İç Kırılganlıklar
Dün bu hafta sonu yayınlanacak soru cevaplarımızın 3’ünü vermiştik. Bugünde kalan 2 tanesi ile yorumumuza başlıyoruz.
Fed'in faiz indirim döngüsüne başlaması Türkiye piyasalarını nasıl etkiler? Fed’in faiz indirimine başlamasıyla birlikte, küresel yatırımcılar daha fazla getiri sağlayabilecekleri piyasalara yöneleceklerdir. Burada ana konu büyüme. Büyümenin rahatladığı/ toparlandığı yerde para akışı olur. Genelde faiz indirimleri; yüksek dış borcu olan ülkeler ve finansman ihtiyacı olan ülkeler için olumlu olur ve Türkiye’de bu sınıf içinde yer aldığından olumlu etkilenecektir. Fonlama maliyeti ve uluslararası fonlamaya ulaşma kapasitesi rahatlayacaktır. Doların değer kaybetmesi, emtia fiyatlamaları üzerinde olumlu katkı yapması beklenir.
Diğer taraftan ise; Cari açıktaki daralma, TCMB rezervlerindeki güçlenme, dezenflasyon sürecine girecek olmamız, hazinenin eurobond değişim ihaleleri ile Kısa vadeli dış yükümlülüklerin azaltma çabaları ile birlikte Kredi derecelendirme kuruluşlarından not artışları, güçlenen TL, azalan enflasyonist baskılar getiri arayışında yabancı sermayenin dikkatini ülkemize vermesine ki bu da tahvil faizlerinde gerileme ve borsa’ya ilginin artması, Türkiye’nin ekonomik toparlanma sürecine katkı sağlanması şeklinde bize katkı sağlayabilir.
TCMB'den 2024 bitmeden faiz indirimi bekler misiniz; sizce borsada faiz indirimi fiyatlanıyor mu? Normal şartlarda “Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürüleceği” açıklamasında bulunan TCMB’nin; Aralık ayında asgari ücret görüşmeleri Ocak ayında yakıt, alkol ve tütün üzerindeki toptan vergilerde otomatik ayarlamalar da dahil olmak üzere zamana bağlı ücret ve fiyat belirleme kararları ile birlikte değerlendirdiğimizde bu sene faiz indirimi beklemiyorduk. Ama TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi’ndeki 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisinin %30’un altına düşmüş olmasını referans alan piyasalar para politikasının çok sıkı durduğu ve son gelen makro verilerde değerlendirdiğimiz de bunun ekonomiyi derin bir resesyona sokma endişelerinin artırması, Önümüzdeki süreçte aylık enflasyonun %2,5 - %2 bandında gelmesi halinde TCMB’ye bu yıl için 500 puanlık bir indirim alanı yaratıyor.
Diğer taraftan, Ekonomideki daralma emareleri kaygı yaratmış olmalı ki yumuşak iniş olması açısından BDDK’nın Konut ve ihtiyaç kredilerimin risk ağırlıklarının azaltılması da Kasım ayında faiz oranları aşağı çekilecek dolayısıyla önden piyasa hazırlanıyor algısı yarattı.
Borsa’da faiz indirimin (Kasım ayında) fiyatlanmaya çalışıldığını özellikle bankacılık, Gayrimenkul yatırım ortakları sektörlerinde görmekte, Çimento ve Demir çelik hisselerinde de hareketlenmenin başladığını gözlemlemekteyiz. Beyaz ve Kahverengi eşyalarda ise faiz indiriminde ziyade taksit sayısının arttırılması ana beklenti olduğundan durgunluk yaşanmakta.
Dün ASO başkanı önce TCMB’ye; erken bir faiz indirimi, bugüne kadar ödediğimiz bedellerin boşa gitmesi anlamına gelecektir, ardından Maliye’ye; Kamu desteğinin sınırlı kaldığı bir enflasyonla mücadele politikası, faizlerin uzun süre yüksek kalmasına ve ekonomimizin daha fazla tahribata uğramasına neden olacaktır, Sonra’da Regülatörlere; Yüksek faiz nedeniyle finansman erişiminde ve kullanımında büyük sıkıntı yaşayan KOBİ’ler için özel kredi destek mekanizmaları acilen devreye alınmalıdır diyerek net uyarılarda bulunuyordu.
TCMB Sektörel Enflasyon beklentileri de açıkladı. Piyasa, Reel sektör ve Hanehalkı enflasyon beklentilerinde gerileme gördük. Burada bizim odaklandığımız Reel sektör ve Hanehalkının eğilimi. Çünkü Piyasa akademisyen ağırlıklı olduğundan formülle beklentilerini çekebiliyor ama enflasyon ya da hayat pahalılığını yaşayan Reel Sektör ile Hanehalkı ve buradaki 12 ay sonrasına ait beklentiler ise %51,1 ve %71,6 seviyesinde. Hele ki Bakan Şimşek’in ABD’de yatırımcılara “ Eylül 2025’te New York’a Türkiye Yatırım Konferansı’na geldiğimde, enflasyonun yüzde 20’lere indiğini sizlere anlatacağım” gibi kendine güvenen yaklaşımına karşın. Stabilizasyon için herkesin ikna olması lazım ama ne Reel sektör ne de Hanehalkı ikna olmuş durumda değiller.
Bizim piyasamız ise yine dedikodu kırılganlığına kurban gitti. Geçtiğimiz haftalar Bakan Mehmet Şimşek üzerinde yoğunlaşan dedikoduların hedefinde şimdi de İst.Bel. Başkanı İmamoğlu vardı. Ve bu kırılganlık satışları beraberinde getirince yine 10.000 seviyesinin üzerinde kalamadık. Makro taraftaki rahatlık ve Vergi konusunun gündemden düşmesine karşılık yatırımcıların tedirginliği işlem hacminin artmamasındaki ve piyasanın tam anlamıyla yükselememesinin ardındaki ana ana etmen. Yükselmek istiyoruz ama tedirginlik buna net fırsat vermiyor.
A1 Capital Menkul Değerler A.Ş.
www.a1capital.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.