Haftalık Bülten (Odeabank)

Geçen hafta küresel politik ve jeopolitik belirsizlikler görece düşük yoğunlukta devam ederken makroekonomik veri akışı dünya ekonomisinin temellerindeki kademeli iyileşmeyi teyit etmeyi sürdürdü. Küresel faiz hadlerinin özellikle uzun vadeli getirilerinde bir süredir bahsettiğimiz ve beklediğimiz yükseliş gerçekleşirken küresel borsalarda da riskten kaçış gözlendi. Önümüzdeki dönemde gelişmiş ekonomilerdeki politik gelişmelerin ve küresel büyümenin hızına ve enflasyon dinamiklerine ilişkin somut verilerin risk iştahı açısından önemli olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki Mart ayına kadar geçecek süreçte gerek ABD'de itfası gelen bonoların yenilenmesi gerekse ABD hazinesinin Şubat ayı ihalelerindeki ihraç miktarını artırmış olması küresel faiz hadlerinde yukarı yönlü riskleri canlı tutuyor. Bir yatırımcının uzun vadeli bonoları kısa vadeli bonolara tercih edebilmesi için gerekli vade primlerindeki artışında fiyatlara yansımaya başlaması ile küresel getiri eğrilerinin daha dik bir eğimle normalleşmesi ise yılın geri kalanında küresel varlık fiyatlarını belirleyecek önemli faktörlerden birisi olmaya aday. Gelişmiş ekonomilerde büyüme momentumuyla beraber enflasyon göstergelerinin güçlenmesinin küresel ana merkez bankalarının görece daha şahin tutumlarının devamını sağlayabileceğini ve bu yüzden faizlerde yukarı baskının sınırlı da olsa devam edebileceğini tahmin ediyoruz. Bu dönemin ilk örneklerinden birisi geçen hafta Fed toplantısı tutanaklarında gözlendi. Fed beklentiler dahilinde para politikası faizlerini sabit tutarken açıklamada yaptığı sınırlı değişikliklerle görece şahin mesajlar verdi. Fed büyüme içindeki özel sektör tüketim ve yatırım harcamalarını güçlü olarak tanımlarken enflasyonun bu yıl içinde hız kazanacağı ve mevcut dinamiklerin kademeli olarak daha fazla faiz artırımlarına imkan verdiğini belirtti. Bu mesajlar da Mart ayındaki toplantısında Fed'den bir faiz artırımı gelebileceğine yönelik beklentileri destekledi. Fed'in 2018 yılının ilk üç ççeyreğinde para politikası faizlerini toplamda 75 baz puan artıracağı yönündeki öngörümüzü koruyoruz. Ancak yılın son çeyreğine ilişkin faiz artırımlarına karşı tutumun daha çok makroekonomi verilerinin eğilimleriyle tayin edileceğini düşünüyoruz. Bu yıl boyunca küresel faiz hadlerinin üzerindeki yukarı yönlü risklerin küresel borsalarda kısa vadede bir miktar değer kaybı riski yarattığını ve emtia fiyatları ile ABD hisse piyasalarında oluşabilecek aşağı yönlü risklerin gelişen ekonomilere karşı olan yatırımcı iştahında hızlıca değişime sebep olabileceğini öngörüyoruz.
ABD'de tarım dışı istihdam Ocak'ta bir önceki aya göre 180 bin kişi olan beklentilerin üzerinde 200 bin kişi artarken işsizlik oranı %4,1'te sabit kaldı. Aynı zamanda, ortalama saatlik ücretler Ocak'ta bir önceki aya göre %0,2'lik tahminleri aşarak %0,3 artarken saatlik ücretler yıllık artış hızı Aralık'taki %2,7'den %2,9'a çıktı. Bununla birlikte, beklentilerin üzerinde Ocak ayı sonuçlarının yanında yukarı revize edilenn Aralık ayı istihdam ve ücret artış verileri ABD ekonomisinde büyüme ve enflasyon görünümünün yeni yılın başında daha da güçlendiğini teyit ediyorlar. Nitekim bireysel gelirler Aralık ayında bir önceki aya göre %0,3 olan beklentilerin hafif üzerinde %0,4 artarken aynı dönemde bireysel harcamalar aylık bazda tahminler dahilinde %0,4 arttı. Çekirdek PCE aylık enflasyonu beklentiler dahilinde %0,2 gelirken çekirdek PCE yıllık enflasyonu %1,5'te yatay kaldı. Öte yandan ISM imalat sanayi aktivite endeksi Aralık'taki 59,3'ten Ocak'ta hafifçe 59,1'e geriledi. Fiyatlara yönelik alt endeksteki hızlı yükselişe karşın istihdam ve yeni siparişler alt endekslerindeki düşüşler genel endeksin Ocak'ta bir miktar ivme kaybetmesine neden oldu. Bununla birlikte endekslerin mevcut seviyeleri ABD imalat sanayinin yeni yılın ilk ayında gücünü koruduğunu gösteriyorlar. Ülkede inşaat harcamaları ise Aralık'ta bir önceki aya göre %0,4 olan tahminlerin üzerinde %0,7 artarken Kasım verileri hafif aşağı revize eddildi. ABD ekonomisinde fabrikalarda biriken sipariş karşılama oranları ve inşaat sektöründeki canlılıkla beraber istihdam ve ücretlerdeki güçlenen trendin enflasyon göstergelerine yansıma şansının yüksek olduğunu ve ABD ekonomisinin bu yıl boyunca büyüme eğilimin geçen yıllara oranla güçlü ve istikrarlı olabileceğini tahmin ediyoruz.
Öncü hesaplamalara göre, Euro Bölgesi'nde GSYH 2017 son çeyrekte bir önceki döneme göre tahminler dahilinde %0,6 büyürken önceki döneme ilişkin veriler yukarı revize edildi. Böylece 2017 son çeyrekte GSYH yıllık büyüme hızı %2,8'den %2,7'ya yavaşlarken 2017 yıl genelinde büyüme oranı %2,5 olarak gerçekleşti. Harcama ve üretime ilişkin dağılımlar henüz yayımlanmasa da aylık veriler, büyümeye hem iç hem de dış talebin pozitif katkı yapmış olabileceğine işaret ediyorlar. Bununla birlikte, Ocak ayına ilişkin öncü veriler Euro Bölgesi'nin pozitif büyüme görünümünün genel olarak devam ettiğini gösteriyorlar. Avrupa'daki büyüme eğiliminin yılın ikinci çeyreğindee de devam etmesi durumunda enflasyon göstergelerinin gidişatına bağlı olarak Avrupa Merkez Bankası'nın daha şahin tutum takınmasına sebep olabileceğini düşünüyoruz. Bu yüzden Başkan Draghi'nin yılın ikinci çeyreğinde Avrupa ekonomisi görünümü hakkındaki açıklamalarının yakından takip edilmesi gerektiğini ve yılın ikinci yarısı için özellikle Euro faizlerinin ilk 3 yıllık vadesindeki yukarı yönlü risklere dikkat edilmesi gerektiğini değerlendiriyoruz.
Japonya'da Aralık'ta işsizlik oranı Kasım'daki %2,7'de sabit kalacağı beklentilerine karşın Aralık'ta %2,8'e yükselirken hane halkı tüketim harcamaları aynı ayda yıllık bazda %1,3 artış tahminlerinin aksine %0,1 geriledi. Öte yandan ülkede perakende satışlar Aralık'ta bir önceki aya göre %0,4 azalış öngörülerine karşın %0,9 artarken, perakende satışlarda aynı ayda yıllık bazda %3,6 kaydedildi. İşgücü piyasası ve tüketim harcamalarında Aralık'ta görülen zayıflama büyük ölçüde geçici faktörleri yansıtırken perakende satışlar ve diğer öncü vveriler pozitif büyüme görünümünün devam ettiğine işaret ediyorlar.
Tüketici fiyatları Ocak'ta bir önceki aya göre %1,02 artarken yıllık enflasyon Aralık'taki %11,92'den geçen yılın yüksek bazının etkisi ile %10,35'e düştü. Gıda fiyatları Ocak'ta aylık bazda %1,7 ile mevsimsel ortalamalarının oldukça altında artarken temel enflasyon göstergelerindeki iyileşme iç talebin gücünü koruması ve döviz kurlarının gecikmeli etkileri ile sınırlı kaldı. Aylık çekirdek enflasyon %0,47 olarak gerçekleşirken yıllık çekirdek enflasyon %12,30'dan, %12,18'e geriledi. Yurtiçi ÜFE ise bir önceki aya göre %0,99 artarken ÜFE yıllık enflasyonu %15,47'den %12,14'ye geriledi. Hem ÜFE'de hem de TÜFE'de yıllık enflasyon oranları baz etkisiyle gerileseler de temellerdeki iyileşmenin Ocak'ta sınırlı kaldığı görünüyor. Hükümetin gıda fiyatlarındaki oynaklığı azaltmaya dönük tedbirlerinin bir miktar etkili olabileceğini değerlendirsek de uzun vadede kuraklık ve tarımsal üretiminin devamlılığına yönelik sorunlar nedeeniyle oynaklığın tekrar yükselebileceğini düşünüyoruz. Bununla birlikte, toplam talep koşulları önümüzdeki dönemde genel enflasyona sınırlı ölçüde aşağı yönlü baskı yapabilecek olsa da döviz kurlarındaki gelişmeler ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmadan dolayı temel enflasyon dinamiklerinde belirgin bir iyileşmenin uzun zaman alabileceğini öngörüyoruz. Aralık ayında ihracat yıllık bazda %8,6 artarken, ithalat ise %25,4 genişleme gösterdi. Böylece ihracatın ithalatı karşılama oranı 2016 Aralık'taki %69,4'ten %60,1'e geriledi. Dış ticaret açığı ise Aralık'ta bir önceki yılın aynı ayına göre %63,5 artarak öncü verilerin işaret ettiği seviyelerin hafif altında 9,206 milyar Dolar olarak gerçekleşti. Aralık'ta AB ülkelerine yapılan ihracat yıllık bazda %15,6 artarken Yakın ve Orta Doğu ülkeleri dışında genele yayılmış artışlar devam etti. İthalat tarafında ise genele yayılan artışlar gözlenirken detaylar enerji fiyatlarının etkisinin yanında iç talebin gücünü koruduğunu teyit ediyorlar. BBu eğilimlerle 2017 genelinde ihracat %10,2 artışla 157,1 milyar Dolar seviyesinde gerçekleşirken ithalat %17,7 genişleme ile 233,8 milyar Dolar'a ulaştı. Önümüzdeki günlerde, küresel risk iştahı ve TCMB'nin para politikası duruşu kadar jeopolitik riskler ve dış politik ilişkilerin Türk finansal varlıklar ve makroekonomik temeller açısından önemli olacağını düşünüyoruz. Enflasyondaki iyileşmelerin sınırlı ve baz etkisinden kaynaklanıyor olması ile beraber küresel faiz hadlerinde yukarı yönlü hareket ve petrol fiyatlarının küresel enflasyona etkileri değerlendirilince Türkiye'de enflasyon ve faiz üzerinde kısa vadeli rahatlamaya rağmen yılın ikinci yarısına yukarı yönlü risklerin devam edebileceğini öngörüyoruz.
Bu hafta veri gündemi nispeten daha zayıf. Avrupa'da Aralık ayı perakende satışlar, Almanya Aralık ayı sanayi üretimi ve fabrika siparişleri, Çin Ocak ayı ticaret dengesi ve enflasyon göstergeleri, Türkiye Aralık ayı sanayi üretimi ve ABD Ocak ayı ISM hizmet sektörü endeksleri bbaşlıca veriler arasında. İngiltere Merkez Bankası kararları ise Sterlin'in son dönemdeki değerlenmesi açısından yakından takip edilecek. Geçen hafta küresel piyasalarda başlayan yukarı yönlü faiz baskısıyla beraber değer kaybeden borsalar eğiliminin bir süre daha kademeli olarak devam edebileceğini düşünüyoruz. Şubat ayında küresel faiz hadlerine bir kademe daha yukarı yönlü hareket sonrasında küresel piyasalardaki risklerin azalabileceğini, faizlerdeki bu yukarı yönlü hareket sırasında gelişen ekonomilerin varlık fiyatlarında kayıpların gözlenebileceği ihtimalini değerlendiriyoruz. Bu görüşler doğrultusunda piyasalarda oynaklığın artabileceğini, Dolar'ın Euro dışındaki para birimlerine karşı daha fazla güçlenebileceğini ve Şubat ayında oynaklığın artabileceğini düşünüyoruz. Bu görüşler doğrultusunda bu haftaki beklentilerimiz:
EURUSD: 1,1945 - 1,2680
USDTRY: 3,7350- 3,8480
BIST 100: 113.200 - 121.500
10 YILLIK BONO (Bileşik): %11,60 - %12,00
ALTTIN: 1.300$ - 1.370$



Odea Bank A.Ş.
www.odeabank.com.tr

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.