(Yenileme) JCR/Ökmen: Türkiye ekonomisi, reaksiyon gücünün yüksekliğini korumaktadır

JCR Eurasıa Ratıng Başkanı Orhan Ökmen'in açıklamaları aşağıda bulunuyor:

 Türkiye ekonomisi, reaksiyon gücünün yüksekliğini korumaktadır: Bir yanda TL’nin değer kaybı, rezervlerin azalması ve fiyat istikrarsızlığı devam ederken, diğer taraftan bütçe disiplininin hala korunması, kamu borç yönetimindeki etkinliğin devam etmesi, cari açığın milli gelir karşısında azalması ve büyümde öngörülenin üzerinde bir toparlanma Türkiye ekonomisinin reaksiyon gücünün yüksekliğini koruduğunu göstermektedir.

Üst üste gelen dış ve iç şokların ekonomik büyüme ve döviz kazandırıcı faaliyetlere odaklanma üzerindeki sınırlayıcı etkisi yüksek ölçüde telafi edilmiştir. Ancak doların küresel boyutta değer kazanması ve global faizlerin yükselmesi Türkiye ekonomisinin büyümesi üzerinde önemli engel oluşturacaktır.

Arz ve talebin dengelenmesi için ihtiyaç duyulan likidite desteğinin eşzamanlı olarak yürütülmesi, bankacılığın yeterli olan sermaye dengelerini ve piyasaların işlevsel yapısını korumuştur.

Yeni mevduat üretilememesi Türk ekonomisinin ve Türk bankacılık sisteminin önemli bir yapısal problemidir. Türkiye krediler/milli gelir yönünden Gelişmekte olan ülke ortalamalarına yakın iken, mevduat/milli gelir oranında ise en az %25 daha aşağılardadır.

Sürekli tekrar eden teşvik paketleri, para politikalarının bağımsızlığı üzerindeki kontrol süreçleri ve miktarı giderek artan faiz-dışı bütçe harcamaları Türkiye ekonomisinin kalıcı özellikleri haline gelmemelidir.

Gıda sektörünün cari açığının gözetimli olarak artırılmasıyla gıda fiyatları dengelenmez: Gıda fiyatlarının dengelenmesi için sadece fiyat odaklı saiklerle yürütülen gözetimli ithalat gevşetme kararları Türkiye tarım ve hayvancılık sektörünün gelişimine zarar verecektir. Halbuki küresel düzeyde gıda fiyatlarının yönü aşağıya doğru iken Türkiye’de gıda fiyatlarındaki istikrarsızlığın temel nedeni aracılar zincirinin çokluğu değil, bizzat denetlenemeyen nihai satış noktaları, yüksek oranlı kayıt dışılık ve uzun sürelerrle büyüyen yapısal sorunlardır.

Çıktı açığının aşağı yönlü eğilimi kısa ve orta dönemde fiyat baskısının derecesinin biraz daha düşeceğini işaret etmektedir: Fiyat istikrarı açısından önemli bir para politikası değişkeni olan çıktı açığının negatif ve talebin zayıf olmasına rağmen enflasyonda düşüş yaşanmaması Türkiye ekonomik politikalarının öne çıkan bir anomali olup fiili çıktının ekonominin uzun-dönemli potansiyel çıktısına yakınsaması henüz söz konusu değildir. Ancak çıktı açığının aşağı yönlü eğilimi kısa ve orta dönemde fiyat baskısının derecesinin biraz daha düşeceğini işaret etmektedir.

Özel sektörün yabancı para borçluluğunun koşulları ve yönetimine ilişkin önlemler dış şoklara karşı tampon etkisi yaratacaktır: Özel sektörün daha rekabetçi olması, makroekonomik dalgalanmalara karşı daha dayanaklı hale getirilmesi ve finansal kesim üzerindeki stres birikimini azaltması için reel sektörün dövizli borçlarının yönetimi ve koşullarına ilişkin olarak makro ihtiyati tedbir olaarak alınması tasarlanan önlemler dış şoklara karşı reform ve tampon etkisi yaratacaktır.

Yasal takibe başvurmadan, ödeme gücüne göre borç ve kredilerin yeniden yapılandırılmaları Türk bankacılık sektörünün aktif kalitesini ve makro düzeyde yatırım ortamını önemli ölçüde korumuştur.