Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Elektrikli araç satışlarının bu yıl ülkemizde rekor kırarken, ülkemizdeki elektriklileşme evresine karşın Dünya çapında elektrikli araç geçişinde üretim maliyetlerinin etkisiyle yavaşlama gözleniyor. Diğer taraftan her geçen gün yeni teknolojilerle donatılan içten yanmalı motorlar, daha düşük emisyon değerleri, daha düşük yakıt tüketimleri ve daha küçük hacimden daha yüksek güç elde etme kabiliyetlerini hibrit yapıyla birleştirmeye devam ediyor. Dünya genelinde sıfır emisyonla ulaşım konsepti giderek önem kazanırken, yüzde yüz elektrikli araçlar teknoloji ve altyapı açısından henüz tam anlamıyla olgunluğa ulaşabilmiş değil. Elektrikli araca geçiş sürecinde birçok kullanıcı için hibrit otomobillerin önümüzdeki yıllarda kilit bir rol üstleneceğini söyleyen Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “Elektrikli araçlardaki var olan algı, gerçekliğin daha ötesinde ve gelişime ihtiyacı var. Ortalama hibrit bir aracın yakıt tüketimi için 10 yıl önce 5-6 litreleri konuşurken bugün 100 kilometrede 2,5 litre benzin tüketir hale geldiler. Bu sessiz gelişim benzinli motorlar için her şeyin bitmediği anlamına geliyor. 2030’lu yılları konuştuğumuz tam elektrikliye geçiş periyodunda benzinli motorların ömrü 2045 yılına kadar uzayabilir. ” dedi.
İçten yanmalı motorların yakın gelecekte yerini elektriklilere bırakacağına yönelik genel bir kanı hâkimden, üreticiler benzinli motorla elektrikli motoru bir arada sunabilen hibrit araçlar geliştirmeye devam ediyor. Birçok otomobil üreticisi, regülasyonlar nedeniyle önümüzdeki 10 yıl içinde sıfır emisyon hedefine ulaşmak adına elektrikli araç üretimine ağırlık verirken, Dünya genelinde elektrikli araç satışlarında yavaşlama görüldüğü belirtiliyor. Öte yandan ülkemizin önemli otomotiv şirketlerinden Motor Aşin, üretim maliyetleri yüksek olan elektrikli araçlara karşın özellikle benzinli araçların kısa ve orta vadede hayatımızdaki yerini koruyacağını açıklıyor.
Benzinliler için henüz her şey bitmedi
Son 25 yıl içinde ciddi değişimler gözlenen hibrit araçların endüstride büyük öneme sahip olduğunu ifade eden Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı “Şarj istasyonu sayısı, menzil, şarj olma süresi gibi unsurlar her tüketici için uygun olmayabiliyor. Daha düşük yakıt tüketimli, daha çevreci, soru işaretleri barındırmayan hibrit araçlar elektrikli araçlara geçiş sürecinde kritik bir rol üstleniyor. Hibrit araçlar, içten yanmalı motorlarla elektrikli motorların optimize edilmiş bir kombinasyonunu sunarak, kullanıcılar için güvenilir bir seçenek olarak öne çıkıyor.
Ayrıca bu araçların birçoğu şehir içi trafiğinde elektrikli motorla hareket ettiği için mekanik anlamda daha uzun ömre sahip oldukları gibi servis maliyetleri de daha düşük olacak. Benzinliler için henüz her şey bitmedi.” yorumunda bulundu.
Ortalama tüketimler 100 kilometrede 2,5 litreye kadar düştü
Gelişmiş fren, şanzıman ve motor teknolojileriyle artık birçok hibrit araçta yakıt tüketimlerinin düştüğünü hatırlatan Aşçı “Ortalama hibrit bir aracın yakıt tüketimi için 10 yıl önce 5-6 litreleri konuşurken bugün 100 kilometrede 2,5 litre benzin tüketir hale geldiler. Hatta öyle ki bazı premium Alman araç üreticileri yüksek performanslı araçlarında hibrit teknolojisi sayesinde 800 beygir güçle gündelik kullanımda ortalama 4-5 litre yakıt tüketimini aynı anda sunar hale geldi. Bu rakamlar gerçekten etkileyici. Tüketim ve CO2 seviyeleri daha da aşağıya düştükçe benzinli motorların ömrünün uzayarak 2045 yılına kadar hayatımızda var olacaklarını öngörüyoruz. Pil teknolojisinin ilerlemesi ve hidrojen destekli içten yanmalı motorlar gibi alternatiflerin ortaya çıkması, gelecekte elektrikli araç teknolojisinin daha da çeşitlenebileceğini gösteriyor. Kullanıcıların gözünden bakıldığında da elektrikli araçların şarj süreleri ve kullanım kolaylığı henüz beklenen seviyeye gelmiş değil. Ancak bu süreçte hibrit araçlar, elektrikli araç teknolojisinin ilerlemesinde önemli bir rol oynamaya devam edecek gibi görünüyor. Bu alandaki dijitalleşme trendi ve teknolojik gelişim, gelecekte elektrikli araçları farklı bir noktada bulmamıza olanak tanıyabilir. Önümüzdeki yıllarda sektördeki gelişmelerle birlikte daha optimize edilmiş çözümlerle karşılaşmamız mümkün.” dedi.