Birinci Faz Ticaret Anlaşması Küresel Ekonomideki Belirsizlikleri Ortadan Kaldırmak İçin Yeterli mi? (Alan Yatırım)

ABD Ticaret Bakanlığı Temsilcisi Robert Lighthizer gazetecilere yaptığı açıklamada birinci faz ticaret anlaşmasının tamamlandığını, metinde bazı biçimsel düzenlemelerin yapıldıktan sonra yayınlanacağını ve 2020 yılının ilk haftasında tarafların anlaşmayı imzalayacağını belirtti. ABD Başkanı Donald Trump da geçtiğimiz hafta Cuma günü Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Çin'in büyük miktarda tarım, enerji ve sanayi ürünü almayı kabul ettiğini ve 15 Aralık tarihinde devreye girmesi planlanan ek vergi tarifelerinin durdurulacağını kamuoyuna duyurmuştu.
Yaklaşık 2.5 yıldır devam eden ticaret savaşında taraflar ilk defa anlaşmaya hiç olmadıkları kadar yakınlar. Birinci faz anlaşma genel çerçevede önümüzdeki iki yıl içerisinde Çin'in 200 milyar dolar değerinde tarım, enerji ve sanayi ürünü alımını kabul etmesi karşılığında ABD'nin gümrük vergilerini düşürmesini içeriyor. Ticaret savaşının yoğunlaştığı fikri mülkiyet hakları probleminin de Çin'in atacağı hukuki adımlarla çözüme kavuşması bekleniyor. Trump, ikinci faz anlaşma için görüşmelerin hemen başlayacağını ifade etse de, ticaret temsilcilerinden gelen açıklamalar bunun birinci faz anlaşmanın uygulanabilirliğine bağlı olduğunu ortaya koyuyor. Piyasalar ilk aşamada bu gelişme karşısında her ne kadar olumlu bir reaksiyon gösterse de ticaret anlaşmasına yönelik bir takım belirsizlikler varlığını sürdürüyor. ABD'nin imzaladığı ticaret anlaşmalarının genellikle binlerce sayfadan oluşmasına rağmen, Çin ile imzalanması beklenen bu önemli ticaret anlaşmasının sadece 86 sayfa olması, anlaşmanın yüzeysel olduğu endişelerini beraberinde getiriyor. Taraflardan gelen açıklamalar doğrultusunda anlaşmanın tam olarak nerede ve ne zaman imzalanacağına dair bir bilgi de paylaşılmış değil.
 

Eylül ayında OECD, Dünya Bankası ve IMF gibi kurumların makroekonomik görünüm raporları küresel ekonomik büyümenin son 10 yılın en düşük seviyesine gerilediğini ortaya koyuyordu. Ticaret anlaşması ve Brexit gibi önemli meselelerdeki belirsizlikler neticesinde OECD yılsonu büyüme beklentilerini yüzde 3,2'den yüzde 2,9'a çekmiş, 2020 yılı beklentileri ise Çin'deki yavaşlamaya bağlı olarak küresel büyümenin yüzde 3 düzeyinde gerçekleşeceği yönündeydi. Ekonomik büyüklük bakımından dünyanın en büyük iki ülkesi arasında tırmanan gerilim ve tarife tehditleri, piyasalardaki güven duygusunu ve yatırım yapma iştahını sekteye uğratıyordu. ABD ve Çin arasında imzalanması beklenen ticaret anlaşmasının detaylarının netleşmemesi ve yüzeysel bir anlaşma olacağına yönelik emareler kafalarda soru işareti yaratıyor. Peki önümüzdeki günlerde ABD ve Çin'in birinci faz ticaret anlaşmasını imzalaması küresel ekonomideki belirsizlikleri ortadan kaldırmak için yeterli olacak mı? Bu sorunun yanıtını verebilmek için 2020 yılında karşımıza çıkması muhtemel diğer risk unsurlarını tanımlamak gerekiyor.
Yapılan çalışmalar 2020 yılı öncesinde global ekonomi açısından en önemli risk unsurunun ABD-Çin ticaret savaşı ve anlaşmasız Brexit olduğunu ortaya koysa da irili ufaklı risk unsurları buzdağının görünmeyen yüzünü oluşturuyor. Daha önceki raporlarımızda da değindiğimiz üzere 2020 yılında ABD'de gerçekleştirilecek Başkanlık Seçimleri 2020 yılının en büyük belirsizlik kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Başkanlık seçimleri öncesinde Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasındaki gerilim azil soruşturmasıyla birlikte yükselirken, siyasi tansiyon bütçe görüşmelerinde anlaşmazlığa hatta daha önceki yıllarda olduğu gibi hükümetin kapanmasına neden olabilir. Seçim sürecine dönecek olursak Demokratların başkan aday adayları arasında dahi vergilendirme ve ekonomik konularda derin görüş ayrılıklarının bulunması belirsizliğin bütün bir yıla yayılmasına sebep olabilir. Kuzey Amerika'da hal böyle iken Güney Amerika'nın emtia ihracatçısı ülkelerinde ortaya çıkan toplumsal olaylar gitgide artan gelir eşitsizliğinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkmakta, bu durum küresel bir kelebek etkisi yaratma potansiyeli bulunmaktadır. Artan nüfus artış hızına rağmen düşen verimlilik ve büyüme hızı da bir başka demografik risk olarak karşımıza çıkıyor.

Birinci faz ticaret anlaşmasının imzalanması, yukarıda sıraladığımız ekonomik, siyasi ve demografik risk unsurlarını ve global ekonomide yarattığı belirsizlikleri ortadan kaldırmayacaktır. ABD'nin dış ticaret açığını sürdürülebilir seviyelere çekmesi için sadece Çin ile değil Euro Bölgesi ve Japonya ile açtığı ticaret savaşı cephesini de kalıcı bir anlaşma ile kapatması gerekebilir. Birinci faz anlaşma imzalansa bile, metnin içeriği piyasalar açısından tatmin edici olmayabilir. Önceki raporlarımızda belirttiğimiz üzere altının ons fiyatındaki yukarı yönlü hareketin devam edeceğine yönelik temel görüşümüzü korumakla beraber, haber akışına bağlı meydana gelen geri çekilmelerin sınırlı kalacağını, küresel ekonomideki diğer risk unsurları belirginleştikçe 1530 $-1680 $ aralığına doğru hareketin devamını beklemekteyiz.

 Alan Yatırım Menkul Değerler A.Ş.,
 http://www.alanyatirim.com.tr/
 
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Diğer Haberler
TAYLAND MERKEZ BANKASI POLİTİKA FAİZİNİ (BEKLENTİ: 1.25%, ÖNCEKİ: 1.25%)
Merkez Bankası'nca açıklanan rezerv verilerine göre bugün piyasa 1760,6 milyon TL ekside
Merkez Bankası'nca açıklanan verilere göre bankaların serbest depoları toplamı 12037,8 milyon TL
TÜRKİYE’NİN YURTDIŞI VARLIKLARI, EKİM AYINDA: 247,7 MİLYAR DOLAR (ÖNCEKİ: 247,5 MİLYAR DOLAR)
TÜRKİYE'NİN DIŞ YÜKÜMLÜLÜKLERİ EKİM AYINDA: 588,7 MİLYAR DOLAR (ÖNCEKİ: 599,2 MİLYAR DOLAR)
TÜRKİYE'NİN NET ULUSLARARASI YATIRIM POZİSYONU EKİM AYINDA: -341,0 MİLYAR DOLAR (ÖNCEKİ: -351,6 MİLYAR DOLAR)
PSA, FIAT CHRYSLER 50-50 BİRLEŞME İÇİN BAĞLAYICI ANLAŞMA YAPTI -BN- BLOOMBERG HT
Facebookta Paylaş