Makro analiz (Sesmir)

• Küresel konjonktürün sıkılaşan koşulları umursanmadan, TL faiz oranlarında ters istikamette yapılan indirim ve seri bir şekilde indirime devam edeceğine ilişkin verilen açık mesaj, TL’nin direnç mekanizmalarını tamamen işlevsizleştirmektedir.

• TL’deki düşüşü sadece seyreden, sözel dahi olsa piyasalarla hiçbir iletişim muhabbeti kurma gereği dahi duymayan bir Merkez Bankası’nın, kitlesel yoksulluğu artıran bu politika tercihiyle neyi amaçladığı belli değildir: İthalatın sıfıra yakın elastikiyet realitesine gözlerini kapatarak, düşük faiz yoluyla Türkiye ekonomisinin döviz kazancının artırılmasını hedeflemek, fiiliyatta kitlesel yoksulluğu artırmaktan başka bir sonuç üretmeyecektir.

• Cari açığın, azalan dış fonlamaya dayalı olarak şu andaki küçülmesini, artan döviz kazancı olarak yorumlamak en iyimser yorumla cehalet göstergesidir: Uzun vadeli fonlama Türkiye’nin yapısal risklerinden kaçındığı için, kısa vadeli fonlama ise Merkez Bankası’nın zayıflayan kurumsal bağımsızlığı ve bozulan kredibilitesinden kaynaklanan risklerden kaçındığı için Türkiye’ye gelmiyor.

• İhracat gelirlerindeki artışların birincil pozitif etkileri direkt olarak firmalara, ithalat bedellerinin artmasının birincil negatif etkileri de diret olarak toplum geneline yansıdığı için, ihracat artsa da enflasyonun artış süreci maalesef bundan sonra da devam edecektir. Kaldı ki faiz indirimleri ihracatta beklenen artışı da sağlamayacaktır. Üstelik ihracat gelirlerinin artırılması Merkez Bankası’nın görevi de değildir. Merkez Bankası bir an önce kendi esas görevine dönmeli, üzerine vazife olmayan işlere kalkışmamalı ve tüm gücüyle toplumsal kaosa yol açan enflasyon riskinin azaltılmasına odaklanmalıdır.

• Merkez Bankası, politika faizini fiilen artırmayıp, yapmayı planladığı faiz indirimini bu ay pas geçse bile TL’deki erime ve kaos ortamı aynı hızla devam edecek ve gelecek yıla ağır bir miras olarak devredilecektir. Nitekim Merkez Bankası’nın faiz indirimine devam edeceğine ilişkin ısrarcı niyeti orta yerde durmaktadır.

• Döviz kurunun gecikmeli geçiş etkisini umursamayan TCMB, uygulayacağı politikaların öngörülebilirliği konusunda piyasaları tamamen sinyalsiz bırakmış, politika mekanizmalarının oluşum süreçlerini tamamen kişisel tercihlere terk etmiştir: FED’ in daraltıcı para politikasına geçişinin döviz kurundaki ani dalgalanmaların fiyatlama davranışlarına yönelik yukarı yönlü riskine karşı TCMB’nin faiz indiriminde ısrar etmesi intihardan başka bir şey değildir.

• Politika faizinin TÜFE endeksine göre pozitif alana taşınmaması halinde döviz kurlarında istikrar seviyesi oluşmayacaktır.

 Orhan Ökmen
 Başkan
Sesmir Kurumsal ve Finansal Danışmanlık A.Ş
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.