Dünya internet sitesinde yayınlanan habere göre; Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Başkanı Emre Kartaloğlu, meslek mensupları olarak yeni bir yapılandırmaya ihtiyaç olduğunu düşündüklerini ancak matrah artırımı ve stok affına karşı olduklarını söyledi. Yüksek enflasyon sebebiyle enflasyon muhasebesinin zorunluluk haline geldiğini belirten Kartaloğlu, ihracat ve inşaat dışında birçok sektörde sermaye erimesi yaşandığını aktardı. Sabit gelirliler açısından ücret artışının zorunlu hale geldiğini ifade eden Kartaloğlu, enflasyonla mücadelede para politikası yerine maliye politikası araçlarının kullanıldığını belirtti.
Ankara Sohbetlerine konuk olan Emre Kartaloğlu sorularımızı şöyle yanıtladı:
Yüksek bir enflasyon dönemi yaşıyoruz. Gelinen noktada sürekli artan enflasyon ortamında sizi ve meslektaşlarınızı doğrudan ilgilendiren enflasyon muhasebesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Enflasyon muhasebesi artık bir zorunluluk haline geldi. Mayıs enflasyonu yüzde 73,5, VUK mükerrer 298’de konu düzenleniyor. Son yıl yüzde 10 ve son üç yıl yüzde 100’ü aşarsa enflasyon düzeltmesi yapılması zorunluluğu var. Kesinlikle muhasebe zaten bir bilim, enflasyonu göze almadan muhasebe ve doğru raporlama, doğru kayıt yapabilmek, ekonomiyi kayıt altına alabilmek mümkün değil. Bizim VUK buna göre dizayn edilmiş.
Enflasyon Ekim’de yüzde 18’di, Mayıs’ta yüzde 73’e çıktı hızlı bir artışla. Geçen yıl Ekim ayında Maliye Bakanlığı ile de görüşürken, enflasyon muhasebesi şartlarının 2022 Mart ayında oluşacağını tahmin ediyorduk ve hazırlanabileceğimizi düşünüyorduk. Hazırlığa ihtiyaç vardı çünkü 17 yıldır enflasyon muhasebesi uygulanmıyor. Hatta Aralık sonunda bu şartların gerçekleştiğine şahit olduk.
Yani hazırlık zorunluluğu sebebiyle uygulama ertelendi. Ancak bunu hesaplarken de mevcut yöntemleri kullanmak çok doğru sonuçlar doğurmaz. Örneğin 5 yıl önce 10 milyon liraya alınmış bir bina hâlen 10 milyon lira üzerinden hesaplanıyor. Oysa enflasyonu dikkate alınmazsa; doğru muhasebe, doğru envanter ve raporlama mümkün değil. Yani geçmişten bugüne enflasyonun etkileri göz önünde bulundurularak düzeltmenin yapılması gerekiyor.
ÜCRET ARTIŞI ZORUNLULUK HALİNE GELDİ
Bir diğer konu ücret artışları, ücretlerin enflasyon kadar artırıldığında bunun da yeniden enflasyona neden olduğu ve bunun artık bir döngüye girdiğine yönelik görüşlere katılıyor musunuz?
Maalesef o kısır döngüye girdik gibi görünüyor. Gerçekten ya fakirleşeceğiz, ya da enflasyonun yarattığı etkiyi ortadan kaldıracağız. Enflasyon etkisin ortadan kaldırmak için ücretlere artış yapılması da enflasyonist bir sürece sokuyor. Ancak ücret artışı sabit gelirliler açısından bir zorunluluk haline geldi.
İşletmelerin cirosu yüzde 128 yükselmiş, asgari ücret geçen yıl yüzde 50 artırıldı, enflasyon mayıs ayında yıllık yüzde 73.5, geçen yıl Ocak ile Mayıs esas alınırsa yüzde 84 civarında. Örneğin biz kendimiz açısından düşünürsek, yani YMM olarak işletmeden talep edilebilecek en düşük ücrete yüzde 25 zam yapıldı. Oysa biz çalışanımıza yüzde 50 zam yaptık, yani asgari ücret zammını diğer personele de yansıttık. Ulaşım, kira, gıda maliyetleri göz önünde bulundurduğumuzda, sadece kağıtta bile yüzde 300 enflasyon yaşadık. Veriler yüzde 73 dese de bizim maliyetlerimizde normalde çok daha yüksek artış oldu. kiraya sınırlandırma getirildi ama yetmiyor.
Bu kaybın sabit gelirlilerde, ortadan kaldırılması gerekiyor. Yoksa zaten açlık sınırı rakamlarının altında gelirler giderek daha fazla fakirleşip yoksullaşacağız. Kamuda çalışanlara yapılacak.
https://www.dunya.com/ekonomi/turmob-baskani-emre-kartaloglu-enflasyon-muhasebesi-artik-zorunlu-hale-geldi-haberi-662086