Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Elektrik piyasasında uzun zamandır sessiz ama derinden bir kriz yaşanıyor. Bir taraftan kaybolan yatırımcı güveni yeniden kazanılmaya çalışılırken diğer taraftan çapraz sübvansiyon denilen yöntemle ev abonelerinin elektrik maliyetleri ticarethane ve sanayi abone grubuna yükleniyor. Bu da çarpan etkisiyle enflasyona oldukça yüksek bir oranda yansıyor. Kulislerde yeni ekonomi kurmaylarının elektrik piyasasında da daha dengeli ve düzgün bir yapıya geçiş için hazırlık yaptıkları bununla birlikte de kamuya ait Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) santrallerinin de özelleştirme kapsamına alınarak özelleştirilmesi planlanıyor. Tüm bu gelişmeler elektrikte tam serbest piyasaya geçişin habercisi olarak değerlendiriliyor. Hazırlıkların tamamlanmasının ise Nisan 2024'ü bulması bekleniyor.
İlk neşter çapraz sübvansiyona
Çapraz sübvansiyon, bir abone grubunun gerçek elektrik maliyetinin bir kısmının, bir başka abone grubuna yansıtılması anlamına geliyor. Ülkemizde de şu anda çapraz sübvansiyon metodu uygulanıyor ve evlerin elektrik maliyeti, sanayi ile ticarethane abone grubuna yükleniyor. Üretilen elektriğin maliyeti aynı olmasına rağmen evlerde elektrik 0.482 TL/kWh'den, iş yerlerinde ise 2.83 TL/kWh'den kullanılıyor. Bu aradaki astronomik fark, çapraz sübvansiyonun ne kadar yüksek seviyeye geldiğini ver artık sürdürülebilirliğini kaybettiğini açıkça gösteriyor.
Meskende maliyet bazlı tarife enflasyonu yüzde 10 düşürür
Çapraz sübvansiyon uygulamasının kalkmasını ve evlerde maliyet bazlı tarifeye geçişi yorumlayan encazip.com kurucusu, enerji ekonomisti ve tasarruf uzmanı Çağada Kırım şunları söyledi:
"Öncelikle şunu söylemek gerekir ki evlerin maliyetini sübvanse etmek için sanayiciye ve iş yerlerine yüklenen her 1 TL, tüketiciye market alışverişinde ve diğer harcamalarında 11 TL olarak geri dönüyor. Yani bu sistem zincirleme etki ile fiyatları ve dolayısı ile enflasyonu yükseltiyor. Çapraz sübvansiyonun kalkması ve elektriği tüketenin, maliyetine katlanması enflasyonda bizim hesaplarımıza göre üç ay içinde 10 puanlık bir düşüş anlamına geliyor. Tabi lafı eğip bükmeye gerek yok, bu sistemle yaklaşık 1,1 TL olan mesken elektrik fiyatı zamlanacak ve bugünün maliyetlerine göre 2 TL civarına çıkacak. Tabi bu çok büyük bir tepki ile karşılanacak ancak tüketiciler bir, iki ay sabrettiklerinde satın aldıkları mal ve hizmetlerin fiyatlarının önemli ölçüde düştüğünü görecek ve kısa vadede bu işten vatandaş çok karlı çıkacak. Resmi bir açıklama yapılmamış olsa da alınan kulis bilgileri doğrultusunda bu kararı, tüketicilerin ve ülke ekonomimizin çıkarları açısından sonuna kadar destekliyoruz."
Elektrik, tüm ürünlerin hammaddesi
Şu anda Türkiye'deki elektrik santrallerinin yaklaşık yüzde 90'ı özel sektöre, yüzde 10'u ise kamuya ait. Kamuya ait elektrik santrallerinin özelleştirme kapsamına alınması ve özelleştirilmesi piyasadaki iki başlı yapıyı da düzelterek tam serbest piyasaya geçişi sağlayacak. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi devlet üretici değil, denetleyici ve regüle edici role sahip olacak. Elektrik üretim şirketlerinin özelleştirilmesini de yorumlayan Kırım şöyle konuştu:
"2001 yılında bir karar alındı ve elektrik piyasası serbestleşme yoluna girdi. Fakat bir süre sonra, serbestleşmede yolun yarısı geçildikten sonra tam serbestlik sekteye uğradı. Bunun sonucunu da zaten geçtiğimiz yılların ekonomik verilerinde görüyoruz. Elektrik tüm ürünlerin hammaddesi, dolayısı ile elektrik fiyatı tüm ekonomiyi etkiliyor."
"Hem serbest hem devletçi politika olmaz"
Kamuya ait elektrik şirketlerinin özelleştirilmesinin faydalarını aktaran Kırım, "Burada ideolojik olarak yaklaşmadan açıkça şunu söylüyorum, ya elektrik tamamen devlet kontrolünde olmalı ya da tamamen serbest olmalı. Arada kalan herhangi bir model son derece olumsuz sonuçlar doğuruyor. Devletin az da olsa elektrik üretimine sahip olması piyasadaki dengeleri bozuyor zira kimse devletle rekabet edemez, serbest piyasanın doğasına aykırı. Bazı kişilerin bu özelleştirmelere şiddetle karşı çıkmasını hayretle izliyorum. Çünkü zaten çoğunluğu özelleşmiş bir piyasada, kamunun elinde 3-5 santral kalmasının faydası olmayacağı gibi zararı olur. Bu iş mühendislerin değil ekonomistlerin yorumlayabileceği bir iş. Dolayısı ile vatandaşların, ekonomistlerin söylediklerini dikkate almaları gerekir." şeklinde konuştu.