Asya'da lıkıdıte sıkışıklığı artıyor ancak 2019 içın durum o kadar da vahım değıl - Coface

Asya 2018 yılında sıkılaşan küresel likidite sonrasında baskı altında. Coface’ın fon çıkışlarına karşı göreceli kırılganlık düzeyini ölçen endeksi Asya’da farklılaşmanın arttığını ortaya koyuyor. Güçlü temelleri olan birkaç pazar, proaktif para politikaları ve bol miktardaki mali koruyucuları sayesinde çıkışlara karşı dayanabilecektir ancak diğerleri baskı altında olmaya devam edecektir. Her şeyden öte, reel dış pozisyonun göreceli sürdürülebilirliği en önemli faktör olacaktır. Ayrıca, esnek döviz kuru rejimi olmayan ülkeler kur dalgalanmalarının etkilerinden korunmak için mücadele etmek zorunda kalacaktır.

 Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Küresel para politikalarındaki sıkılaşma Asya piyasalarından likidite çıkışına yol açıyor
Merkez bankaları küresel olarak para politikalarında normalleşmeyi yeniden başlatırken, likidite
çıkışı riskleri de ortaya çıkmaktadır. Bununla ilişkili riskleri sınırlamak için, bölgedeki merkez
bankaları, ilgili ticari döngülerinin çok farklı aşamalarında olmalarına rağmen ABD tarafından
belirlenen para politikalarındaki sıkılaşmayı takip etmek zorunda kalmışlardır. Asya’daki yükselen
piyasalar ayrıca 2018 yılının büyük bölümünde kurlarda değer düşürücü baskı yaşamıştır. Bunun
sonucunda, Filipinler, Endonezya ve Hindistan kur dalgalanmalarını bastırmak için döviz
piyasalarına müdahale etmiştir. Endonezya ve Pakistan, kurlarındaki zayıflamanın sonucunda
artan ticaret açıklarının yol açtığı baskılara karşı ithalatı sınırlamaya yönelik önlemler almıştır. Tüm
bunlar bölgenin portföy çıkışları ile mücadele ettiği 1997 Asya Finansal Krizi ve 2013 yılındaki
Taper Tantrum gibi geçmişte yaşanan durumları yeniden gözümüzün önüne getiriyor.

Ne senkronize toparlanma ne de senkronize batış

Dalgalı kur rejimi, cari fazlalar, Yabancı Doğrudan Yatırım (YDY) girişlerindeki artış ve işçi dövizleri
gibi birçok faktör sayesinde bölge bu portföy çıkışlarına karşı cevap verebilmek için daha iyi bir
konumda bulunmaktaddır. Döviz rezervleri de artmıştır ve çoğu ülkede yeterli düzeylerdedir. Ancak,
bazı ülkeler için reel dış pozisyonun göreceli sürdürülebilirliği halen bir endişe kaynağıdır. Döviz
rezervleri bu pozisyonu finanse etmek için kullanılabilir ancak bu sürdürülebilir bir çözüm değildir
ve Coface Asya’daki bazı yükselen piyasaların önümüzdeki dönemde bu dengesizliklerle
mücadele etmek zorunda kalacağını öngörmektedir.

Coface’ın fon çıkışlarına karşı göreceli kırılganlık düzeyini ölçen endeksi, Asya’daki yükselen
piyasaların dış baskılara farklı seviyelerde maruz kaldıklarını göstermektedir. Risk seviyeleri
mevcut kırılganlıklara ve bu risklere karşı tamponların ne ölçüde mevcut olduğuna göre
değişkenlik göstermektedir. Yatırımcıların bazı durumlarda bunların önüne geçmiş olmaları
muhtemeldir. Güçlü temeller, proaktif para politikaları ve bu piyasalardan bazılarının öngörülebilir
gelecekte çıkışlara dayanabilmek için özellikle döviz cephesinde oldukça fazla cephaneye sahip
olması gibi etkenller söz konusu ise, bu değerlendirmeler geçerli olmayabilir.

Bununla beraber, Asya’daki yükselen piyasaların bazıları bölgede baskılar devam ettiği sürece bu
baskıyı diğerlerinden daha fazla hissedecektir. Piyasalar ABD ile Çin arasındaki yükselen ticaret
savaşı tehditleri sonucunda risk senaryoları ile pençeleşmektedir. Bu durum diğer koşullarda iyi
performans gösteren ülkelerde yaşanan çıkışları açıklamaktadır. Ayrıca, 2018 yılında yükselen
petrol fiyatları büyümede yavaşlamaya katkıda bulunmuştur ve bu 2019 yılı için de göz ardı
edilemeyecek bir senaryodur. Coface Brent fiyatlarının 2019 yılında ortalama olarak varil başına
75 ABD$ civarında kalmasını beklemektedir. Sermaye çıkışı dinamikleri de ABD’deki para
politikasındaki sıkılaşma hızına bağlı olacaktır. Baz senaryomuz, enflasyonun Fed’in %2 hedefinin
altına düştüğü düşünüldüğünde faiz artışlarının hızında bir yavaşlama olacağını göstermektedir
(2018 yılında dört artışa karşı 2019 yılında iki artış öngörülüyor).