Haftalık Bülten (Odeabank)

Geçen hafta Japonya Merkez Bankası (BoJ) beklentiler dahilinde politika faizini sabit tutarken %2'lik enflasyon hedefine ulaşılabilecek tarihi 2018 mali döneminden 2019'a öteledi. Bu durum BoJ'un mevcut genişlemeci para politikası duruşunu diğer gelişmiş ülke merkez bankalarına kıyasla daha uzun süre koruyacağına işaret ediyor. Öte yandan Avrupa Merkez Bankası(AMB) beklentiler dahilinde para politikası faizlerini, varlık alım programını ve ileri dönük sözlü yönlendirmesini değiştirmedi. Basın toplantısında AMB Başkanı Mario Draghi büyüme görünümü konusundaki temkinli iyimserliğini korurken finansal koşulların ekonomik aktiviteyi olumsuz etkilemesi halinde parasal genişlemenin hızının artırılabileceğini de yineledi. Bununla birlikte, Draghi'nin varlık alım programının miktarında değişikliğin veri akışına bağlı olacağına işaret etmesinin AMB'nin her iki yönde de esnekliğini güçlendirdiğini düşünüyoruz. AMB'nin önümüzdeki günlerde enflasyon dinamiklerinde belirgin bir bozulma olmazsa Eylül ayında varlık alım programının hızını azaltmaya yönelik bir plan ortaya koyacağını ve bu yılın sonlarında bono alım programlarındaki miktarları azaltmaya başlayabileceğini tahmin ediyoruz. Gelişmiş ekonomilerin önde gelen merkez bankalarının Eylül ayı ve ertesinde para politikası sıkılaştırması ve normalleşme eğilimlerini açıklayacakları beklentimize bağlı olarak küresel reel faiz fiyatlamalarının Temmuz-Ağustos ayları özelinde küresel varlık fiyatlarında geçiş dönemi yaşatabileceğini öngörüyoruz. Bu haftaki Fed toplantısında, gerek bilanço küçültme isteğinin geçen haftalarda kamuyla paylaşılan demeçlerde yer alması gerekse Eylül ayı ve ertesindeki ABD hükümeti planları ve borçlanma tavanı sorunu çerçevesinde, Temmuz ayının uygun olarak değerlendirilebileceği ihtimaline bağlı olarak toplantı sonrasında küresel varlık fiyatlamalarında oynaklığın artabileceğini tahmin ediyoruz. Fakat Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere gibi diğer önde gelen merkez bankalarının para politikalarındakki sıkılaştırma eğilimleri de Fed sıkılaştırma eğilimleri akabinde gerçekleşirse küresel finansal koşullarda sıkılaştırma etkisinin artabileceğini düşünüyoruz. Buna bağlı olarak küresel enflasyon göstergelerinin önemi devam ediyor olsa da önümüzdeki günlerde gelişmiş ekonomilerdeki politik gelişmelerin ve küresel büyümenin hızına ilişkin somut verilerin risk iştahı açısından daha önemli olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
Geçen hafta makro veri gündeminde ABD'de konut başlangıçları Haziran'da bir önceki aya göre %6,2 olan beklentilerin üzerinde %8,3 artarken, Mayıs verileri belirgin olarak yukarı revize edildi. Haziran'da inşaat izinleri ise aylık bazda %2,8'lik tahminleri aşarak %7,4 artış kaydetti. Sonuçlar beklentilerin üzerinde gelse de Haziran sonuçları konut sektörünün önceki üç aydaki daralmayı telafi edemediğini teyit ediyorlar. Buradan hareketle, konut yatırımlarının ilk çeyrekteki yüksek katkısının ardından ikinci çeyrekte genel ekonomik büyümeyi sınırlayabileceğini düşünüyorruz. Öte yandan ABD enflasyon göstergelerinin sonbahar aylarıyla beraber yeniden yukarı yön kazanabileceği beklentimiz Eylül ayı ve ertesinde küresel piyasalarda faiz hadlerinin gelişen ekonomilerin varlık fiyatları üzerinde baskı yaratabileceği öngörümüzün temelini oluşturuyor.
Euro Bölgesi'nde ise Almanya'da yatırımcı güven endeksi (Zew) Temmuz'da Haziran'daki 88,0'da sabit kalacağı beklentilerinin aksine 86,4'e gerilerken beklentiler alt endeksi aynı dönemde 18,6'dan 17,5'e indi. Endeksler üçüncü çeyreğe bir miktar yavaşlayarak başlasalar da mevcut seviyeler ekonomik aktivitedeki güçlü seyrin sürdüğünü teyit ediyorlar.
İngiltere'de TÜFE Haziran'da aylık bazda %0,2 artış tahminlerine karşın yatay kalırken yıllık enflasyon Mayıs'taki %2,7'den %2,6'ya geriledi. Aynı dönemde çekirdek TÜFE yıllık enflasyonu %2,6'da sabit kalacağı beklentilerinin aksine %2,4'e düştü. Haziran'daki zayıf sonuçlar enerji fiyatları ve döviz kurlarındaki oynaklığı yansıtsa da detaylar enflasyon dinamiklerinin gücünü koruduğuna işaret ediyorlar.
Çin'de GSYH 2017 ikinci çeyrekte bir önceki döneme göre %1,3 olan tahminlerin üzerinde %1,7 büyürken yıllık büyüme hızı %6,9'da sabit kaldı. Bununla birlikte, ülkede Haziran'da sanayi üretimi yıllık artış hızı %6,5'te sabit kalacağı yönündeki beklentileri aşarak %7,6'ya yükselirken, perakende satışlardaki yıllık artış hızı Mayıs'taki %10,7'den %10,6'ya hafif gerileyeceği beklentilerine karşın %11,0'a yükseldi. Bugün açıklanan veriler iç talep kaynaklı toparlanmanın devam ettiğini teyit ederken Çin ekonomisinde makroekonomik risklerin önemli ölçüde dengelendiğini gösteriyor. Bununla birlikte, önümüzdeki dönemde jeopolitik gelişmelerin dünya ticareti ve Çin'in büyüme görünümü üzerindeki risklerin belirleyicisi olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
Türkiye'de ise Haziran'da bütçe gerçekleşmeleri büyümeyi desteklemek üzere alınan tedbirlerin olumsuz etkilerinin sürdüğünü teyit ediyor. Yıllık bazda Haziran'da vergi gelirleri %9,7 artsa da vergi dışı gelirleerdeki zayıf performans nedeniyle toplam gelirler %0,3 oranında azaldı. Aynı dönemde faiz dışı harcamalarda yıllık bazda %13,3 genişleme yaşanırken toplam harcamalardaki artış faiz giderlerindeki gerileme sayesinde %11,0'da kaldı. Bu sonuçlarla 2016 Haziran'da 7,9 milyar TL olan bütçe açığı 2017 Haziran'da 13,7 milyar TL'ye yükselirken faiz dışı açık 5,7 milyar TL'den 12,5 milyar TL'ye çıktı. Haziran sonuçlarıyla birlikte, geçen yıl ilk yarıda 1,1 milyar TL fazla veren bütçe dengesi bu yıl aynı dönemde 25,2 milyar TL açık verdi. Yılın ilk yarısında faiz dışı fazla ise geçen yılki 27,5 milyar TL'den bu sene 1,8 milyar TL'ye geriledi. Yılın ikinci yarısında ise iç talebin gücünü korumasının yanında döviz kuru ve enflasyondaki yükselişin vergi gelirlerini destekleyeceğini düşünüyoruz. Ayrıca yapılandırmalardan elde edilen gelirlerin de hedefleri aşması bekleniyor. Bu çerçevede büyüme dostu faiz dışı harcamalara olan ihtiyacın azalması ile mali dengedeki bozulmanın da hız keseceğini tahmin ediyoruz.
Bu hafta küresel veri takviminde Avrupa'da Temmuz ayı PMI anket sonuçları, Haziran ayı kredi büyümesi, Temmuz ayı ekonomik güven endeksi açıklanacak. ABD'de Haziran ayı konut satışları ve 2.çeyrek büyümesi verisi önemle takip edilecek. Türkiye'de ise TCMB para politikası kurulu kararı Fed kararının hemen ertesinde açıklanacak. Haftalık veri akışında Avrupa ekonomik aktivitesindeki canlılığın eğilimi PMI verileri aracılığıyla takip edilecekken ABD verilerinden daha çok Fed'in açıklamaları önem kazanıyor. Fed'in açıklamalarının genel olarak dengeli olacağını fakat bilanço küçültme tarihiyle ilgili ipuçları taşıyabileceğini tahmin ediyoruz. TCMB'nin ise küresel risklere karşı sıkı duruşunu devam ettirerek enflasyon patikasında kalıcı düşüş için destek vereceğini öngörüyoruz. Fed sonrasında ise gelişmiş ekonomilerdeki politik gelişmelerin ve küresel büyümenin hızına ilişkin somut verilerin risk iştahı açısından önemli olmaya devam edeceğini ve bu dönemin yılın son çeyreğinden önnce gelişen ülkelerin varlık fiyatlamalarında geçiş aralığı olabileceğini düşünüyoruz. Bu görüşler doğrultusunda haftalık beklentilerimiz:
EURUSD: 1,1170 - 1,1780
USDTRY: 3,4480 - 3,6120
BIST 100: 100.500 - 108.300
10 YILLIK BONO (Bileşik): %10,40 - %10,80
ALTIN: 1.215$ - 1.265$


Odea Bank A.Ş.
www.odeabank.com.tr

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmeesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Facebookta Paylaş