v3. çeyrek yurtiçi piyasalar açısından son derece çalkantılı bir dönem oldu. Başkanlık seçimi sonrasında yeni kabinenin
kurulma süreci, ABD ile ilişkilerde yaşanan sıkıntılı süreç, FED faiz artışları ve gelişmekte olan ülkeler üzerine etkisi özellikle
para piyasalarında volatiliteyi artırdı.
vYurtiçi risk unsurlarının öne çıktığı bu dönemde TL’deki değer kaybı gündeme otururken reel sektör üzerindeki etkisini de
gördüğümüz bir dönem oldu. USD/TL 7,20 seviyesini aşarken Euro/TL’de 8,20 seviyelerinin üzeri görüldü. Özel sektör döviz
yükümlülüğünün ve üretimdeki ithal girdi oranının yüksekliği TL’de yaşanan ani değer kaybının şirketler üzerindeki etkisini
önemli derecede artırıcı etki yaparken reel sektör şirketlerinin karşılaştığı zor durumlar gündeme gelmeye başladı.
vTürk varlıklarında görülen riskten kaçış eğilimi CDS’ lerde de kendini gösterdi. Türkiye 5 yıllık dolar bazlı CDS oranı 500
seviyesinin üzerine kadar çıkarken Türk varlıklarında görülen toparlanmanın etkisiyle düşüşe geçti.
vİkinci çeyrekte GSYH büyümesi %5,2 olurken TL’de yaşanan değer kaybı sonrası ortaya çıkan likidite kaynaklı sıkıntılar
sonrasında 3. çeyrek GSYH büyümesinin çok düşük seviyelerde gelmesi bekleniyor.
vUluslararası piyasalarda Türkiye özelinde ABD ile ilişkilerin gerginleşmesi gündemde yer tutarken ABD’nin Çin başta olmak
üzere Kanada, Meksika, Avrupa Birliği ve Türkiye gibi birçok ülkeye uygulamaya başladığı ek gümrük vergilerinden sonra
yılın 3. çeyreğinde ilave ek tarifeler getirmesiyle ticaret savaşı endişeleri küresel piyasaları olumsuz etkiledi.
vFed, politika faizini piyasa beklentisine paralel 25 baz puan artırarak %2,0-2,25 aralığına yükseltti. Banka, bu yıl 3. faiz
artırımını gerçekleştirirken 2018 yılı toplamında 4 faiz artışı yapacağına kesin gözüyle bakılıyor. ABD 10 yıllık tahvil
faizlerinin %3,0 (%3,26) seviyelerinin üzerine kadar yükseldiği görülürken dolar endeksi de güçlenerek 96,87 seviyesine
kadar çıktı. Bu durum gelişmekte olan ülke para birimlerini olumsuz etkilerrken risk primlerinin artış göstermesine sebep
oldu
?TCMB yılın 3. çeyreğinde TL’de yaşanan hızlı değer kaybını önlemek amacıyla 625 baz puanlık sert faiz artışı
gerçekleştirerek %1,75 olan politika faizini %24’e yükseltti.
?Büyümede yaşanan yavaşlamaya paralel olarak Ağustos ayında cari fazla verilirken cari fazla verilmesine dış açıkta yaşanan
düşüş ve turizm gelirlerindeki artış neden oldu. Cari fazla verilmesine rağmen ihracat gelirimizde yaşanan düşüş dikkat
çekiyor.
?Enflasyonda yaşanan hızlı yükselişe ek olarak ÜFE’de yaşanan sert artış maliyet kaynaklı baskıyı artırıyor.
?İşsizlik oranı tekrar çift hanelere yükselirken önümüzdeki dönemde işsizlik oranındaki artışın devam etmesi bekleniyor.
?TCMB'nin sıkı para politikasına devam etmesi, 2019-2021 yıllarını kapsayan Yeni Ekonomi Programı’nın uygulanma şekli ve
ABD ile ilişkilerin normalleşme sürecine girmesi ile Türk varlıklarının olumlu yönde etkilenebileceği bir dönem olabileceğini
düşünüyoruz. Bunun yanında 3. çeyrek şirket kaarlarının açıklanmaya başlanması hisse senetleri üzerinde önemli etkiler
yapacaktır. 3. çeyrekteki düşük büyüme rakamı beklentisinin ve TL’deki değer kaybının şirket bilançolar üzerindeki etkisi
merakla bekleniyor
BMD Araştırma
Bizim Menkul Değerler A.Ş.
bmd.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.