Anayasa Mahkemesi'nden yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İtiraz Konusu Kural
İtiraz konusu kurallarda; nakliye giderleri, geçiş ücretleri ve ham petrolün niteliği esas alınarak petrol satış fiyatının belirlenmesi öngörülmektedir.
Başvuru Gerekçesi
Başvuru kararında özetle; petrol satış fiyatını belirlenmesi için öngörülen hususların maliyetlerde artışa neden olunduğu, sözleşme tarafları arasında serbestçe kararlaştırılması gereken bu hususların kanunla belirlendiği, bu durumun taraflar arasındaki menfaat dengesini üretici lehine, rafinerici aleyhine bozduğu belirtilerek kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
İtiraz konusu kurallar Türkiye’de üretilen ham petrolün piyasa fiyatının belirlenme usulünü düzenlemektedir. Buna göre 5015 sayılı Kanun’un 10. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kurallar Türkiye’de üretilen ham petrolün piyasa fiyatının emsal petrolün belirlenen serbest rekabet fiyatına, aynı evsafta ham petrolün dünya piyasasından Türkiye’de teslim yeri olan limana veya rafineriye kadar getirilmesi için gerekli bütün giderlerin tamamının yanı sıra Süveyş Kanalı geçişi ile Batman veya civarında üretilen ham petrolün Batman rafinerisinde oluşan piyasa fiyatına Batman-Dörtyol Boru Hattı geçiş ücreti eklenerek oluşan fiyatın esas alınacağını belirtmektedir. Anılan maddenin üçüncü fıkrasında yer alan kural ise Türkiye’de üretilen yerli ham petrole emsal olarak 26 API’dan daha ağır petroller için Arab Heavy (27.5 API) petrolünün otuz gün vadeli fiyatının esas alınmasını öngörmektedir.
Anayasa’nın 35. maddesinde “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir./ Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir./ Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” denilmek suretiyle mülkiyet hakkı güvenceye bağlanmıştır. Anayasa’nın 48. maddesinin birinci fıkrasında ise “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.” denilerek sözleşme özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Bu özgürlük, sözleşme yapıp yapmama serbestîsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içermektedir.
Bu itibarla kurallar yerli ham petrol üreticisi ile rafinerici arasındaki yerli ham petrol satım sözleşmesinden doğacak satım bedelinin belirlenmesini hükme bağlamak suretiyle Anayasa’nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkını ve Anayasa’nın 48. maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırlamaktadır.
İtiraz konusu kuralların gerekçesinde; kurallarla düzenli olarak yayımlanan Arab Heavy emsal petrol fiyatının esas alınması suretiyle yerli üreticinin Türkiye’de ürettiği ve sattığı ham petrolün piyasa fiyatının altında satılması sorununun ortadan kalkacağı, bu itibarla yerli ham petrol üreticilerinin teşvik edilmiş olacağı, yerli üretimin artmasına katkıda bulunulacağı ve petrol üreticisi firmaların üretimlerinin ve yatırımlarının devamının destekleneceği belirtilmiştir. Ayrıca rafinericinin aynı nitelikte ham petrolü yurt dışından temin etmiş olsaydı katlanması gereken maliyetlerin piyasa fiyatının hesabına dâhil edildiği, bunun da uluslararası kabul görmüş bir uygulama olduğu ifade edilmiştir. Bu itibarla kuralların petrol piyasasının sağlıklı ve düzenli işlemesini sağlamak ve yerli üretimi desteklemek biçimindeki amaca yönelik olduğu, dolayısıyla kurallarla mülkiyet hakkı ve sözleşme özgürlüğüne getirilen sınırlamanın anayasal bağlamda meşru bir amacının bulunduğu görülmüştür.
Petrolün doğada çok uzun bir zaman dilimi içinde ve sınırlı miktarda oluştuğu, insan eliyle yeniden üretilemediği, enerji kaynağı ve ham madde olarak önemi dikkate alındığında petrol kaynaklarının tespiti, çıkarılması ve işlenmesi ülke ekonomisi açısından büyük önem arz etmektedir. Diğer yandan petrol kaynaklarının tespitine, çıkarılmasına ve işlenmesine yönelik faaliyetlerin ham petrol üreticisi açısından önemli bir maliyeti beraberinde getirdiği kuşkusuzdur. Bu nedenle kuralların yerli ham petrol üretiminin desteklenmesi amacına ulaşma bakımından elverişli ve gerekli olmadığı söylenemez.
Anılan Kanun’un 10. maddesinin üçüncü fıkrasında emsal petrol ile yerli petrol arasındaki her bir 0.1 API gravite farkı için 2 ABD cent emsal petrolün varil fiyatına ilave edileceği veya çıkarılacağı ve bir alt gravite grubunun fiyatının üst grubun fiyatından yüksek olamayacağı hükmüne yer verilmiştir. Böylece yerli ham petrol fiyatı emsal petrolün gerçek fiyatına uyarlanmış ve gravite farkından doğacak fiyat farkı bakımından üretici ile rafinerici arasında menfaat dengesi sağlanmıştır.
6491 sayılı Kanun’un 22. maddesinin (12) numaralı fıkrasıyla yerli ham petrol üreticisinin ihracat imkânının sınırlandırıldığı ve anılan Kanun’un 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasıyla ürettiği petrolün sekizde birini devlet hissesi olarak ödemekle yükümlü kılındığı da gözetildiğinde kurallarla ulaşılmak istenen kamu yararı amacı ile sözleşme özgürlüğü ve mülkiyet hakkı arasında bulunması gereken makul dengenin gözetildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla kuralların orantısız bir sınırlamaya neden olmadığı, dolayısıyla anılan hak ve özgürlüklere ölçüsüz bir sınırlama getirmediği sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına itirazın reddine karar vermiştir
https://www.anayasa.gov.tr/tr/haberler/norm-denetimi-basin-duyurulari/petrol-satis-fiyatini-belirleyen-kurallarin-anayasa-ya-aykiri-olmadigi/