TEPAV Makroekonomik Dengesizlik Göstergeleri Bülteni 8. sayısı yayımlandı:
Göstergeler ışığında AB ekonomisinde gelişmeler incelendiğinde, pandemi sonrası süreçte üye ülkelerde büyük ölçüde GSYH’deki daralmanın telafi edildiği ve güçlü büyüme sürecine girildiği gözlenmektedir. Diğer taraftan, pandemi süresince hanehalkının tasarruflarının yüksek seyretmesi ve tüketimlerinin ertelenmesi, kısıtlamaların kaldırılmasıyla iç talebin hızla artmasına neden olmuş, artan iç talebe arz darboğazlarının ve yüksek enerji fiyatlarının eşlik etmesiyle AB genelinde enflasyon hızlanmıştır. 2021'de çoğu üye ülkenin cari işlemler dengesinin COVID-19 krizi öncesi konumuna geri döndüğü, dış stok pozisyonlarının daha yüksek GSYH büyümesi ile daraldığı görülmektedir. Benzer şekilde, 2021'de kamu sektörü ve finansal olmayan kurumsal borç stokunun GSYH'ye oranları da gerilemiş ancak, genelde eşik değerin dışında ya da 2019 seviyelerinin üzerinde gerçekleşmiştir. İşgücü piyasasında ise devlet desteklerinin istihdamı dengelediği ve çoğu AB ülkesinde hanehalkı harcanabilir gelirinin reel olarak arttığı gözlenmiştir. 2022 yılında ise, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından Rus gazının Avrupa'ya arzının kesintiye uğramasıyla söz konusu olumlu ekonomik görünüm önemli ölçüde bozulmuştur. Hızla yükselen enerji fiyatları AB genelinde enflasyonun ana belirleyicisi haline gelirken cari hesaplar olumsuz etkilenmiş; yüksek enerji fiyatlarına yönelik hanehalkı ve firmalara sağlanan yüklü destekler kamu sektörünün borçluluğunu artırmıştır.
Türkiye’de, AB ülkelerinin aksine, reel efektif döviz kuru ve birim işgücü maliyetleri tarihi düşük seviyelerdedir ve güçlü rekabetçi konuma rağmen, cari işlemler dengesinde 2021 yılında gözlenen iyileşme sürdürülememiş ve 2022 Eylül itibarıyla son 4 yılın en yüksek cari açık değerine ulaşılmıştır. İhracatın ivme kaybetmesi ve tarihi düşük dış ticaret hadleri, cari açığın daha da artacağına işaret etmektedir. Diğer taraftan, 2021 yılında GSYH’deki güçlü büyümeye rağmen genel hükümet borçluluğu artmıştır. Özel sektörün hız kesen kredi kullanımlarının da etkisiyle borçluluğunda bir değişim gözlenmezken, 2022 yılında enflasyonun hızlanması ve reel faizlerin negatif seviyelerde olması, özel sektörün yeni kredi kullanımlarını hızlandırmıştır. Söz konusu göstergeler AB için tanımlanmış eşik değerlerin altında kalsa da Türkiye, reel konut fiyatları ve finansal sektör yükümlülüklerine dair göstergelerin eşik değerlerin çok üstündeki seviyeleri ile AB ülkelerinden önemli derecede ayrışmaktadır. Daralan işgücüne katılım ve yüksek seyreden işsizlik oranları da istihdam piyasasında da olumsuz ayrıştığını göstermektedir.
https://www.tepav.org.tr/tr/haberler/s/10524