MSB internet sitesinde yayınlanan açıklama aşağıda bulunuyor:
Dünyanın en saygın ve zorlu kursları arasındaki Özel Kuvvetler İhtisas Kursu'nu tamamlayan kursiyerler, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Genelkurmay İkinci Başkanı Korgeneral Metin Gürak'ın katıldığı törenle bordo berelerini taktı.
Özel Kuvvetler Komutanlığında düzenlenen 11. Dönem Özel Kuvvetler İhtisas Kursu Mezuniyet Töreninde, kursu birinci olarak bitiren subay, astsubay ve uzman erbaş tarafından yaş kütüğüne plaket çakıldı. Dereceye giren personelin bröveleri Bakan Akar ve komutanlar tarafından verildi. Şahit timinin salondaki yerini almasının ardından kursiyerler Özel Kuvvetler Yemini etti, bordo bere taktı.
Edilen yeminin ardından bir konuşma yapan Bakan Akar, Özel Kuvvetler personeline teknik, taktik, askerî ve idari konulardaki direktiflerini iletmesinin ardından başta Özel Kuvvetler Komutanlığı olmak üzere TSK'nın tüm unsurlarının yoğun bir faaliyet içinde olduğunu belirtti. TSK'nın kahraman ve fedakâr personelinin gerek yurt içinde gerekse sınır ötesinde kendine verilen görevleri en iyi şekilde yapabilmek için çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü ifade eden Bakan Akar, "Ordumuzun en önemli görevi asil milletimizin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin egemenliği ve bağımsızlığı ile birlik, bütünlük ve güvenliğini sağlamaktır. 'Ölürsem şehit kalırsam gazi' anlayışı içinde bu mücadele aralıksız sürmektedir" diye konuştu. Türkiye'nin etrafındaki risk, tehdit ve tehlikelere dikkat çeken Bakan Akar, "Onun için birliğimiz, bütünlüğümüz, güvenliğimiz ve dayanışmamız çok önemli" dedi.
Terörle mücadelede, Temmuz 2015’te İkiyaka Dağları'ndan başlayan yeni sürecin artan bir tempoda devam ettiğini ifade eden Bakan Akar, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman ve fedakâr evlatları, yani sizler, 'girilemez' denilen yerlere girmeye, 'ulaşılamaz' denilen yerlere ulaşmaya, şu anda da özellikle Irak'ın kuzeyinde teröristlerin inlerini başlarına yıkmaya devam ediyorsunuz" ifadesini kullandı.
Çukur operasyonlarının başarıyla tamamlanmasının ardından 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminin akamete uğratıldığını hatırlatan Bakan Akar, "Bu hainler, alçaklar dün açıklandığı gibi Türk adaleti karşısında şu anda layık oldukları cezayı da buldular" diye konuştu.
Hain darbe girişiminin bertaraf edilmesinin hemen sonrasında başarıyla gerçekleştirilen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarını anımsatan Bakan Akar, 3,5-4 milyon insanın yaşadığı İdlib'te yeni bir insanlık felaketinin yaşanmaması için TSK'nın Astana süreci ve Soçi Mutabakatı çerçevesinde üzerine düşen görevleri yaptığını, yapmaya devam ettiğini söyledi. Bakan Akar, bütün bu faaliyetler sırasında sivillerin, tarihî ve dinî yapıların, çevrenin zarar görmemesi için gerek planlama gerekse uygulama safhalarında hiçbir ülkenin göstermediği özeni gösterdiklerini belirterek, Fırat'ın doğusu ve Münbiç'teki terör hedeflerine ilişkin "Bununla ilgili çalışmalarımız, planlarımız, hazırlıklarımız sürüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bu konuda bize düşen neyse yeri ve zamanı geldiğinde bunu da Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleriyle yapmaya hazırız" dedi. En son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar terörle mücadelenin devam edeceğini vurgulayan Bakan Akar, şöyle konuştu: "İnşallah en son teröristi de etkisiz hâle getirerek bu terör belasından asil milletimizi kurtaracağız ve böylece sınırlarımızın güvenliğini sağlayacak, halkımızın, rahatını, huzurunu, güvenliğini bir kez daha tahkim edeceğiz. Bu konuda hiçbir tavizin olmadığını herkesin bilmesi lazım. Pençe Harekâtı da göstermiştir ki terör örgütünün başındaki sözde elebaşları terörle bir yere varamayacaklarını anladılar. Şundan eminiz ki yakın bir zaman da alttakiler de bunu anlayacak."
Terörle mücadele artan bir tempoda devam ederken Ege, Doğu Akdeniz ile Kıbrıs ve çevresinde faaliyetlerin de kararlılıkla sürdüğünü belirten Bakan Akar, şunları söyledi:
"Ülkemizin ve milletimizin, KKTC'deki kardeşlerimizin hak ve hukukunu uluslararası hukuk çerçevesinde temin için gece-gündüz demeden gayretlerimizi sürdürüyoruz. Bu konuda kararlıyız. Biz uluslararası hukuka, ikili anlaşmalara saygılıyız. Barışın, istikrarın, her tarafta iyi komşuluk ilişkilerinin hâkim olmasını istiyoruz. Diğer taraftan da hiçbir oldubittiye müsaade etmeyeceğimizi her fırsatta söylüyoruz. Biz sorunlarımızın iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde barışçıl yol ve yöntemlerle çözülmesinden yanayız, buna gayret gösteriyoruz. Bunun iyi anlaşılmasını istiyoruz. Eğer bu anlaşılmazsa bazı oldubittilerle ülkemizin, milletimizin ve Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkına, hukukuna tasallut edilirse, bir şekilde bunların tahribi için gayret gösterilirse buna müsaade etmeyeceğimizi, bu oldubittileri mutlaka sonlandıracağımızı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Kıbrıslı kardeşlerimizin içinde olmadığı hiçbir kararın, çözümün yaşama şansı olmadığını da her zaman söyledik, söyleyeme devam ediyoruz."
Uluslararası barışın temini için de TSK'nın üzerine düşen görevleri yerine getirmeyi sürdürdüğünü aktaran Bakan Akar, savunma sanayiinde yapılan çalışmalarla yerlilik oranının yüzde 70'e ulaştığını, bunun daha da yukarı taşınması için çalışmaların aralıksız devam ettiğini belirtti.
F-35 savaş uçağı projesi ile S-400 hava ve füze savunma sistemi tedarikine ilişkin sürece de değinen Bakan Akar, şu açıklamalarda bulundu:
"1990'lı yılların sonundan itibaren ülkemizin hava ve füze savunması için sistem arayışı içindeyiz. Bu konuda tüm müttefiklerimizle, diğer ülkelerle çeşitli temaslarımız oldu. Yapılan çalışmalarda istenilen cevapları alamadık. Bazı kriterler belirledik; ortak üretim, teknoloji ve bilgi transferi istediğimizi söyledik. Buna olumlu cevabı veren Rusya oldu. Bu çerçevede S-400 ile ilgili anlaşma yapıldı. Türkiye NATO'ya ilişkin tüm sorumluluklarını eksiksiz ve aksaksız yerine getiriyor. 'S-400'ü alarak NATO'dan uzaklaştığımız' filan yok. Bu bir tedarik meselesi. Bunun F-35 ile ilişkilendirilmesini şiddetle reddediyoruz. Biz F-35 projesinin 9 ülke ile birlikte ortağıyız. Ödememiz gereken ortaklık payı neyse eksiksiz ve aksaksız ödedik, yapmamız gereken ne varsa yaptık. Beklentimiz, ortaklarımızın başta ABD olmak üzere bu konuda aklıselimle davranmaları, olayları objektif değerlendirmeleri ve çözümün bulunması. F-35 ile S-400'lerin birlikte olmasında herhangi bir sıkıntısı varsa bununla ilgili ortak bir çalışma grubu kuralım. Bu grupla çalışmaları yapalım. Hakikaten bir olumsuz durum varsa bunun da giderici tedbirlerini hep birlikte çalışarak alalım. Bu konuda bizim tutumuz, çalışmalarımız çok açık."
Bakan Akar, konuşmasının sonunda, Özel Kuvvetler Komutanlığının bu seviyeye gelmesinde emeği geçen tüm komuta kademesini ve birlik personelini tebrik etti. Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Ahmet Ercan Çorbacı ise kendilerine verilen görevleri tam ve zamanında icra etmek için tüm güçleriyle çalıştıklarını belirtti. Tümgeneral Çorbacı, “Hedefimiz dünya çapında örnek gösterilen, başkalarıyla değil, kendisiyle rekabet eden bir özel kuvvet olmaktır” şeklinde konuştu.
Kursiyerler adına yapılan konuşmada ise eğitimlerle zoru başarmayı, imkânsızı zorlamayı, bitti denilen yerde yeniden başlamayı öğrendikleri belirtildi. Kazanılan bilgi ve yetenekleri vatan ve millet çıkarları doğrultusunda kullanmayı en önemli vazife olarak gördükleri belirtilen konuşmada, “Alacağımız her türlü vazifede hedefine giden bir mermi gibi doğrudan, hiçbir yere sapmadan görevin ifasını esas alan bir anlayışı benimsemiş bireyler olarak huzurunuzda bulunmaktayız” denildi.
26 haftalık eğitim sürecinde kursiyerler hava indirme harekâtından, kış ve şiddetli soğukla mücadeleye, özel kuvvet eğitiminden spora kadar birçok zorlu eğitimi geride bıraktı. Kurs süresince her türlü zorlu arazi şartları ile olumsuz hava koşullarına göğüs geren kursiyerler, karada, denizde ve havada TSK'nın öncüleri olabilmeye hak kazanmak için çalıştı. Başlayanlardan ancak yarısının tamamlayabildiği kurs, dünyanın en saygın ve zorlu eğitimleri arasında yer alıyor.