Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin, "Tezkere bir yıl için geçerlidir, ihtiyaç ne zamansa gerektiği şekilde gerektiği miktarda gönderilir." dedi.
Oktay, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
"Kanal İstanbul Projesi konusunda kamuoyunu yeterince aydınlattığınızı düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Oktay, bu konuda ciddi bir çalışmanın devam ettiğini söyledi.
"Yerel Yönetimler Yasasının görüşüleceği, AK Parti, MHP ve CHP'den büyükşehir belediye başkanları ve bakanların yer alacağı, sizin de başkanlığını yapacağız bir komisyonun oluşturulacağı basında yer almıştı. Komisyon ne zaman toplanacak ve çalışma yöntemi ne olacak? " sorusuna cevap veren Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararları alırken çok katılımcı hareket ettiğini, sonuç alana kadar da takibini yürüttüğünü kaydetti.
Tüm siyasi partilerden büyükşehir belediye başkanlarının Erdoğan'ın başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde toplandığını anımsatan Oktay, her belediye başkanının burada sorunlarını ve ihtiyaçlarını ilettiğini aktardı.
Bundan sonuç alınması için bir komisyon oluşturulduğunu ve görüşler istendiğini anlatan Oktay, Yerel Yönetimler Yasası ile ilgili de "Genelde gelir artırıcı önlemlerle ilgili talep olduğunu görüyoruz. Belediyelerde şöyle bir şikayet var, 'Bazı belediyeler merkezden aldıkları gelirlerde diğerlerine göre ciddi dezavantajlı konumdalar, bunun düzeltilmesi lazım.' Bunun için de bir yasal düzenleme ihtiyacı var." diye konuştu.
Fuat Oktay, belediyelerin, yerel yönetimlerin yapması gereken altyapı yatırımlarıyla alakalı merkezi yönetimle iş birliği, büyükşehirler ve ilçe belediyelerinin yetki kargaşası olduğu alanlarda düzenleme, sosyal konularda yapılan çalışmalarda daha fazla yetkilendirmeyle alakalı taleplerinin olduğunu dile getirerek, kısa süre içinde yeniden belediye başkanlarıyla bir araya gelip bu konulara bakacakları bilgisini verdi.
- "Türkiye her türlü riski hesapladı"
"Libya'ya asker gönderme tezkeresi yarın TBMM'de görüşülecek. Tezkerenin geçmesi durumunda Türk askerinin Libya'ya gidişi konusunda takvim belirlendi mi? Libya'da görev alacak Türk askerinin rolü ne olacak? Türkiye'nin askeri desteği sahadaki dengeleri nasıl etkileyecek?" sorusu üzerine Oktay, "Kısmet olursa tezkere yarın 14.00'te Meclis'te görüşülecek ve oylanacak. Ümit ediyoruz onay alarak çıkacaktır." cevabını verdi.
Oktay, Türkiye'nin kendi anakarasında hapsedilmek istendiğine dikkati çekerek, "Biz bu oyunu gördük. Dolayısıyla daha fazla gecikemeyeceğimizi, hem bugünkü Türkiye hem de gelecek nesiller için bu oyunu bozmak zorunda olduğumuzu gördük." değerlendirmesinde bulundu.
Bu kapsamda, Libya'nın Birleşmiş Milletler nezdinde tanınan resmi temsilcisi olan Serrac hükümeti ile bir anlaşma yapıldığını anımsatan Oktay, bununla Türkiye'nin ekonomik münhasır bölgesinin netleştirildiğini, iki ülke arasındaki deniz sularında kaynakların kullanılmasının sağlandığını ifade etti.
Türkiye'nin her türlü riski hesapladığını, anlaşmanın hem Türkiye'nin hem de Libya'nın çıkarları doğrultusunda gerçekleştiğini vurgulayan Oktay, "Bölgenin de çıkarına olan bir şey bu. Bu bir barış projesidir. Türkiye'yi anakaraya hapsettiğiniz bir ortamda bir barış söz konusu olamaz. Dünyaya diyoruz ki 'bu barışın devam etmesini istiyorsanız burası Türkiye'nin hareket sahasıdır, bununla ilgili aklınıza bir şey getirmeyin.' Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da bu böyle olacaktır." şeklinde konuştu.
- "Tezkerenin siyasi bir mesajı da var"
Trablus'un çok farklı ülkeler tarafından desteklenen Hafter'in saldırısı altında olduğunu, anlaşmadan sonra bunun daha da hızlandığını dile getiren Oktay, "Bizim duruşumuz nettir. Burada hem Türkiye'nin hem Libya'nın hem de bölgesel barışın korunmasıyla alakalı ortak çıkarlar vardır. Burada daha fazla istikrarsızlığın oluşturulmasına müsaade edemeyiz." ifadelerini kullandı.
Oktay, "Tezkere çıktığında ne kadarlık bir süreçte Türk askeri Libya'ya gider?" sorusunu şu şekilde cevapladı:
"Bu tamamen oradaki durumla alakalı. Biz hazırız. Silahlı Kuvvetlerimiz de Milli Savunma Bakanlığı da hazırdır. Tezkerenin Meclis'ten geçmesinin siyasi bir mesajı da vardır. Tezkere geçtikten sonra diğer tarafta farklı bir duruş olur, 'tamam çekiliyoruz, saldırıdan vazgeçtik' diye, uygundur, niye gidelim o zaman? Ama devam ettiği takdirde, burada davet vardır, bu davete icabetle ilgili Cumhurbaşkanımızın net açıklaması vardır. Burada gün söylemenin bir anlamı yok. Risk bugünse bugündür, yarınsa yarındır, 3 gün sonraysa 3 gün sonradır, 10 gün sonraysa 10 gün sonradır. Dolayısıyla tezkere bir yıl için geçerlidir, ihtiyaç ne zamansa gerektiği şekilde gerektiği miktarda gönderilir. Mecliste şunu arzu ederiz ki muhalefet de Türkiye üzerindeki bu riski görsün. Yani sadece klasik kısır döngü bir muhalefet anlayışıyla devam etmeyi bıraksın. Türkiye'nin çıkarları bunu gerektiriyor."
- "Türkiye en çok yardım eden ülke"
"İtalya'da yapılan 'Libya toplantısını' Türkiye'nin dışlanması üzerine terk ettiniz. Hafter'in kazanması durumunda Libya ile yapılan anlaşmaların rafa kaldırılması riski söz konusu olur mu?" sorusu üzerine Oktay, İtalya'da kimsenin haberi olmadan Hafter'in konferansa getirildiği bilgisini verdi.
Türkiye'nin bilgisi dışında, resmi bir hükümet varken farklı bir girişimin asla kabul edilemeyeceğinin altını çizen Oktay, buna karşı tavırlarını net bir şekilde ortaya koyduklarını hatırlattı.
Oktay, olayın ardından hükümet değişikliği sonrası gittiği İtalya'da eski Dışişleri Bakanının kendisine "tepkiniz haklıydı" dediğini aktardı.
Türkiye'nin hiçkimsenin toprağında, kaynağında gözünün olmadığına işaret eden Oktay, mültecilere dünyada en fazla yardım eden ülkenin Türkiye olduğunu ve insani yardımların karşılıksız yapıldığını dile getirdi.
"Türkiye'nin Libya'ya göndereceği muharip güç mü olacak, yoksa insani ve teknik yardım mı?" sorusuna Oktay, "Libya tezkeresinin içeriğine baktığınızda tezkere, insani yardımdan askeri katkıya kadarki aralıkta her şeye müsaade ediyor. Biz, insani yardımda zaten bulunuyoruz. İçeriğini muhatabımızın talepleri ve bölgedeki gelişmeler belirler." yanıtını verdi.
- "Türkiye duruşunu muhataplarıyla paylaşıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin "davet edildiğimiz yere icabet ederiz" sözünü hatırlatan Oktay, tarafların bu mesajı doğru anlamasını ve müdahaleye gerek kalmamasını ümit ettiklerini vurguladı.
Oktay, aksi durumda Türkiye'nin çıkarları ve muhatabının daveti doğrultusunda gerekenleri yapmakta tereddüt etmeyeceğini bildirdi.
"Türkiye'yi, Libya'ya asker göndermesi konusunda uluslararası toplumda destekleyen ülkeler var mı?" şeklindeki soru üzerine Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye, bu konudaki duruşunu en üst düzeyde muhataplarıyla paylaşıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın gerek Sayın Putin, gerek Sayın Trump ile görüşmeleri, aynı şekilde 'dörtlü zirve' diye ifade ettiğimiz gerek Sayın Johnson, gerek Merkel ve Macron ile en üst düzeyde yürüyen şeyler var. Bir de devam eden Berlin süreci var. Orada da Şansölye Merkel'in, belki şubat gibi toplanmayla alakalı gayretleri var. Türkiye her platformda Libya ile ilgili görüşlerini paylaşmaya devam ediyor."
- "Çalışmalar ciddiyetle devam edecek"
Oktay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Tunus'a yaptığı ziyarette Libya konusunu da içeren bölgedeki gelişmelere ilişkin görüşmeler yapıldığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu çalışmalar bütün ciddiyetiyle devam edecek. Türkiye tezlerini uluslararası alanda anlatmaya devam edecek ama 'tezlerimiz doğru anlaşılırsa, ondan sonra hareket ederiz' gibi bir yaklaşımımız yok. Eğer öyle olsaydı bugün Suriye'nin kuzeyinde, yani Türkiye'nin güneyinde bambaşka bir şeyi konuşuyor olurduk. Türkiye bütün dünya karşısına geçecek olsa bile haklı olduğunu bildiği konularda tereddüt etmez. Zaten sonrasında bu anlaşılıyor, muhataplarımız tarafından da anlaşılıyor.
Bütün dünyanın karşımızda olduğu Suriye'deki Barış Pınarı Harekatı'nı düşünün. Senatodan hangi kararı geçirmeye çalışırsa çalışsınlar, masaya oturduğumuzda yaptığımız anlaşmalara, mutabakatlara baktığınızda bizi anlayan bir muhatap görüyorsunuz. Sahaya farklı şekilde yansımalarını görebiliyoruz ama karşılıklı masaya oturduğumuzda bizim haklılığımızı teyit ettiklerini görüyoruz. Bu iletişim kanallarını hiçbir zaman kapatmayız."