IC İçtaş İnşaat şirketinden yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Akkuyu Nükleer A.Ş. tarafından 29.07.2022 ve 30.07.2022 tarihlerinde yapılan basın açıklamalarında sırasıyla “Akkuyu NGS projesinde çalışmalarını tamamlayan IC İçtaş İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ ile sözleşmenin feshedildiği” belirtilmiş ve "Akkuyu Nükleer tarafından Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş, Türkiye’de tüzel kişiliği olan TSM Enerji İnşaat Sanayi Limited Şirketi (TSM) ile sözleşme imzalanmıştır” denilerek kamuoyu yanıltılmaya, bir oldu bitti yaratılmaya çalışılmıştır.
Akkuyu Nükleer A.Ş. tarafından yürütülen bu fesih girişimi hem sözleşmenin tabi olduğu uluslararası hukuka hem de söz konusu şirketlerin tabi olduğu Türkiye Cumhuriyeti Hukuku’na açıkça aykırıdır. Bu doğrultuda hukuken geçersiz olan bu faaliyetler neticesinde kamuoyunu yeniden bilgilendirme gereği hasıl olmuştur.
Öncelikle yeniden belirtmek isteriz ki tüm Mühendislik, Tedarik ve İnşaat işlerinin (EPC) tek bir Rus şirketine hileli, hukuk tanımaz bir şekilde verilmesi; Proje’nin yönetimindeki Türk şirketlerinin varlığını bir oldu bittiye getirerek bitirmeye, projenin yönetim kadrolarında yer alan 3000’e yakın Türk personeli ve bu kadronun yönetiminde çalışan %93’ü Türk 25000 kişilik çalışan kadromuzu tasfiye ederek Türk şirketlerini sadece standart inşaat işleri yapan alt taşeron seviyesine indirgemeye çalışmaktır.
Akkuyu Nükleer A.Ş tarafından yapılan basın açıklamalarında yer alan hususlar gerçeği yansıtmamakta ve kamuoyunda proje alanında her şey yolunda algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Akkuyu A.Ş.’nin hukuksuz fesih bildirimi kapsamında verdiği talimat çerçevesinde sahadaki işler durdurulmuş, on binlerce çalışanımız mağdur edilmemeleri adına ücretli izne gönderilmiştir. Belirtilenin aksine, teknik güvenliği gerektiren yapıların korunmasına ait işler kapsamında son derece sınırlı bir çalışma yürütülmektedir. Esasen fesih bildirimi ile birlikte sahada hukuken çalışma şartları ortadan kalkmış olup, sigortalar geçersiz hale gelmiş, işverenin yetkili personelimizin sahaya girişini engellemesi sebebiyle iş sağlığı ve güvenliği şartları ortadan kalkmıştır.
SÖZKONUSU FESİH GİRİŞİMİ SÖZLEŞMELERE, KANUNLARA AYKIRI ve GEÇERSİZ BİR İŞLEMDİR
Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi kapsamında şirketimiz IC İçtaş İnşaat A.Ş.’nin, Rus Titan-2 şirketiyle (Rosatom ortaklı) %50-50 eşit oranda hissedar olduğu T2-IC Ortak Girişim A.Ş. proje işvereni Akkuyu Nükleer A.Ş. ile Mühendislik, Tedarik ve İnşaat Sözleşmesi’ni 22.07.2019 tarihinde imzalamıştır. Lakin kamuoyuna duyurulan fesih girişimi bildirisinde yalnızca şirketimiz IC İçtaş İnşaat’ın sözleşmesinin tek taraflı olarak sona erdirildiği belirtilmiştir. Daha önce de ifade ettiğimiz üzere IC İçtaş İnşaat, Akkuyu Nükleer A.Ş ile direkt hiçbir sözleşmenin tarafı olmayıp, Rus TİTAN-2 şirketi ile beraber kurulmuş olan T2-IC Ortak Girişim A.Ş’nin, TİTAN-2 ile beraber eşit hak ve yükümlülüğe sahip yüzde 50 hissedarı konumundadır. Projede tüm işler her seviyede eşit hak ve sorumlulukta ortak olarak yürütülmektedir.
Akkuyu Nükleer A.Ş., bir taraftan T2-IC Ortak Girişim A.Ş.’nin sözleşmesinin feshi girişimini bu çapta bir projeye göre son derece yüzeysel ve hukuk yönünden kabul edilemez gerekçelere dayandırmak isterken; diğer taraftan bu ortak girişimde IC İçtaş İnşaat ile eşit yönetim hakkına ve sorumluluğuna sahip Rus TİTAN-2 şirketinin alt şirketleri aracılığı ile doğrudan ve dolaylı olarak yüzde yüz hissedarı olduğu merkezi Rusya’da bulunan TSM Enerji İnşaat Sanayi Limited Şirketi (TSM) ile yeni sözleşme imzalamıştır. Bu büyüklükte bir Proje’nin Ana Yüklenicisi olarak sözleşme imzalanan firmanın herhangi bir iş bitirme yeterliliği olmayan bir “Limited Şirket” olması da yapılan işlemdeki oldu bitti yaratma çabasını açıkça göstermektedir.
TSM şirketi ile Akkuyu arasındaki bu sözleşme hem yerleşik hukuka hem de IC İçtaş İnşaat ile Rus TİTAN-2 şirketi arasında imzalı hissedarlar sözleşmesinde yer alan münhasırlık hükümleri içeren sözleşmeye açıkça aykırıdır.
Bütün bunlara ilave olarak T2-IC Ortak Girişim A.Ş ile Akkuyu Nükleer A.Ş. arasında imzalı sözleşme içinde bağlayıcı hüküm olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayı ile kanunlaşan, 06.10.2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında imza edilmiş olan Milletlerarası Andlaşma’nın 5.5. maddesi gereklerine aykırı olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin muvafakati alınmadan ve oldu bittiye getirilerek yapılmak istenen bu fesih girişimi açıkça kanunlara, sözleşmeye aykırı, hileli ve geçersiz bir işlemdir.
SÖZKONUSU FESİH GİRİŞİMİNİN FİİLEN VE HUKUKEN UYGULANMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR
Mevcut sözleşme kapsamında halen geçerli olan ve birçok ticari, hukuki ve teknik boyutuyla mutabık kalınmamış ve mahsuplaşılmamış 100’e yakın alt sözleşme, 1000’e yakın malzeme ve tedarik sözleşmesi bulunmaktadır. Bu işlemler mahkeme gözetimindeki tespit davaları ile tüm boyutlarıyla tamamlanmadan durdurulan işlerin hiçbiri TSM'ye veya başka şirketlere devredilemez.
Bir yandan iş durdurma talimatı verilip, bir yandan da işlerin devam etmekte olduğu izlenimini vermek çabasıyla sahada yetkisiz firma ve kişiler eliyle kaotik bir ortamda yaptırılmaya çalışılan imalatlar nükleer denetim standartlarının dışına çıkma riskini doğurmuş bulunmaktadır.
Proje sahası içerisindeki Titan2 ve İçtaş eşit ortaklıklı Ana Yüklenici ve ayrı tüzel kişiliklere haiz alt şirketlere ait olan hiçbir makina, araç, laboratuvar TSM tarafından kullanılamaz. Yetkili mahkemelere tedbir başvurularımızı yapmış bulunuyoruz. Basına yansıyan mevcut haberlerdeki bu şirketlerimizin demirbaşlarına gasp olayları ile ilgili suç duyuruları yapılmış olup, yapılmaya devam edilecektir.
TSM’nin Akkuyu’da çalışanlarımızı istifaya zorlayarak yapmaya çalıştığı bütün sözleşmeler çalışma mevzuatına aykırı ve hükümsüzdür. Çalışanlarımızın tasfiye süreçlerini hakkıyla tamamlamalarına müsaade bile edilmeden sahaya girişlerinin önlenmesi, bilgisayarlarına ve şahsi eşyalarına el konulması ve muvaffakatleri olmaksızın haklarında yapılmaya çalışılan tüm işlemlerle ilgili yargı yollarına başvurulacaktır.
Bir ay öncesine kadar tüm sistemimizi oturtarak ülkemizin stratejik önemdeki bu Projesini hayata geçirmek için bütün gücümüzle çalışırken ve Proje’nin başlangıcından bu yana en üst performans seviyesine ulaşmışken kurduğumuz büyük yapının bir anda dağıtılmaya kalkışılmasından ve Proje’nin çok kısa bir sürede durma noktasına gelmesinden büyük üzüntü duyuyoruz. Gelinen bu durumun ülkemizin enerji arz güvenliği açısından hayati öneme haiz Akkuyu Projesi’nde gecikmelere sebep olması kaçınılmaz olacaktır.
Türk şirketlerinin projede ana yüklenici seviyesindeki varlığı nükleer santral yapımında kurumsal birikimin, yerel istihdamın ve yerli kaynaklardan tedarikin tek ve en önemli garantörüdür ve ülkemizin üstün yararına hizmet etmektedir. Yeniden belirtmek isteriz ki tüm önceliğimiz Proje’ye kendisini adamış binlerce çalışanımızın haklarının ve iş sağlığı güvenliklerinin korunmasıdır. Konuyla ilgili gelişmelerin bizzat takipçisi olduğumuzu ve tüm yasal haklarımızın en üst düzeyde kullanılacağını kamuoyuna saygıyla duyururuz.