Bir Başka Zayıf Büyüme Yılı
Küresel merkez bankalarının politikaları ve giderek yükselen jeopolitik risklerin damga vurduğu 2023 yılı geride kalırken, 2024 yılı zayıf büyümenin ve neticesinde faiz indirim hızının konuşulacağı bir yıla gebe gözüküyor. 2022 yılında Kovid-19 nedeniyle yaşanan arz şokları ve Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı emtia fiyatlarındaki sıçramaların yarattığı enflasyonun önüne geçmek için küresel merkez bankaları son 25 yılın en sıkı para politikasıyla cevap verirken, para politikasındaki sıkılaşmanın etkileri küresel ekonomide görülmeye başlandı. Nitekim 2022 yılını %9,4 ile kapatan global enflasyonun, 2023 yıl sonunda %5,5'e kadar gerilemesi bekleniyor. Enflasyondaki düşüşün bedeli ise daha çok büyüme tarafında yaşanıyor. 2021 yılında %6,1 büyüyen küresel ekonomi, 2022 yılında %3,5 kadar büyürken, büyüme hızının 2023 ve 2024'te sırasıyla %3,0 ve %2,9'a kadar düşmesi bekleniyor. Büyük ekonomilerin aksine bu dönemde faiz indiren Çin'de Kovid-19 sonrası eski büyüme hızına ulaşılamaması da büyüme hızını aşağıya çeken bir başka unsur oldu. Diğer taraftan süregelen yüksek jeopolitik risklere ek olarak İsrail-Hamas çatışması ve Süveyş Kanalı'ndaki ticaret gemilerine yapılan saldırılar da global riskler arasında yer alıyor. Süveyş Kanalı'nda ticaret tıkanıklığının sürmesi durumunda nakliye maliyetleri nedeniyle ithalat fiyatlarının artabileceğini ve bu durumun da enflasyon için yukarı yönlü risk unsuru teşkil ettiğini düşünmekteyiz.
2023 yılının büyüme kompozisyonuna bakıldığında taşıyıcı parçanın bir kez daha hizmet sektörü olduğu görülüyor. 2020 ve 2021 yıllarında yaşanan Kovid-19 kaynaklı kapanmaların etkisi özellikle hizmet sektörünü aşağıya çekerken, parasal genişleme imalat sektörünün hızlı büyümesini sağlamıştı. 2022 yılında Kovid-19 tedbirlerinin ortadan kalması yavaşlayan imalat sektörünü telafi ederken, 2023 yılında hizmet sektörü özelinde Kovid-19 etkilerinin tamamen ortadan kalktığı söylenebilir. Bu durum ABD gibi hizmete dayalı ekonomilerde büyümenin güçlü seyretmesini sağlarken, Çin gibi imalatçı ülkelerde ise tam tersi bir etki yarattı. Çin 2019 yılı ve öncesi dönemdeki büyüme hızının oldukça altında kalırken, ticaret savaşlarının ve Kovid-19 sonrası yeniden oluşturulan tedarik zinciri ağından olumsuz etkileniyor. Diğer taraftan, son 2 yılda Çin'in aksine hizmet sektörüne dayalı ekonomiye sahip olan Hindistan'ın büyüme performansıyla diğer gelişmekte olan ekonomilere kıyasla olumlu ayrıştığı görüldü.
2024 yılına bakıldığında ise küresel büyüme %2,9 ile 2000-2019 yılları ortalaması olan %3,8'in oldukça altında kalacak. Global büyümeye katkının gelişmekte olan ülkelerden geleceği öngörülürken, 2024 yılında ABD, Euro Bölgesi ve Japonya'ya dair büyüme beklentileri %1 civarında konumlanıyor. 2023 yılındaki heyecansız büyümenin ardından 2024 yılında %4,2 büyümesi beklenen Çin'in global büyümeye katkısı bir kez daha tarihsel ortalamaların altında kalacak. Diğer taraftan Hindistan'daki güçlü büyümenin devam etmesi ve 2024 büyümesine belirgin bir katkı vermesi öngörülüyor. İngiltere ekonomisinin 2024 yılında büyüme açısından zayıf bir sene geçirmesi öngörülürken, Almanya ekonomisinin 2023 yılındaki daralmanın ardından 2024 yılında %0,9 oranında büyümesi beklenmekte. Gelişmekte olan ülkelere bakıldığında, faiz indirimlerine başlayan Brezilya'da büyümenin ivmelenmesi beklenirken, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerde faiz artırımlarının negatif etkisi büyümeye yansıyacak.
Küresel enflasyon görünümündeki iyileşme devam etmesine rağmen, tüm gelişmiş ülke ekonomilerinde manşet enflasyon merkez bankalarının hedeflerinin oldukça üzerinde devam ediyor. Kasım ayı itibarıyla ABD'de enflasyon %3,1'e kadar gerilemesine karşın 2024 yılının ikinci çeyreğinde baz etkisi sebebiyle hafifçe yükselebileceğini öngörüyoruz. Çekirdek enflasyon ise manşet enflasyonun da üzerinde yer alırken %2 hedefinden oldukça uzak. Atlantik'in öbür tarafında ise Euro Bölgesi enflasyonunun şu aşamada daha kontrol altında olduğu görülüyor. Bölgenin manşet ve çekirdek enflasyonu Kasım itibarıyla sırasıyla %2,4 ve %3,6 seviyesine gerilemiş durumda. Diğer taraftan Çin'de enflasyon oldukça %0 gibi düşük bir düzeyde seyrederken, Japonya'da enflasyon %3,3 ile tarihsel ortalamaların üzerinde seyrediyor.
Küresel bazda uygulanan parasal sıkılaşma neticesinde 2023 yılında gerileyen enflasyonun 2024 yılında da düşmeye devam etmesi ve sıkı para politikasının gecikmeli etkisinin daha da belirgin hale gelmesi söz konusu olacaktır. Bu bağlamda enflasyonun hemen hemen tüm ülkelerde Kovid-19 öncesi seviyelere doğru yaklaşmasını fakat bu seviyelerin üzerinde tamamlamasını beklemekteyiz. 2023 genelinde gerileyen enerji fiyatları manşet enflasyonun çekirdek enflasyonun altında kalmasını sağlamıştı. Zayıf küresel büyümenin 2024 yılında enerji fiyatlarını bir miktar daha baskılaması söz konusu olsa da ve gıda enflasyonunda süregelen iyileşme devam etse de manşet-çekirdek enflasyon arasındaki farkların kapanması bekliyoruz. Son 2 yıldır aktivitenin güçlü olduğu hizmet sektörü, hizmet enflasyonunun da güçlü olmasını sağlamıştı. Para politikasındaki sıkılaşmanın gecikmeli etkileri ve global bazda gerileyen hizmet PMI'ların ekonomik aktivitenin yavaşlayacağını işaret etmesi sebebiyle hizmet enflasyonun da yavaşlaması olası görünüyor. Tüm bu koşullar 2024 yılında enflasyonda yukarı yönlü sürpriz unsurlarını sınırlandırıyor. Fakat artan jeopolitik risklerin enflasyon için her zaman risk yarattığını belirtmeliyiz.
Oyak Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.