Paranın Rengi (Garanti BBVA Yatırım)

Arkadaşlarınızla birliktesiniz, güzel bir pizza yiyip sohbet ediyorsunuz. Doydunuz, ama ev sahibi arkadaşınız bir dilim pizza daha yemeniz konusunda ısrarcı. Kıramayıp yediniz. “Doydum” aşamasından “şiştim” aşamasındasınız artık, mideniz dolu, karnınız ağrımaya başladı, zaten pizzanın tadı da ilk yediğiniz dilim gibi lezzetli gelmedi. Örneği değiştirelim: En sevdiğiniz yönetmen Guy Ritchie’nin yeni filmini izliyorsunuz, film güzel, sevdiniz ama olay örgüsünü karıştırmaya başladınız artık ve filmin bitmesine daha iki saat var. Ya da takımınızın maçındasınız, tezahüratlara tüm coşkunuzla, avaz avaz, yanınızdakileri susturacak kadar güçlü bir sesle eşlik ediyorsunuz, bir yerden sonra boğazınız o kadar yanmaya başlıyor ki bırak bağırmayı, yanınızdakine sesinizi duyuramıyorsunuz...
Hayatta bir an gelir ki yaptığımız şeylerin, aldığımız zevklerin fazlası ters etki etmeye başlar. İktisatta marjinal fayda denilen bu olgu bir süredir İskandinav kültüründe kendine “lagom” ismiyle bir yer buldu. Lagom “ne az, ne fazla, tam gerektiği kadar” anlamına gelen bir sözcük. Özetle, neyin yeterli olduğunu bilmek, sürekli daha fazlasını istemek yerine makul olanla yetinmekten bahsediyoruz. Burada iki konu öne çıkıyor. Bunlardan ilki bir nevi sosyal farkındalık. Mesela önünüzdeki tabakta 3 kurabiye varsa ve siz biriyle yetinebilecekken hepsini yerseniz diğer insanları bir haktan/zevkten mahrum bırakırsınız. Topluma saygılı olmak istiyorsak ihtiyacımız olanla yetinmeyi bilmeliyiz. İkinci konu ise algımız ile ilgili. Hemen hepimiz için büyük daha iyidir; daha büyük ev, daha büyük araba, daha yüklü bir banka hesabı… Halbuki bazen oturduğumuz ev bizim için pekala yeterlidir, arabamızın konfor/ekonomi dengesi gayet yerindedir, belki de bizi yıllarca geçindirecek mal varlığımız vardır. Basit şeylerden mutlu olmaktan ziyade bazen “daha azın daha fazla şey anlamına geldiğini” fark etmemiz gerekir. Sevdiğimiz bir şeye sahip olmamız, ondan daha fazla olması için, hep bir adım daha ileri atmak için çabalamamız gerektiği (pizza, film , tezahürat örneklerinde olduğu gibi) anlamına gelmez. Bir arkadaşınızla kahve içip sohbet etmek güzeldir, 10 arkadaşınızla üst üste kahve içip sohbet etmek işkencedir.
Finansal piyasalarda hırsın önünü almak zor, hatta imkansız… Bir yerde kazanırsanız devamını istersiniz. Bir hisseden gün içinde %5 kazanırsanız, ertesi gün %10 kazandıracak hisseyi kovalarsınız, sonra 2 kat, 3 kat gidecek hisse ararsınız. Kripto piyasasında geçen 2 yılda yaşananlara bakın. Bunların bir kısmı haklı gerekçelerle olabilir, bir
kısmı ise saf hırs… Peki, finansal piyasalarda “gerektiği kadar ile yetinmek” deyince ne anlamamız lazım?

 Garanti BBVA Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş
 https://www.garantibbvayatirim.com.tr/
 

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş. iş burada yer alan bilgilerin, doğruluğundan, yeterliliğinden veya tamlığından ve bu bilgiler ışığında yapılan ve yapılacak olan ileriye dönük yatırımların sonuçlarından hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Ayrıca, Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.'nin yazılı izni olmadıkça içeriği kısmen ya da tamamen üçüncü kişilerce hiç bir şekil ve ortamda yayınlanamaz, iktisap edilemez, alıntı yapılamaz, kullanılamaz. İleti, gönderilen kişiye özel ve münhasırdır. İlave olarak, bu raporun gönderildiği ve yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda kullanıldığı ülkelerdeki yasal düzenlemelerden kaynaklı tüm talep ve dava haklarımız saklıdır.



Facebookta Paylaş