Küresel piyasalar korku fiyatlamasında kararsız...
Eylül ayının son haftasında küresel piyasalar yine enteresan gelişmelere sahne oldu. Çin ile ABD arasındaki ticaret müzakerelerine ilişkin haber akışında son gelişmeler;
Çin'in 600 bin tonluk soya fasulyesi ithalatı ardından 07 Ekim üst düzey görüşmelerin başlaması ile ülkeden soya ithalatını 1-2 milyon tona çıkaracağı haberleri,
Amerika'nın İran'dan Çin'e petrol sevkiyatı yaptıkları gerekçesi ile 4 lojistik şirketine yaptırım uygulaması, Çin'e portföy yatırımlarına kısıtlama getirmesi ve NewYork borsasında işlem gören birtakım Çin şirketlerini listeden çıkartması,
Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler güvenlik konseyi toplantısından Çin ile ticarette tam anlaşma istiyorum aksi takdirde bu konuda çözümsüzlük 2020 ABD seçimleri sonrasına kalabilir söylemi ardından "anlaşma beklenenden erken olabilir" açıklaması,
Yukarıdaki kalemlerden anlaşıldığı üzere Huawei başta olmak üzere teknokoji ve entellektüel mülkiyet hakları gibi önemli başlıkların olduğu müzakereler Ekim ayında bir sonuca ulaşır mı konusu ve değer biçmekte zorlanan piyasa fiyatlaması.
Bütün bunlar olup biterken piyasalara damgasını vuran ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna lideri ile yaptığı görüşme ardından Demokratlar tarafından başlatılan azil süreci. Azil için senatonun üçte iki çoğunluğu gerekiyor ve piyasaların risk alma iştahını kaçıran bu gelişme şimdilik tam anlamı ile "korku fiyatlaması" yaratmıyor.
Öte yanda sürecin risk teşkil ettiğine ikna olunur ve iş ciddiye binerse Çin'in sonucu görmek için ABD ile ticaret müzakerelerini erteleme ihtimali var. Bahsettiğimiz senaryo kırılgan küresel ekonomik koşullar ile birleşince son çeyrek beklentilerini olumsuz etkiler ve negatif fiyatlamaları beraberinde getirebilir.
Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı azil süreci ticaret anlaşması umudu ile tarihi yüksek seviyesine yakın Amerika hisse senedi piyasasında satışlara neden oldu. Amerikan Doları'nın altı para birimi karşısında değerini gösterem Dolar Endeksi (DXY) yükseldi. Buna karşı piyasanın güvenli liman olarak talep gösterdiği altın 1500 dolar/ons altına geriledi. Döviz piyasasında Japon Yeni talebinin de limitli kaldığını gözlemledik.
Son dönemde Amerika'da piyasanın dolar likidite ihtiyacı için NY Fed günlük repo ihaleleri açıyor. İhalelerin 10 Ekim'e kadar devam etmesi bekleniyor. FED likidite ihtiyacını karşılamak için Merkez Bankası'nın yeterli aracı var gerektiğinde kullanırız diyor. Yatırım bankaları banka tek seferlik 200-250 milyar dolar tahvil alımı yapabilir beklentisi içerisinde; bankanın bilançosunda genleşme doları bir nebze zayıflatabilir.
Şaşırtıcı olan, politik risklere ve para piyasasındaki son gelişmelere rağmen Amerikan Doları görece iyi ekonomik veriler ve rezerv para olma özelliği ile gücünü koruyor.
Yeni haftaya Çin ekonomik verileri ile başlıyoruz
Haftanın ilk işlem gününde açıklanacak Çin Eylül ayı PMI imalat sanayi endeksi 49.6, imalat dışı PMI endeksi 53.9 olarak tahmin ediliyor. Ağustos ayı verilerinde imalat sanayii endeksinde geri çekilme ile Çin negatif bir tablo çizmişti. Zayıf seyrin devamı gelişe ülke ekonomileri tarafında moral bozarken Çin'den teşvik beklentilerini artırır.
Hafta ortasında Avustralya Merkez Bankası faiz kararını açıklayacak. Bankanın politika faizinin 25 baz puan indirim ile 0.75'e çekmesi bekleniyor.
Amerika tarafında ise hafta ortası ISM imalat sanayi endeksi (beklenti 50.4) son işlem gününde Eylül ayı tarım dışı istihdam (beklenti 140 bin) ortalama saatlik kazançlar 0.3 ve işsizlik oranı yüzde 3.7 olarak bekleniyor. Bunun yanında Cuma günü Powell konuşması yanında Brainard, George ve Quarles olmak üzere FED üyelerinin konuşmaları var.
FED politika faizi fiyatlaması
ABD 10 yıllık gösterge faiz oranı
Üçüncü çeyrek emtia piyasası
2019 son çeyrekte emtia piyasası performansına bakıldığında tatmin edici bir tablo ile karşılaşmıyoruz. Cuma günü itibariyle S&P GSCI endeks çeyreklik bazda % 2.4 gerilerken yıllık % 9.42 yükseldi.
Emtia endeksleri özelinde değişmekle beraber içinde birçok emtia barındırıyor. Bu dağılım içerisinde Eylül ayı içindeki geri çekimeye rağmen en iyi performansı metal piyasası gösterdi. Düşen faiz ortamı piyasaların güvenli liman talebi ile birleşince ETF fonları aracılığı ile artan yatırım amaçlı talep dikkat çekiciydi. Bu denklemde Merkez Bankaları'nın varlık çeşitlendirme için yaptıkları alımları da unutmamak gerekiyor. Eylül ayı bilançosunda gümüş, platin, paladyum altının Ağustos ayı performansını yakalamak istercesine yükselişteydi.
Altının yıldızı parlamaya devam eder mi?
Son iki aylık dönemde altının yükselişte en önemli katalizor ETF (borsa yatırım fonları) talebiydi. Eylül sonu itibari ile ETF'lerde tutulan altın 2013 ortalarındaki yüksek seviyelerine ulaştı. Altın ETF talebi yılsonuna kadar bu hızda giderse 2019 yılı için 400 tonluk bir artıştan bahsediyor olacağız.
Aynı şekilde Ağustos ayı rallisi COMEX'de fon net uzun pozisyon miktarını rekor seviyeye taşıdı. Ancak son dört haftada net limitli bir rakam olmakla beraber satışlar ile köpük alınmış olabilir. Politik riskler ve düşük faiz ortamı ile yatırım amaçlı talebin ve Merkez Bankaları alımların devam ettiği senaryoda piyasa düşüşleri alım fırsatı olarak görebilir.
Sonuç olarak, son haftalarda küresel piyasaların görmezden geldiği riskler sanki şekil değiştirip tekrar karşısına çıkıyor. Düşük faiz ortamının getirdiği çaresizlik ile yatırım fonları riskli varlıklar pozitif fiyatlamaya bir süre daha devam edebilir. Ancak Ekim ayına girerken kırılganlıkların arttığını ve bu ayın düzeltmelere gebe olduğunu düşünüyorum.
Noor Capital Market Menkul Değerler A.Ş.
noorcm.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.