındıran uluslararası antlaşmalarda başkanın görüşü alınır ibaresi var ancak bu silah satışına dair içerikte değil.
Anayasa madde 92- Milletlerarası hukukun meşrû saydığı hallerde savaş hali ilânına ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.
Genelkurmay Başkanının Görev Ve Yetkilerine Ait Kanun
Madde 3 - Uluslararası yapılacak anlaşma ve andlaşmaların askeri yönlerinin tayininde ve uygulama esaslarının tespitinde Genelkurmay Başkanının mütalaası alınır. Gerektiğinde bu toplantılara katılır veya temsilci gönderir. Madde 4 - Genelkurmay Başkanı; şahsen veya yetkili kılacağı kişi ve kuruluşlarla, görev ve yetkilerine ait konularda ilgili bakanlıklar, daireler ve kurumlar ile doğruca yazışma yapabilir ve temaslarda bulunabilir.
Ukrayna’ya İHA/SİHA satışı yapabilecek şirketler ikidir; BAYRAKTAR ve TUSAŞ. İster özel ister kamu şirketi olsun Ukrayna’ya İHA/SİHA satılacaksa bunun altında TBMM kararı bulunmalıdır. TBMM kararı, bize göre, “ülke, silah nevi, miktar, süre içerikleri set edilmiş yetkiyi Cumhurbaşkanına verebilir.
Üretici özel şirket sahipliğinin Cumhurbaşkanı’nın akrabası olması Rusya-Putin için ayrıca ve özel önemde, fasılda ederi gözetilmelidir. Üstümüzde
Montreux stresi varken bunu katlamak akılcı değildir. Silah satışında olur vermeye dair Parlamento süreci, siyasi sitemimizin bütününe kademelilik ve güç katacaktır.
Gelişmiş ülke ve demokrasilerde silah satışları Parlamento izinlerine tâbidir. Devlet tecrübemiz, kamu hukuk felsefemiz de bunu gerektirmektedir. Ukrayna meselesi, bahsi ele almak ve düzenlemek bakımından zemin ve fırsattır. TBMM ve Cumhurbaşkanlığının, konuyu pozitif hukuk ve uygulama düzeyde yerli yerine oturtacağına, hem demokrasimi hem milli dayanışmamızı güçlendireceklerine inanmaktayız.