Küresel boyutta yaşanan arz şokuna bağlı olarak yüksek seyreden plastik hammadde fiyatlarının sektöre etkisini değerlendiren PAGDER Plastik Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün, “Mart ayı itibariyle Avrupa’da kurulu petrokimya tesislerinden 38’inin üretimlerini kısması ya da tamamen durdurması bu ülkelerden yapılan ithalatın yavaşlamasına sebep olmuştur. Bunun yanı sıra uzun süredir devam eden tedarik zincirinin bozulmasına bağlı olarak Uzak Doğu ülkelerinden yapılan ithalat bedellerinin konteyner başına 8.000-10.000 dolar bandına çıkmış olması bu bölgeden ithal edilen hammaddelerin de rekabetçi bir fiyata sahip olmasını engellemektedir. Bu sorunlar sebebiyle kar marjı hızla eriyen ve işletme maliyetleri artan sektörümüzün hammaddeye ve finansmana erişimini kolaylaştıracak adımların atılması gerekiyor” dedi.
Ek Mali Yükümlülükler Kaldırılmalı
Ülkemiz plastik sanayisinin ihtiyaç duyduğu hammaddenin yaklaşık olarak %15’inin yurtiçinde üretildiğini kalan %85’lik kısmın ise ithalat kanalıyla temin edildiğini belirten Gülsün, “İdeal durum hammadde talebimizin tamamının yerli kaynaklarla karşılanarak arz güvenliğimizin tam olarak sağlanması olsa da kısa vadede bu büyüklükte tesislerin kurulması mümkün olmadığı için sanayimizin ihtiyaç duyduğu hammaddeye erişimini kolaylaştıracak adımlar atılması gerekiyor. AB ile yaptığımız gümrük birliği anlaşması sebebiyle üçüncü ülkelerden yapılan hammadde ithalatına uyguladığımız gümrük vergilerini sıfırlanma şansımız ne yazık ki yok. Benzer şekilde Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) sürecinden geçerek onaylanmış olan anti-damping önlemlerinin de askıya alınması çok mümkün gözükmemektedir. Öte yandan, ABD’nin Türk çeliğine uyguladığı ilave gümrük vergisine mütekabiliyet çerçevesinde uygulamaya koyduğumuz ek mali yükümlülükler hızla uygulamadan kaldırılabilir. Söz konusu ek mali yükümlülüklerin kaldırılması tüm ürün gruplarında bir rahatlama sağlamayacak olsa da özellikle fiyatı en fazla artan ürünlerin başında gelen polivinil klorür (PVC) grubu fiyatlarında %25 oranında bir gevşeme sağlayacaktır. Bundan sonraki süreçlerde de önümüze gelebilecek olası ek mali yükümlülük uygulamalarında sanayi tesislerimiz tarafından kullanılan hammaddelerin uygulamaya dahil edilmemesine özen gösterilmelidir” dedi.
Finansmana Erişim Kolaylaştırılmalı
Sözlerine devam eden Selçuk Gülsün, “Plastik sanayindeki en önemli maliyet kalemi olan hammadde de meydana gelen bu hızlı artış işletmelerin kar marjlarının hızla erimesine neden olmuştur zira üretici maliyet artışını fiyatlara yansıtamamaktadır. Son 6 aylık dönemde ÜFE ile TÜFE arasındaki makasın hızla açılarak %15 seviyesine gelmiş olması da bu durumu teyit eder niteliktedir. Özellikle plastik sektörü gibi 30’dan fazla sektöre ara girdi sağlayan stratejik önemi haiz sektörlerde meydana gelen maliyet artışları tüm imalat sanayinin olumsuz etkilenmesine sebep olmaktadır. Kar marjlarının erimesinin yanı sıra işletmelerin karşılaştığı bir diğer önemli sorun ise hızla artmış olan işletme sermayesi ihtiyacının karşılanmasıdır. Bu süreçte sektörümüzün finansman kaynaklarına erişiminin kolaylaştırılması olası üretim kayıplarının yaşanmasının önüne geçecektir” dedi.
Orta ve Uzun Vadeli Hedefler Göz Ardı Edilmemeli
Kısa vadede sektörün nefes almasını sağlayacak her türlü adımı desteklediklerinin altını çizen Gülsün, “Öte yandan, sektörümüzün yapısal sorunlarını ortadan kaldıracak orta ve uzun vadeli hedefler konusunda da kararlı adımlar atılmalı. Bu kapsamda çalışmaları devam eden petrokimya tesislerinin tamamlanması ve bunlara yenilerinin eklenmesi, gerek hammadde ithalatı gerekse ihracat maliyetlerini azaltacak lojistik hatların kurulması ve sektörümüzün sermaye ve insan kaynağı yapısını geliştirecek stratejiler geliştirilmesi sektörümüze ve ülkemize büyük fayda sağlayacaktır” dedi.