Arnavutluk kökenli bir Amerikalı olan Viktor Gjonaj 18 Haziran 2017’de ABD’nin Detroit şehrindeki Michigan Eyalet Piyangosu ofisine girer. Gjonaj, dört rakam çekilmesi nedeniyle “günlük 4” adı verilen piyangonun o günkü talihlilerinden biri olduğunu söyler. Sistem basittir: Bu 4 rakama oynamış olan herkese $5bin ödenmektedir. Ancak Gjonaj’ın elinde bir tane bilet yoktur. Gjonaj üzerinde aynı rakamların olduğu tam 500 bilet ile gelmiştir! Haklı olarak şüphelenen görevliler biletleri incelerler. Biletler tamamıyla gerçektir! Gjonaj cebinde $2.5 mn ile ayrılır. Gjonaj’ın şansı burada bitmemiştir: Sonraki 9 ayda zaman zaman cebinde yüzlerce kazanan rakama sahip piyango bileti ile ofise gelir, toplamda $30 mn kazanır!
Görevlilerin bilmediği şey, Gjonaj’ın sayılara olan takıntısıdır. Çekilişte çıkan rakamların rastgele olmadığını düşünen Gjonaj, geçmiş rakamları analiz eden bir akıllı telefon uygulaması dahi geliştirmiştir. Buna göre ilk olarak belli bir rakam çekildiyse, geçmiş çekilişlerdeki sonuçlara göre bunun ardından gelecek rakamlar da tahmin edilebilmektedir. Gjonaj bununla da yetinmez, bu teorisinin geçerli olacağını düşündüğü tarihleri de hesaplar. Gjonaj Haziran 2017’ye dek bu sistemle birkaç yüz bin dolar kazanır. Haziran ayında ise 7-8-0-0 rakamlarının yılda bir ya da iki kez çıktığını*, ve bunun tarihinin de yakın olduğunu düşünerek her gün 300 ile 1000 arası bilet alıp bu numaralara oynar. 18 Haziran’da sistem ona nihayet $2.5 mn kazandırmıştır. Gjonaj’ın sistemi ona para kazandırmaktadır, evet, ancak arka planda başka bir şey gözden kaçmaktadır: Gjonaj kimi günler piyango için $100 bin’den fazla harcamaktadır! Bu devasa günlük harcamayı finanse etmek için de sahibi olduğu emlak şirketi üzerinden bazı projeleri birden fazla kişiye satmaya başlar. Nihayet alacaklıları kapıya dayandığında Gjonaj’ın sistemi çöker. $23 mn borç ile Gjonaj 53 ay hapis cezası alır.
Anlaşıldığı üzere Gjonaj’ın aslında bir sistemi yoktur, rakamlar arasındaki korelasyon da kendi kafasında kurduğu ilişkilerden ibarettir. Gjonaj yalnızca çok sayıda bilet alarak kazanma olasılığını artırmaktadır. Bu kadar büyük harcama ile alınan binlerce bilete yılda birkaç kez ikramiye çıkması da yüksek olasılıktır.
Araştırma Strateji
Paranın Rengi
Tufan Cömert
Direktör - Araştırma ve Yatırım Danışmanlığı
Rakamlar arasındaki gizli ilişkileri kurmak, kimsenin göremediğini görmek, haberleri ilk duymak… Her yatırımcının rüyası bunlar, ama gerçek hayatta bazen şansı, sahip olduğumuzu düşündüğümüz özelliklerimiz ile karıştırıyoruz. Piyasalarda ciddi bir ralli varken portföyünüzdeki hissenin yükselmesi sizi elbette mutlu eder, ama mesele piyasa düşerken yükselecek hisseyi bulmaktır. Bu yüzden oturup çalışmak, doğru analiz yapmak gerekir. Analiziniz bazen tutar bazen tutmaz, ama bunun şans olmadığını bilirsiniz.
Şans ya da kısmet konusu geçen haftalarda çoğunlukla olumsuz anlamda pek çok kez zikredilmiş olsa gerek… Küresel piyasalarda her hafta değişen ana gündem maddesi yeni kaygılar kadar yeni fırsatlar da yaratıyor, tamam ama piyasalar hangisinin ağır bastığı konusunda henüz uzlaşabilmiş değil. Yatırımcılar haksız da değiller, zira bir hafta içinde dahi birden fazla yön değişikliği olabiliyor. Misal küresel piyasalarda bir önceki haftayı ayı piyasası ile bitirdiğimiz için geçen haftanın da vasat olacağını varsaymıştık, ama sonrasında gördüğümüz fiyat hareketleri ayı, boğa, maymun, artık ismini zooloji dünyasından siz seçin, o piyasayı da yaşattı bizlere. Elbette Türkiye’de gündem yine farklıydı, piyasa hareketleri de dünyadan ayrıştı. Fakat hem dünya piyasalarında, hem de yurtiçinde yaşadıklarımız bir sorgulamayı hak ediyor.
Öncelikle Fed ile başlayan, dünyanın hemen hemen tüm merkez bankalarını da peşinden sürükleyen faiz artırımı süreci piyasaları allak bullak etmeye devam etse de, reel ekonomi tarafında henüz sıkıntılı bir tablo görmüyoruz. Evet, enflasyon bir çok gelişmiş ülkede hala zirvesine yakın, öncü göstergeler ekonomide yavaşlamayı teyit ediyorlar, ama henüz “işte bu bir resesyondur” diyeceğimiz yerde değiliz. Üstelik istihdam da pandemi öncesinin üzerine çıkmış durumda. Özetle borsaların fiyatladığı şeyin şu anda net bir resesyon olduğunu iddia etmek anlamlı değil. Keza, benzer ekonomik tablo Türkiye’de de var (yüksek enflasyon, yavaşlayan büyüme, güçlü seyreden istihdam), ama borsamız yükselmeye devam ediyor (Burada uyguladığımız para politikasının çok büyük önemi var, o yüzden bu kısmı ayrıca inceleyeceğiz).
Fed ile ilgili anlatacağımız en yeni şey, Fed’in Kasım ayında 75 baz puanlık bir artırımın ardından, artırım hızını yavaşlatmayı düşündüğünü habercilere sızdırması. Hatırlarsanız size geçen hafta meselenin faizin nerede oluşacağından çok, ne zaman düşeceğinin netleşmesi olduğundan bahsetmiştim. Henüz faiz ne zaman düşecek sorusuna bir yanıt verecek durumda değiliz tabi, ama en azından 2023 ilk yarısında Fed’in faizi %5 civarında sabitlemiş olacağı anlaşılıyor. Öngörülebilirlik açısından hisse piyasasını destekleyici bir gelişme, ancak yüksek faiz ortamının sonraki dönemde hisse piyasasını olumsuz etkilememesi zor.
Bu hafta Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) da faiz kararını izleyeceğiz. Beklenti mevduat faizinin 75 baz puan artırılarak %1.50’ye çıkarılması yönünde. ABD’nin aksine faiz artırımı döngüsüne geç başlayan ECB, doğal olarak henüz nerede (ve nasıl) duracağını bilmiyor. Bu açıdan henüz Euro için en kötüsü geride kaldı da diyemiyoruz.
Türkiye’de ise işler dünyadan çok daha farklı yürümeye devam ediyor. Faiz konusundaki beklentimizi geçen hafta “Yapılan yönlendirmeler faizin artık tek haneye gittiğini gösteriyor, bu açıdan TCMB’nin ne yapacağını tartışmak beyhude. Mesele tek haneye hangi hızla gideceğimiz” diyerek özetlemiştim. Görünen o ki TCMB hiç vakit kaybetmek istemiyor. 150 baz puanlık faiz indiriminin gerekçesinin açıkladığı karar metnine eklenen cümle ile Kasım ayında bir 150 baz puanlık indirim daha sonrası TCMB’nin duracağı (acaba?) belirtilmiş. Bu durumda Aralık ayına girerken politika faizimiz %9 olacak. “Neden yukarıda acaba dedin” diye sorarsanız, TCMB büyüme ve istihdamdaki seyrin kritik olduğunu (kritik sözcüğü de metne yeni eklenmiş) söylüyor, yani Avrupa’da işler karışır, resesyon ciddi boyutlara gelirse, ihracat kanalından Türkiye de olumsuz etkilenecek. Bu durumda TCMB faizi daha da indirebilir.
Garanti BBVA Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş
https://www.garantibbvayatirim.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş. iş burada yer alan bilgilerin, doğruluğundan, yeterliliğinden veya tamlığından ve bu bilgiler ışığında yapılan ve yapılacak olan ileriye dönük yatırımların sonuçlarından hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Ayrıca, Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.'nin yazılı izni olmadıkça içeriği kısmen ya da tamamen üçüncü kişilerce hiç bir şekil ve ortamda yayınlanamaz, iktisap edilemez, alıntı yapılamaz, kullanılamaz. İleti, gönderilen kişiye özel ve münhasırdır. İlave olarak, bu raporun gönderildiği ve yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda kullanıldığı ülkelerdeki yasal düzenlemelerden kaynaklı tüm talep ve dava haklarımız saklıdır.