TCMB, beklentilere paralel olarak politika faizi %50 düzeyinde sabit bıraktı.
Karar metninde, Ekim ayında enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözlendiği ifade edilerek, son çeyreğe ilişkin
göstergelerin yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere “geldiğini” ima
ettiği aktarıldı. Bir önceki karar metninde ise söz konusu göstergelerin enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere
“yaklaştığını” ima ettiği vurgulanmıştı.
Yine bir önceki metne göre değişen ifade şu şekilde kaydedildi; “Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları
iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.”
Metinde, temel mal enflasyonunun düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonunda iyileşmeye dair sinyallerin
belirginleştiği belirtilerek, geçici arz koşullarına bağlı olarak işlenmemiş gıda enflasyonunun yüksek seyrini sürdürdüğü
aktarıldı.
Para politikasındaki kararlı duruşun, yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon
beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendireceği
ifadesi korunurken, “Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır.” cümlesi metne
eklendi.
Metinde, aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen
tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği vurgulanarak, bu doğrultuda, politika
faizi seviyesinin, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon
sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleneceğine yer verildi.
Öte yandan, yurt içinde açıklanan makroekonomik verilere göre, Ekim’de enflasyon, aylık bazda %2,97 ve yıllık bazda
%49,38 le beklentilerin hemen üzerinde gelmişti. Söz konusu dönemde TÜFE’nin tahminlerin üzerinde artış
kaydetmesinde, kış mevsiminin de yaklaşmasıyla giyim ve ayakkabı harcamalarında bir önceki aya göre %14,32'lk artış
etkili oldu. Üretici enflasyonu da Ekim’de bir önceki aya göre %1,29 ve yıllık bazda %32,24 oldu.
Ayrıca, TCMB Başkanı Fatih Karahan, yılın son “Enflasyon Raporu” sunumunda, 2024 ve 2025 yıl sonu enflasyon
tahminlerinde sırasıyla %44 ve %21 olarak yukarı yönlü revizyona gittiklerini bildirmişti.
Tüm bu gelişmelerle birlikte, hem “Enflasyon Raporu” sunumunda hem de karar metninde öncekilere nispeten daha
“güvercin” bir tonla karşılaşılması, TCMB’nin faiz indirimine Aralık toplantısında başlayabileceğine ilişkin beklentilerin
yoğunlaşmasına neden oldu. Önemli merkez bankalarının faiz indirim sürecine başlamasının yanı sıra önümüzdeki
süreçte yurt içinde enflasyonun yavaşlamaya devam edeceğini ve bunun da Türkiye’ye olan sermaye akışını
hızlandırabileceği kanaatindeyiz. Bu perspektifte önümüzdeki dönemde de TL temasının güçleneceğine yönelik
görüşümüzü sürdürüyor ve çoklu varlık yönetiminin öneminin artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Son dönemde
artan büyüme endişeleri ve finansman maliyetlerinin yüksek olması sebebiyle hisse senetleri tarafında da şirket
seçimlerinin daha dikkatli yapılması gerektiğinin
Türkiye Hayat Emeklilik
https://www.turkiyesigorta.com.tr/ekonomik-arastirmalar
* * *
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.