Türkiye’nin ham çelik üretimi, 2019 yılının Şubat ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre % 12,5 oranında azaldı-TÇÜD

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği'nin (TÇÜD) açıklaması aşağıda bulunuyor:

ÇELİK ÜRETİMİ

Türkiye’nin ham çelik üretimi, 2019 yılının Şubat ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre % 12,5 oranında azalışla 2.6 milyon ton, Ocak-Şubat döneminde ise % 16,1 oranında azalışla 5.2 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

ÇELİK TÜKETİMİ

2019 yılının Şubat ayında, nihai mamul çelik tüketimi, 2018 yılının aynı ayına kıyasla % 34,4 azalışla, 1.8 milyon ton, yılın ilk iki ayı itibariyle de % 39 azalışla, 3.4 milyon ton oldu.

DIŞ TİCARET

İhracat

Çelik ürünleri ihracatı Şubat ayı verilerine göre, miktarda % 17,7 oranında artışla 1.9 milyon ton, değerde ise % 4,9 artışla 1.4 milyar dolar oldu.

Ocak-Şubat döneminde ise 2018 yılının aynı dönemine nispetle ihracat miktar itibariyle % 17 artışla 3.8 milyon ton, değer itibariyle % 6,8 artışla 2.8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

İthalat

Şubat ayı ithalatı, 2018 yılının aynı ayına göre, miktar yönünden % 30,6 azalışla 853 bin ton, değerde % 29,2 azalışla 748 milyon dolar seviyesinde kaldı.

2019 yılının iki ayında ise ithalat, bir önceki yılın aynı dönemine göre, miktar yönünden % 30,8 azalışla 1.8 milyon ton, değer yönünden % 29.5 azalışla 1.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Dış Ticaret Dengesi

2018 yılının ilk iki ayında % 117 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde %177 seviyesine yükseldi.

DÜNYA ÇELİK ÜRETİMİ

Dünya Çelik Derneği (worldsteel) tarafından açıklanan 2019 yılı Şubat ayı verilerine göre, dünya ham çelik üretimi, geçtiğimiz yılın aynı ayına kıyasla, % 4,1 artışla 137.3 milyon ton, yılın ilk iki ayında ise % 3,8 artışla, 287.6 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

Söz konusu dönemde, Çin’in ham çelik üretimi, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla % 9.2 oranında artışla 149.5 milyon tona yükselirken, ikinci sırada yer alan Hindistan’ın ham çelik üretimi % 0.1 artışla 17.9 milyon ton, üçüncü sırada bulunan Japonya’nın ham çelik üretimi ise % 8,3 oranında azalışla 15.9 milyon ton olarak gerçekleşti.

2019 yılının Ocak-Şubat döneminde ham çelik üretimi %16,1 azalışla 5.2 milyon ton seviyesine düşerek dokuzuncu sıraya gerileyen Türkiye, ilk on üretici arasında üretimi en fazla gerileyen ülke oldu. Sekizinci sırada yer alan Brezilya’nın ham çelik üretimi, yılın ilk iki aylık döneminde % 0,5 yükselişle 5.6 milyon tona çıktı. Onuncu sırada bulunan İran ise, Ocak-Şubat döneminde % 7,6 artışla 4.2 milyon ton ham çelik üretimi gerçekleştirdi.

DEĞERLENDİRME

Yılın ilk iki ayı itibariyle ham çelik üretiminin % 16,1 oranında gerilemesiyle Türk çelik sektörü için, üretimin sürdürülebilirliği açısından hassas bir aşamaya gelindiği ve 2019 yılının 2018 yılından çok daha zor geçeceği değerlendirilmektedir.

2018 yılının ilk beş ayında ortalama %15,1 artan nihai mamul çelik tüketimi, Haziran ayından itibaren azalış eğilimine girmiş, yılın son üç ayında ortalama % 46,5 oranında azalmıştır. Tüketimdeki gerileme bu yılın Ocak-Şubat döneminde %39 seviyesinde devam etmiş olmakla bberaber, tüketim azalışında görülen 7,5 puanlık iyileşme; seçim sonrası dönemde alınacak tedbirlere bağlı olarak, ekonominin çarklarındaki dönüşün kademeli bir şekilde iyileşebileceğine, önümüzdeki aylarda tüketimdeki düşüşün daha da yavaşlayacağına ve yılın son çeyreğinde artışa dönüşebileceğine işaret etmektedir.

Mevcut durum, iç talepteki daralmanın ve dış piyasalardaki korumacı politikaların, Türk çelik sektörünü ciddi ölçüde etkilemeye devam ettiğini göstermektedir. İhracattaki kâr marjları büyük ölçüde düşmüştür. Çelik mamulleri ihracatının miktar yönünden % 17 arttığı ilk iki aylık dönemde, değer yönündeki artışın % 6,8 seviyesinde kalması, ihracatın getirisinin azaldığını ortaya koymaktadır. İhracat fiyatlarındaki gerileme, çelik üreticisi firmaların üretimlerini daha fazla azaltmamak için, düşük kâr marjlarıyla ihracat yapmak durumunda kaldıklarını göstermektedir. Düşüş eğilimine rağmen, ithalatın hala 10 milyon tonun üzerinde seyretmesi, kabul edilebilir bir durum değildir. ÜÜretimdeki düşüşün durdurulabilmesi için, talebin yurtiçine yönlendirilmesini mümkün kılacak tedbirlerin süratle uygulamaya aktarılması hayati önem taşımaktadır.