Bankacılık Sektörünün SYR-Sermaye Yeterlilik Rasyosu hesaplamalarında tercih edilen standart yöntemlerin üstünlüğü bariz bir avantaj olmakla beraber, daha az sermaye gereksinimi hesaplanması açısından Türk bankacılık sektörü tarafından gereğinden fazla yan başlık açma çabalarına girilmesi BASEL ruhunu oldukça zorlamaktadır. Standart yöntem çerçevesinde, toplam riske esas tutarın %90 gibi kahir ekseriyetini oluşturan kredi riskine esas tutar için %100 ve ötesi riskli varlıkların %0’e doğru yakınsanması, kurumsal, ipotekli ve perakende kredilere odaklanan bir kredi stratejisinin geliştirilmesi, minimum sorunlu kredi oranı, minimum diğer aktifler ve makul likidite tercihleri çok fazlaca öne çıkartılmıştır.
Bankacılık Sisteminin SYR-Sermaye Yeterlilik Radyosu’nun giderek yükselmesi risk kalitesindeki düzelme yönlü realitelerden ziyade regülasyonlara dayalı bir gelişmedir. Bankacılık sektörünün karşı taraf riski dahil toplam kredi riski son 10 yılda 9,99 kat artarken, yasal özkaynakları da yaklaşık 9,7 kat artış göstermiştir. Her iki kalem hemen hemen aynı düzeyde büyümüş olmasına rağmen bankacılık sektörünün SYR-Sermaye Yeterlilik Radyosu’nun %16.28 seviyesinden %19,06 seviyesine yükselmesi realiteden ziyade regülasyonlara dayalı bir gelişmedir.
Tüm kredi risklerinin %100 risk kategorisinde değerlendirilmesi halinde Türk bankacılık sektörünün SYR-sermaye yeterlilik rasyosu minimum %42 puan aşağı düşecek (yaklaşık % 8 puan) ve %10 gibi kritik seviyelere inecektir. Örneğin SYR hesaplamalarının bu şekilde hesaplanması halinde bankacılık sektörünün 31.12.2023 tarıhli SYR’su % 19.06 değil, %11 olacaktır. Risk yöneticilerinin bu gerçeğin önemle not etmeleri gerekir.
Türk bankacılık sektörünün kredi riskinin %36,12’lik kısmının sıfır risk ağırlığında, %63.73’lük kısmının da %100 risk ağırlığının altında değerlendirilmesi sorgulanmalı ve yeniden gözden geçirilmelidir. %100 kredi risk ağırlığının altında kalan risk ağırlıklarının kapsamı genişletilerek karşı taraf riski dahil toplam kredi riskinin yaklaşık yarıya yakın kısmı risk olmaktan çıkartılarak SYR’nin olması gerekenden çok daha yüksek gözükmesine yol açılmaktadır. Örneğin 2024 yılında toplam 22.4 Trilyon TL’lık karşı taraf kredi riski dahil kredi riskinin 11 Trilyon TL’lık kısmı risksiz varlık olarak hesaplama dışına atılmıştır. Zira Türk bankacılık sektörünün kredi riskinin %36,12’lik kısmı sıfır risk ağırlığında gösterilmektedir. %63.73’lük kısmı da %100 risk ağırlığının altında değerlendirilmektedir. %100 kredi risk ağırlığının üzerinde kalan risk ağırlıklarının etkisi ise toplamda sadece 1 Trilyon TL’dır. Dolyısıyla SYR hesaplamasında risk dışı bırakılan tutar net olarak Net olarak 10 Trilyon TL civarındadır.
Türk Bankacılık sektörünün sahip olduğu varsayılan sermaye tamponlarıının, ilave çekirdek sermayelerinin yani döngüsel yada konjonktür karşıtı sermaye tabanlarının yeniden hesaplanması ve gerçek varlığının teyit edilmesi gerekir. Aksi takdirde içine girilen bu ekonomik daralma döneminde değişecek olan kredi döngüsü karşısında oluşacak risk duyarlılığı azaltılamayacaktır.
Orhan Ökmen
Başkan
Sesmir Kurumsal ve Finansal Danışmanlık A.Ş
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.