Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Cisco'nun yaptırdığı son araştırmaya göre başarılı bir dijital dönüşümde "hibrid iş gücü için güvenlik ve iş birliğine yoğunlaşılması, son kullanıcı deneyiminin en iyi şekilde sunulması, inovasyon ve güvenliğin desteklenmesi, teknolojinin desteğiyle çalışanlara yatırım yapılması ve toplumsal sorunların çözülmesi" büyük önem taşıyor.
CİSCO'NUN yeni Dijital Çevikliği Artırma Araştırması'nın sonuçlarına göre Avrupa, Orta Doğu ve Rusya (EMEAR) bölgesinde CIO'lar ve BT karar vericiler (ITDM'ler), iş yerleriiçin kritik inovasyonları yönlendirme konusunda BT yöneticilerinin önemini artıran zorlu bir yılın ardından dijitalleşme yatırımlarını en üst düzeye çıkarmayı ve inovasyonu desteklemeyi amaçlıyor.
Geçtiğimiz on iki ay boyunca dünyanın her yerinden CIO'lar ve ITDM'ler, şirketlerini giderek artan güvenlik tehditleri listesinden korurken dijital ve bulut yatırımlarını hızlandırmak zorunda kaldı. Akıllı iş yerleri yaratma yolunda, EMEAR bölgesindeki BT yöneticilerinin 2020'de yaptıkları kritik yatırımları arttırmanın yollarını bulmaları gerekiyor.
Şirketlerini 2021 ve sonrasında başarıya taşımak için BT yöneticileri, önceliklerini ve stratejilerini, dağıtık iş gücünün üretkenliğini korumak için güvenli iş birliği araçları sağlamak, teknoloji yatırımlarını mümkün olduğunca arttırmak, çalışanlara ve müşterilere en iyi dijital deneyimi sunmak, bulut teknolojileri ve "hizmet olarak sağlanan" teknolojilerden faydalanmak ve kurumsal ve toplumsal sorunları teknolojiyle çözmek gibi temel sorunlara yoğunlaşmak şeklinde özetledi.
2021 yılında BT yöneticilerinin şirketleri adına kritik başarı sağlamak için ön saflarda mücadele edeceğine dikkat çeken Cisco Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Başkan Yardımcısı Reem Asaad, şunları söyledi: "Belirsizliklerin sürdüğü ve yeni zorlukların ortaya çıktığı bu dönemde dahi EMEAR bölgesindeki CIO'lar ve BT karar vericileri bize, hız, esneklik ve hizmetleri hem geleneksel, hem de modern ortamlarda kullanma özgürlüğünü elde etmek adına ekipleri için dijital çevikliği artırmaları gerektiğini söylüyor."
Önemli bulgular:
Geleceğin iş hayatına hazırlanmak amacıyla hibrid çalışan ekiplerin başarılı olması için son derece güvenli bir erişim ve en iyi işbirliği deneyimlerine sahip olması gerekiyor. CIO ve ITDM'lerin çoğunluğu (%59) geleceğin neler getireceğinden emin olmazken, %87'si, kullanıcı cihazları, ağlar, bulut ortamları ve uygulamaları kapsayan güvenlik, kontrol ve yönetimin hayati öneme sahip olduğunu düşünüyor. Katılımcıların %83'ü, dağıtık iş gücünün uygulamalara ve yüksek nitelikli işbirliği deneyimlerine kesintisiz erişimle desteklenmesinin önemli olduğu konusunda hemfikir. Katılımcıların %85'inin dağıtık çalışma ortamında uzaktan çalışma araçlarının güvenliğini sağlamanın ve müşteri veya çalışan verilerini korumanın önemli olduğunu düşünmesi ise, iş gücünün dağıtık bir hale gelmesinin oluşturduğu büyüyen tehdit görünümüne karşı güvenliğin sağlanmasının en kritik unsur olduğunu ortaya koyuyor.
BT ekiplerinin giderek daha dağıtık, dinamik ve karmaşık hale gelen BT ortamlarına ayak uydurması için optimize son kullanıcı deneyimleri yaratması gerekiyor. Ankete katılan CIO ve ITDM'lerin yaklaşık üçte ikisi kullanıcı deneyiminin keyif (bu keyif olmamış. İnglizceesi nedir? ) ve gereksinimleri karşılama dengesi üzerinde yoğunlaşması gerektiği konusunda hemfikir. Katılımcıların %86'sına göre harika bir kullanıcı deneyimi sunmak için uygulama ve altyapı genelinde istikrarlı bir uygulama performansı sağlamak büyük öneme sahip olurken, %83'ü, uygulama ve geliştiricinin değişen politika ve optimizasyon ihtiyaçlarını karşılamak için altyapının uygulama yazılımı kadar dinamik yapılmasının önemli olduğunu düşünüyor. Kullanıcı deneyiminin memnuniyet olması hedeflenirken, katılımcıların %86'sına göre işi yavaşlatmadan uygunluk sağlamak için uygulamadan altyapıya güvenliğin korunması çok önemli.
Çeviklik, hız, genişletilebilirlik ve güvenlik ihtiyacı, hibrid bulut ortamları ve SASE (Güvenli Erişim Hizmeti Uç Noktası) çözümlerinin kullanılmaya başlamasına hız veriyor. CIO'lar ve ITDM'ler bulut teknolojisini iş esnekliği elde etmek için kullanıyor. Yine de, aynı anda herkesin ihtiyaçlarını karşılayan bir bulut çözümü yok. CIO ve ITDM'lerin %80'i - ister şirket içi, ister halka açık, özel veya SaaS olsun - bulut ortamları seçiminde serbestlik sağlamanın önemli olduğunu kabul ederken, %81'i bu ortamlar genelinde ortak bir operasyonel modelin esas olduğunu düşünüyor. CIO'lar ve ITDM'ler güvenliği sağlanması gereken bulut uygulamalarına yatırım yapmakta olmaları nedeniyle SASE çözümlerini kullanırken (%58), sektörün en iyi uygulamalarıyla güncel kalmak istiyorlar (%52) ve/veya onlara bağlı çalışanlar dağıtık çalışmaya devam edecek (%40).
Müşterilerin, çözümlerinin şirket içinde veya bulutta sağlanıyor olmasına bakılmaksızın bulut tüketim deneyimi beklentisi sonucunda "Hizmet olarak sağlanan" çözümler yaygın bir biçimde kullanılmaya başlıyor. Ankete katılanların %63'ü "Hizmet olarak sağlanan" çözümlerini kullanırken, %68'i esnek tüketim modelleri kullanıyor. Katılımcıların dörtte üçü ise "Hizmet olarak sağlanan" çözümlerinin son kullanıcı ve BT ekipleri için daha iyi bir deneyim sağlayarak şirketlerin operasyonel istikrar elde etmesine yardımcı olacağı görüşünde. Bunun yanında, katılımcıların %68'ine göre "Hizmet olarak" çözümleri daha iyi iş sonuçları sağlarken, %70'i "Hizmet olarak" çözümlerinin süreçleri basitleştirmesini ve riskleri gidermesini istiyor.
2021 yılında teknoloji, CIO ve ITDM'lerin yetenekleri elde tutma, şirket içi girişimler ve daha geniş kapsamlı toplumsal meselelere müdahale etmesini kolaylaştırma konusunda itici bir güç olacak. CIO ve ITDM'lerin çoğu (%82), tümüyle dijitalleşen bir dünyada yetenekleri çekmenin ve muhafaza etmenin kritik öneme sahip olacağını düşünüyor. Ankete katılanların neredeyse yarısı, mevcut yetenekleri geliştirdiklerini (%44) ve önümüzdeki 12 ayda yeni alanlardaki yeteneklere yatırım yaptıklarını (%39) ifade etti. Çoğu CIO ve ITDM (%83) ise 2021 yılında sürdürülebilirlik (%42), çalışanların ruh sağlığı (%41), gizlilik (%41), çeşitlilik ve kapsayıcılık (%39) gibi şirket içi girişimlere yönelik çalışmalar yapacak. Bunun yanında, katılımcıların %78'i iklim değişikliği (%31), sosyal adalet (%28), insan hakları (%26), yanıltıcı veya "yalan" haberler (%26), yoksulluk, açlık ve evsizlik (%23) ile ilgili çalışmalar yürütecek.