Merkez Bankası'nın bankalar üzerinde kurmaya çalıştığı yeni ve piyasa dışı ek sıkılaştırma regülasyonları, politika faizinin artırılmasında elinin hiç de rahat olmadığına yönelik bariz bir işarettir. Seçim sonrasında Merkez Bankası açısından faize müdahale zorluk seviyesi ve ihtiyacı daha da artacaktır.
Kredi faizlerinin geldiği yüksek seviye bile piyasa enflasyonun altında kalmakta ve fiyat istikrarının sağlanması açısından caydırıcı özelliği hiçbir şekilde bulunmamaktadır. Faizlere caydırıcı özellik kazandırılması halinde ise Türkiye ekonomisi hızla küçülecek, kazandırılmaması halinde de geniş kesimlerin satın alma güçleri daha da düşmeye devem edecektir. Bu açıdan Merkez Bankası bir tercih ikirciği ve tercih çelişkisi içerisindedir.
Türkiye ekonomisi, 2022 yılında 2023 yılı mayıs ayına kadar akıl dışı politikalar nedeniyle yaşadığı travmanın etkisinden hala kurtulamamıştır.
Beklenen sermaye girişlerinin başlamamasındaki temel gerekçe, politika faizinin geldiği seviyenin hem reel hem de nominal enflasyonun altında kalmaya devam etmesidir.
Yüksek seyreden enflasyonla başa çıkmak için politika faizinin devre dışı bırakılıp daha fazla regülasyon adımlarının atılması, beklenen etkiyi yaratmakta aciz kalacaktır.
Orhan Ökmen
Başkan
Sesmir Kurumsal ve Finansal Danışmanlık A.Ş
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.