İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, pandemide küresel tedarik zincirlerinde yaşanan dönüşümle Türkiye’nin önemli bir fırsat yakaladığına dikkat çekerek “Hayatın işleyişine devam edebilmesi için üretimin kesintisiz sürmesi gerektiği bir gerçek. Ancak bu süreçte sanayimizin, güçlü ve sürdürülebilir ihracat için finansman desteğine ihtiyacı var. Bu bağlamda Türk Eximbank, ihracat ve yeşil ekonomi için yeni nesil finansman kaynaklarını artırarak desteklerini çeşitlendirmeli” dedi.
Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney: “Amacımız karlılığı artırma değil ihracatçıyı desteklemek, maliyetlerimiz piyasaya göre cazip. KOBİ’lere verdiğimiz destekleri de çok önemsiyoruz. Bu yılın ilk yarısında, ilk defa banka kredisinden yararlanan firmaların yüzde 92’sini KOBİ’ler oluşturuyor. KOBİ desteklerinin artmasıyla 300 milyar dolar ihracata ulaşabiliriz.”
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin ağustos ayı olağan toplantısı “Nitelik ve Katma Değer Odaklı İhracatın Geliştirilmesi ve Sürdürülebilirliği İçin Türk Eximbank'ın Vizyonu, Sunduğu Desteklerin Çeşitlendirilmesi” ana gündemi ile video konferans üzerinden gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın yaptığı online Meclis toplantısına, Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Covid-19 salgını nedeniyle küresel tedarik zincirlerinde yaşanan ve devam etmesi beklenen dönüşümle birlikte, Türkiye’nin dünya ihracatındaki payını artırma ve değer zincirinde daha üst sıralara yükselme yönünde önemli bir fırsat yakaladığına dikkat çekti. Dünya ekonomilerinin önemli bir kısmının yeniden açılması ve küresel ticaretin toparlanmasıyla ülke ihracatının kazandığı güçlü ivmenin bu yönde önemli bir işaret olduğunu belirten Bahçıvan şunları söyledi:
“Ticaret Bakanlığının açıkladığı ihracat verileri, 2021 yılını 210 milyar dolar civarında bir ihracatla tamamlayabileceğimizi gösteriyor. Ülkemiz ihracatının yüzde 95’i aşkın bir kısmını sanayi sektörü gerçekleştiriyor. Ülkemizi katma değeri yüksek ürünlerde daha rekabetçi hale getirebilmek için çok daha fazla yatırıma ihtiyacımız olduğunun farkındayız. Nitekim sanayi sektörümüz yeni döneme çok daha yüksek bir yatırım motivasyonuyla girdi. Geçen yılın ortalarından bu yana makine-teçhizat yatırımlarındaki artış trendi umut verici. Yine sanayi üretiminin son aylarda yakaladığı ivme, sanayi istihdamının haziranda 6 milyon 240 bin ile şimdiye kadarki en yüksek sayıya ulaşması gibi gelişmeler, sektörümüzün büyük bir atılımın eşiğinde olabileceğini gösteriyor. Önümüzdeki süreç nasıl şekillenirse şekillensin hayatın işleyişine devam edebilmesi için üretimin kesintisiz sürmesi gerektiği bir gerçek. Ancak bu süreçte sanayimizin güçlü ve sürdürülebilir ihracat konusunda desteğe ihtiyacı var. Bunun başında da finansman geliyor. Bu bağlamda Türk Eximbank, ihracat ve yeşil ekonomi için, özellikle yeni nesil finansman kaynaklarını arttırarak desteklerini çeşitlendirmeli.”
Ülkemizde banka kredileri kanalıyla finansmana daha uygun maliyetlerle ve daha kolay erişebilmenin her sanayicinin temennisi olduğunu söyleyen Bahçıvan, “Öte yandan, uzun vadede üretici ve ihracatçılarımızın alternatif finansman enstrümanlarıyla buluşması ve kredi dışı enstrümanları daha fazla kullanması hayati bir önem taşıyor. Bu noktada ihracatçımızın en büyük destekçisi olan, reel sektörün dostu Türk Eximbank’ın vizyon ve projelerini, en zor zamanlarda rekabet gücümüzü destekleyen önemli bir unsur olarak görüyoruz” dedi.
Türk Eximbank’ın sermayesi güçlendirilmeli
Türk Eximbank’ın kredi hacminin artırılması ve yeni iş modelleri geliştirerek farklı enstrümanlarla şirketleri ve ihracatı daha fazla desteklemesinin önemine değinen Bahçıvan “Türk Eximbank’ın mevcut sermayesi ile ihracatımızı ve ihracatçılarımızı nitelikli bir şekilde desteklemesi mümkün görünmüyor. Bu nedenle de Türk Eximbank’ın sermayesi güçlendirilmelidir. Türk Eximbank tarafından kullandırılan kredilerin yalnızca yüzde 9’u TL cinsindedir ve KOBİ dışı firmalara TL bazlı kredi kullandırılmamaktadır. Türk Eximbank’ın, Türk Lirası kredi olanakları genişletilmeli ve firmalarımızı kur risklerine karşı koruyacak enstrümanlar geliştirmelidir. Öte yandan kredilendirme sürecindeki teminat masrafları sanayicilere ciddi bir maddi külfet oluşturmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Lütfi Elvan’ın geçtiğimiz hafta yaptığı, ihracat potansiyeli yüksek KOBİ’lere yönelik Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli Eximbank Kredi Paketi açıklamasından memnuniyet duymakla birlikte bu imkanın sadece KOBİ büyüklüğündeki ihracatçılarımız için değil sektörün lokomotifi olan diğer ölçekli tüm firmalarımız için de sürdürülebilir bir bakış açısı ile geliştirilmesi gerektiği görüşündeyiz” dedi.
Teminat karşılığı yerine past performansa göre kredi
Bahçıvan, aynı şekilde kredibilitesinde sorun olmayan, yükümlülüklerini zamanında yerine getiren firmaların KGF limitlerini kaybetmesinin haksızlık olduğunu vurgulayarak “Türk Eximbank artık sadece teminat karşılığı kredi veren bir kuruluş olmaktan çıkıp, geçmiş dönemlerde de sık sık gündeme getirdiğimiz gibi, şirketleri past performans kriterlerine göre değerlendirip kredilendiren bir kurum haline gelmelidir. Bu vesileyle, yalnızca Eximbank kredilerinde değil, tüm bankacılık sisteminde bir şikayet ve maliyet unsuru haline gelen teminat mektuplarındaki aşırı komisyon ve masrafların, BDDK’nın alacağı bir kararla özellikle ihracata dönük mektuplarda yüzde 1 ile sınırlandırılması çok faydalı olacak. Yine ihracat hacmine bağlı olarak ihracatçı sanayicilerin Eximbank kredi limitlerinin de artırılması gerekiyor. İhracatçılarımızın nakit akışı sürdürülebilirliği açısından, fonlamanın uzun vade ağırlıklı olması son derece önemli bir husustur. Halihazırda Türk Eximbank’ın yurt içi kredi hacminin yüzde 76’sının kısa vadeli olduğu düşünüldüğünde, uzun vadeli fonlama olanaklarının da mutlaka artırılması gerektiği kanaatindeyiz” diye konuştu.
Uzak pazarlara yönelik düşük faizli TL kredisi
Küresel ticaret zincirlerindeki kaymalar sonucu ABD başta olmak üzere birçok uzak pazar alıcısı ülkenin Asya’ya alternatif olarak Türkiye’den tedarik arayışına girmeye başladığını dile getiren Bahçıvan “Ancak yükselen navlun fiyatları bu yönde dezavantaj oluşturuyor. Eximbank’ın uzak pazarlara ihracata yönelik düşük faizli ve TL cinsi ihracat kredileri kullandıracağı bir program başlatmasını önemsiyoruz. Desteklerde sektörel bazlı bir yaklaşım faydalı olur. Küresel ihracatta e-ticaretin payının hızla artmasıyla Türkiye’de elektronik ortamda ihracatın gelişme eğilimine girmesi ve e-ihracat yapan firmalara özel bir kredi programı tasarlanması sektörel uygulamaya iyi bir örnek olabilir” dedi.
İhracat sigorta limitleri artırılmalı
Türk Eximbank’ın sağladığı sigorta enstrümanı ile de ihracatçılara önemli katkılarda bulunduğunun altını çizen Erdal Bahçıvan “Ancak, son zamanlarda hammadde fiyatlarının aşırı artmasına rağmen firmaların ihracat sigorta limitlerinin aynı kalması ihracatçılarımızda bir darboğaz yaratıyor. Firma kendisi risk alarak Eximbank limitinin üzerinde ihracat yaptığında, herhangi olumsuz bir durumda, Eximbank belirlemiş olduğu sigorta miktarını da kapsam dışı tutuyor. Bu durum, yüksek bir talep olmasına rağmen ihracatın önündeki en büyük engellerden biri. Bu nedenle de ihracat sigorta limitlerinin artırılmasını önemli görüyoruz. Sigorta konusundaki bir başka önemli husus da alıcı limit başvurularının sonuçlanmasının çok uzun sürmesi nedeniyle ihracatımızın bu durumdan olumsuz etkilenmesidir. Bu süreler kısaltılmalı. Yine Türk Eximbank tarafından verilen yatırım kredilerindeki kriterlerin hafifletilmesi ve daha esnek bir değerlendirme yapılması, yatırımların süratle hayata geçmesine ve ihracatımızın artmasına önemli katkıda bulunacak” dedi.
Bahçıvan ayrıca, Türk Eximbank’ın dünyadaki farklı, kaliteli ve sürdürülebilirlik odaklı finansman kaynaklarını ülkeye getirmesini ve sanayiciler arasında bir köprü görevi üstlenmesini çok önemsediklerini belirterek, Türk Eximbank’ı İSO Sürdürülebilirlik Platformuna davet etti.
Güney: “KOBİ desteklerinin artmasıyla 300 milyar dolar ihracat mümkün”
Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney de amaçlarının karlılığı artırma değil ihracatçıyı desteklemek olduğunu, maliyetlerinin de piyasaya göre cazip olduğunu vurguladı. KOBİ’lere verdikleri destekleri çok önemsediklerinin altını çizen Ali Güney, “2021 yılının ilk yarısında, ilk defa banka kredisinden yararlanan firmaların yüzde 92’sini KOBİ’ler oluşturuyor. KOBİ desteklerinin artmasıyla 300 milyar dolar ihracata ulaşabiliriz” dedi. Türk Eximbank olarak alacak sigortasına da çok önem verdiklerini belirten Güney, şu bilgileri paylastı: “TÜİK verilerine göre 2019 yılında ihracatçılarımızın yüzde 62’si bir veya iki alıcıdan fazlasıyla iş yapmıyor. Alacak sigortası desteği ile tahsilat risklerini bertaraf ediyoruz. Sigorta birimini Eximbank dışında bir iştirak gibi yapılandırdık. Yeni sigorta yazılımımızı da hayata geçirdik. Pandemi dönemi sigorta algısını kuvvetlendirdi. Sigortada yüzde 42 büyüme kaydettik. Hedefimiz yıl sonunda 22 milyar sigorta hacmine ulaşmak. Bu da geçtiğimiz yıla göre yüzde 50 büyüme anlamına geliyor.”