Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ağustos ayı Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini (1 haftalık repo) %50 seviyesinde sabit tutarak piyasaları şaşırtmadı. Merkez Bankası gerek faiz artışı gerek miktarsal sıkılaşma ile üzerine düşeni yaptı. Uyguladığı politikaların sonuçlarını görmek için yoluna devam ediyor. Ama uzun ince bir yoldayız.
PPK basın duyurusu metninde piyasa etkisi yaratacak bir mesaj yok. Temel tespitler: (i) Temmuz ayındaki yükselişe rağmen enflasyonun ana eğilimi ikinci çeyrek ortalamasının altında, (ii) üçüncü çeyreğe ait göstergeler yavaşlayan yurtiçi talebin enflasyonist etkisinin azaldığına işaret ediyor ve (iii) enflasyon beklentileri ile fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunun dezenflasyon süreci açısından önemi artıyor.
Yapılan açıklamalar sonucu ana görüşümüzde değişikliğe gitmiyoruz. Merkez Bankası’nın yavaşlayan iç talep tespitine katılıyoruz. Sonbahar aylarında iç talepteki yavaşlama daha belirgin hale gelecek. Küresel emtia fiyatlarındaki gerileme ile birlikte manşet enflasyonun gerilemesini kolaylaştıracak bir gelişme.
Buna karşın, gelişmekte olan ülke paralarındaki değer kaybı dezenflasyon sürecini zorlaştırıyor. Türk lirası son bir ayda dolar-euro sepetine karşı %3,5 kayıpla en çok değer kaybeden para birimleri arasında yer alıyor. Nominal döviz kur artış hızındaki bu yükseliş devam ederse enflasyon ana eğilimindeki gerileme şüpheli bakiye haline gelebilir.
Söz konusu etki öncelikli olarak enflasyon sepetinde %72 ağırlığa sahip mal fiyatlarında görülür. Dayanıklı mallar ve enerji kur yükselişinden en çok etkilenecek kalemler olarak karşımıza çıkar.
Enflasyonun ne hızla gerileyeceği kısa vadede şirketler kesiminin vereceği tepkiye bağlı olarak belirlenecek. Şirketler kesimi zayıflayan talep ve kur artışı ile artan maliyetler karşısında kar marjını koruyarak küçülmeyi tercih ederse, çıktı kaybının ve işsizliğin arttığı zorlu bir dezenflasyon süreci yaşarız. Enflasyonun dördüncü çeyrekte mevsimsellikten arındırılmış %2,0-%2,5 civarında kalacağı bir senaryoda Merkez Bankası faiz indirim döngüsünü daha geç başlatır ve/veya daha küçük adımlarla ilerler.
Şirketler kesimi ekonomideki yavaşlamaya kar marjından ödün vererek tepki verirse, çıktı kaybının ve istihdamda azalmanın sınırlı olduğu, dezenflasyonun devam ettiği bir süreç yaşarız. Enflasyonun dördüncü çeyrekte mevsimsellikten arındırılmış aylık %1,5-%2,0 civarına gerilediği bu senaryoda Merkez Bankası faiz indirim döngüsünü daha erken başlatır ve/veya daha büyük adımlarla ilerler.
Merkez Bankası erken sonbaharı bekleme modunda parasal sıkılaşmanın iç talep ve enflasyon üzerinde etkilerini izleyerek geçirecek. Enflasyonun öngörüler ile uyumlu gerçekleştiği ve beklentilerin iyileşmeye devam ettiği bir senaryoda Kasım ayında faiz indirim döngüsünü başlamasını bekliyoruz. Aksi halde faiz indirim döngüsünün başlangıcı 2025 yılına kalabilir.
Detaylı bilgi almak, İş Yatırım’ın güncel raporlarına ulaşmak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.
https://arastirma.isyatirim.com.tr/2024/08/20/uzun-ince-bir-yoldayiz/
İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.isyatirim.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.