Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi 2022 yılı şubat ayı sonuçları açıklandı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaşın etkileri Bileşik Endeks’te görülmeye başlandı. Bileşik Endeks 1,11 puan gerileyerek 74,24 puana indi. Sektörde ihracata yönelik beklentiler de zayıfladı.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi şubat ayı sonuçları açıklandı. Şubat ayının son haftasında Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaşın etkisi, mart ayında toplanan 10 günlük verilerle endekse kısmi olarak yansıdı. Bileşik Endeks şubat ayında gerilerken, ihracat pazarlarına ilişkin beklentilerdeki zayıflama dikkat çekti.
Yeni ekonomi politikalarının yarattığı yüksek enflasyona bağlı maliyet artışları, faaliyetlerdeki durağanlaşma ve özellikle yüksek enerji zamları, son dönemde Bileşik Endeks’i zayıflatan nedenlerin başında geldi. Buna ek olarak şubat ayının son haftasında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, yeni risk ve belirsizlikleri beraberinde getirdi.
Bileşik Endeks şubat ayında bir önceki aya göre 1,11 puanlık düşüşle, 74,24 puana indi. Bileşik Endeks’te 2021 yılında yaşanan hızlı toparlanma aralık, ocak ve şubat aylarında yerini düşüşe bıraktı. Bileşik Endeks’in bu eğilimini sürdürerek, bir süre daha olumsuz gelişme ve beklentilerin etkisi altında kalması bekleniyor.
Faaliyetler durağanlaştı, cirolarda enflasyonist genişleme oldu
İnşaat malzemeleri sanayi faaliyetleri, geleneksel mevsimsellik etkileriyle birlikte şubat ayında durağan bir görünüm sergiledi. Ekonomide alınan yeni kararların etkileri, yüksek enerji, maliyet ve fiyat artışları, Faaliyet Endeksi’ni olumsuz yönde etkiledi. Rusya-Ukrayna savaşının faaliyetlere etkisi ise henüz çok düşük seviyede kaldı.
Faaliyet Endeksi şubat ayında bir önceki aya göre 0,1 puan düştü. Faaliyet gruplarında sınırlı artış ve gerilemeler izlendi. Yurtiçi satışlar şubat ayında sınırlı ölçüde artarken, ihracat bir önceki aya göre düşüş kaydetti. Yüksek enerji ve girdi fiyatları üretimi olumsuz etkilerken, gerileme sınırlı kaldı. Cirolarda ise enflasyon kaynaklı olarak sınırlı bir artış görüldü.
Güven Endeksi’nin kırılganlığı sürüyor
Şubat ayında faaliyetlere yansıyan zayıflama ve savaşının yarattığı belirsizliklerin güven kaybına yol açmasıyla Güven Endeksi, bir önceki aya göre 1,34 puan azaldı. Bu dönemde yüksek enflasyon da güveni sınırlayan etki olarak belirdi.
Kırılgan kalan 2021 yılını gerileme ile kapatan Güven Endeksi, yeni yılda da düşüş eğilimini koruyor.
Şubat ayında Türkiye ekonomisine ilişkin güven seviyesinin gerilediği, inşaat sektöründe ve inşaat malzemeleri sanayisinde de güvenin düştüğü görüldü. Yurtiçi ve ihracat pazarlarına yönelik güven seviyesi bu dönemde sınırlı ölçüde düştü. İhracat pazarında ise savaşın etkileri hissediliyor.
Şubat ayında endekslerde, öncelikle ekonomi politikasında yaşanan değişim ile ortaya çıkan yüksek maliyet artışları, yüksek enflasyon ve enerji fiyatlarındaki artışlar etkili oldu. Rusya-Ukrayna savaşı ise yeni riskleri ve belirsizlikleri gündeme getirdi. Güvende zayıflama yaratan bu olumsuz koşulların bir süre daha devam etmesi bekleniyor.
Rusya - Ukrayna Savaşı beklentileri bozdu
Beklenti Endeksi şubat ayında bir önceki aya göre 0,9 puan düşerek, yeni yılın ilk iki ayında gerileme kaydetti. Düşüşler büyük ölçüde piyasalardaki belirsizliklerden kaynaklandı.
Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerin, yeni ekonomi politikası, yüksek maliyetler ve enflasyon nedeniyle zayıfladığı gözlendi.
Yüksek maliyet ve fiyat artışları, önümüzdeki üç aylık dönem için alınan yurtiçi siparişlerde düşüşe neden oldu. Aynı şekilde önümüzdeki üç aya ilişkin ihracat siparişleri de Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle şubat ayında geriledi.
Gelecek üç aya yönelik üretim beklentisi, iç ve dış siparişlerdeki azalmaya rağmen sınırlı ölçüde iyileşme kaydetti.
Beklentilerdeki düşüşte öncelikle yüksek enflasyon ve maliyetler etkili olurken, Rusya-Ukrayna savaşı ise bozulma yarattı. Bu olumsuz koşullar değişmeden beklentilerin zayıf kalmaya devam edeceği öngörülüyor.