Konsensüs olarak, özellikle enflasyonun hızla yükselmesiyle, haneler bütçelerini yeniden düşünmeye ve isteğe bağlı harcamaları kısmaya karar vermeye başlamasıyla perakende satışlarda da ivme kaybı kaçınılmaz bir durumdur. Ocak ayında yukarı yönlü revize edilen %4,9'luk artışın ardından toplam perakende alımların değeri %0,3 arttı. Trendin daha net bir görünümünü veren bir ölçü olan otomobil, benzin, inşaat malzemeleri ve gıda hizmetleri hariç satışlar, önceki revize %6,7’lik keskin artıştan gerileyerek %0,4 düştü.
Alt kalemlere bakacak olursak; Şubat ayındaki ilerlemede benzin harcamalarında %5,3'lük bir artış öncülük etti. Benzin istasyonları hariç tutulduğunda, satışlar geçen ay %0,2 düştü. Bu rakamların enflasyona göre ayarlanmadığını belirtmekte fayda var. 13 perakende kategorisinden yedisi geçen ay büyüme gösterdi. Akaryakıt istasyonları dışında restoran ve barlar, motorlu araç satıcıları ve mağazalar da yükseldi. İkinci en büyük satış kategorisi olan ve aydan aya dalgalı seyreden mağaza dışı perakendeciler, yılın başındaki yükselişin ardından geri çekildi. Gıda, elektronik mağazaları ve kişisel bakım ürünleri de Şubat ayında düştü. Gayri safi yurtiçi hasılayı hesaplamak için kullanılan ve gıda hizmetleri, otomobil bayileri, inşaat malzemeleri mağazaları ve benzin istasyonlarını hariç tutan kontrol grubu satışları, Şubat ayında bir önceki aya göre %1,2 düştü.
Enflasyona göre düzeltilmiş tüketici harcamaları verilerinde, tercihe bağlı harcamaların artık enflasyondan dolayı ciddi bir baskılanma içerisine gireceğini göreceğiz. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, benzin fiyatlarını rekor seviyeye çıkardı ve yükselen emtialar yoluyla daha geniş anlamda maliyet baskılarına katkıda bulunuyor. Tabii, Rusya krizi ile beraber bu artış gıda ve enerji tarafına da yansıyacağından, Şubat ayına kadarki zamlardan daha fazla can acıtacak bir fiyat baskısıyla karşılaşılacaktır. Pompa fiyatları Şubat'ta %6,1 veya mevsimsellikten arındırılmış TÜFE'ye göre %6,6 artmıştı. Mart ayında ise potansiyel olarak %20 üzerinde bir benzin zammı etkisinin yansıması bekleniyor. Rahatlatan olgu, %3,8’e düşen işsizlik oranı ile sürekli gelir elde edebilme yetisi olan hane halklarının Covid dönemine göre ekonomik olarak daha güçlü olmaları. Ancak enflasyon, gelir artışı etkisini ve tüketim yapabilme yetisini aşağı çekiyor.
Fed açısından bakıldığında, resmi değiştirecek bir ayrıntı yok. Enflasyon kaçınılamayacak kadar yüksek ve ekonomik büyüme üzerinde de talep şoku yaratma potansiyelini elbette büyütebilir. Fed’in ince teknik dengeler üzerinden bir açıklama yapması ve baz senaryoya sadık kalması beklenir.