T.C Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen 10. Boğaziçi Zirvesi, 90 ülkeden 3 bini aşkın katılımcıyı İstanbul'da bir araya getirdi. "Yeni Bir Dünya Düzenine Doğru" teması ile bugün başlayan ve 29 Kasım'a kadar devam edecek zirvenin açılış konulmasını yapan Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) Kurucusu Cengiz Özgencil, önceki dokuz yılda olduğu gibi bu sene de İstanbul’dan, Boğaziçi Zirvesi’nden çıkacak tüm çözüm odaklı düşüncelerin dünyaya yayılmasını dilediğini kaydetti. İspanya eski Başbakanı Rodriguez Zapatero da "Bu bölgede gelecekten söz edeceksek Türkiye'nin rolü çok çok önemli" dedi.
"Yeni Bir Dünya Düzenine Doğru" teması ile bugün Çırağan Sarayı'nda başlayan ve 3 gün boyunca devam edecek Boğaziçi Zirvesi'nde düzenlenecek 32 panelde çoğunluğu yabancı devlet adamları, akademisyenler, bürokratlar ve iş insanlarından oluşan 130'dan fazla konuşmacı yer alacak. Almanya'nın eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, İspanya eski Başbakanı Rodriguez Zapatero ve Kolombiya eski Başkanı Andres Pastrana Arango gibi isimlerin yanında mevcut devlet başkanları, bakanlar, prensler ve önemli bürokratlarla birlikte toplamda 3 bin kişiden fazla katılımcı zirvede buluşacak.
DÜNYA YENİ BİR DÜZENE GİDİYOR
Zirvenin açılış konuşmasını yapan Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) Kurucusu Cengiz Özgencil, bugün içinde olduğumuz ekonomik ve siyasi problemlerin jeopolitik konumundan ötürü sadece Türkiye’yi ve komşularını değil tüm dünyayı etkilediğini kaydetti.
Dünyanın yeni bir düzene ve toplumsallığa doğru gittiğini ifade eden Özgencil, "Daha eşitlikçi, hukuk devletini göz ardı etmeyen, ekolojik vaziyete dikkat eden, doğanın yağmalanmasına izin vermeyen ve aşırı tüketimden kaçan bir düşünce biçimi, yeni toplumsal duyarlılığı bizlere hissettiriyor. Biz de önümüzdeki 3 gün boyunca 30’u aşkın panelde çok değerli siyasetçiler, düşünürler, iş insanları ve medya mensuplarıyla Yeni Dünya Düzeni’ne dair fikirler üretmeyi hedefliyoruz. Boğaziçi Zirvesi olarak geçtiğimiz yıllarda da Dünya Barışı’na dair pek çok önemli paylaşımlarda bulunulmasına vesile olduk. 10’uncu yılımızı gerçekleştiriyor olmanın mutluluğuyla, bu sene de İstanbul’dan, Boğaziçi Zirvesi’nden çıkacak tüm çözüm odaklı düşüncelerin dünyaya yayılmasını diliyorum." dedi.
BİZLER DAHA FAZLA DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLMALIYIZ
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, Boğaziçi Zirvesi'nin tüm kültürleri kucaklayan vizyonu ile içerisinde yaşadığımız coğrafyanın geleceği adına büyük bir değer oluşturduğunu söyledi. Zirvede “Yeni Dünya Düzenine Doğru” geleceğimizi her boyutu ile tartışıp çözümler ortaya koyacağımız bir ekosistem oluşturacaklarını kaydeden Gülle, şöyle devam etti:
"Aslında buna mecburuz. Çünkü küresel şartların geldiği nokta artık bizlerin daha fazla dayanışma içerisinde hareket etmesini, başkalarının değil, kendi ajandamızı oluşturmamızın gerekliliğini öne çıkartıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Toplantısı’nda vurgulamış olduğu “Dünya 5’ten büyüktür!” sözü tam da bu gerekliliğin altını çiziyor. Bu zirvede küreselleşme ve göçten enerji arzının güvenliğine ve geleceğine, dijital dönüşüm ve inovasyondan finansal devrimlere, hayatımıza giren yaratıcı yıkımdan küresel ticaretin geleceğine kadar bir çok konuyu ele alacağız."
Küresel ticarette dijitalleşme ve lojistiğin yeni bir boyuta geçtiği bir dönemde yaşadığımızı ifade eden Gülle, "Çin’in başlatmış olduğu 1 Kuşak 1 Yol Projesi, Avrasya Bölgesini ve bilhassa Türkiye’yi coğrafi anlamda küresel ticaretin en önemli odak noktalarından biri haline getiriyor. Demiryolu taşımacılığında da önemli gelişmelere şahitlik ediyoruz. Bakü-Tiflis-Kars Hattı ile birlikte İpek Yolu tekrar hayata dönmüştü. Geçtiğimiz günlerde, Çin’den yola çıkan ilk yük treni Chang’an’ın iki kıtayı birbirine bağlayan Marmaray’dan geçerek Avrupa’ya doğru yoluna devam etmesi, demiryolu yük taşımacılığında da tarihi bir dönüm noktası oldu. “Türk akımı” projesi ile birlikte, Asya’dan Avrupa’ya açılan yeni bir enerji koridoru oluşturulmuş durumda. Akdeniz’de, Ortadoğu’da ve Kafkasya bölgelerinde, enerji alanında yapılan atılımlar, bölgemizin enerji koridoru olması anlamında da bir çok fırsatı beraberinde getiriyor." dedi.
BÖLGEDE TÜRKİYE'NİN ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ
İspanya eski Başbakanı Rodriguez Zapatero, güvenlik ve huzur için Ortadoğu'daki istikrar sorununun çözülmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin çok aktif ve güçlü bir oyuncu olduğunu ve bunu mülteciler krizinde oynadığı rolle gösterdiğini kaydeden Zapatero, "Bu bölgede gelecekten söz edeceksek Türkiye'nin rolü çok çok önemli" dedi. Zapatero, şöyle konuştu:
"Artık siyasette küreselleşme var ve küresel çapta işbirliği çok önemli ama son 10 yılda güç kaybetti. Ancak bizim çok aktif bir rol oynamamız lazım. Küreselleşme her zaman olacak ve bundan kaçmanın yolu yok. Küreselleşme, artan iletişim, inovasyon ve gelişen teknoloji ile kaçınılmaz olarak hayatımızın içinde. İlerleme açısından bu çok önemli bir kaldıraç. İnsanlar arasındaki bağlantı ve iletişim arttığında ülkeler arasındaki ilişkiler de gelişiyor ve çoklu işbirlikleri kaçınılmaz oluyor. Büyük sorunlara çözüm bulabilmek için bütün milletlerin aktif bir rol oynaması gerekiyor. Barışın tesis edilmesi konusunda bütün ülkeler irade göstermeli. Ülkeler olarak taahhütte bulunmalıyız, nükleer silahsızlanmaya karşı durmamız gerekiyor."
Büyük güçlerin duruşunun kendisini endişelendirdiğini ifade eden Zapatero, "Doğu ile batı arasında bir denge olmalı. Çin'de çok büyük bir dönüşüm var. Çin artık bir lider ve bu konumunu koruyacak. Asya'da da refahın artması söz konusu. Özellikle ABD bunu anlamalı, dünya çok kutuplu bir dünya. Artık tek bir siyasinin ve vizyonunun söz konusu olmadığını görmek gerekiyor. Biz çok kutuplu bir dünyada yaşıyoruz." dedi.
DOĞU AKDENİZ'DE HAKLARIMIZ İSTİSMAR EDİLİYOR
KKTC Başbakanı Ersin Tatar da yaptığı konuşmada, "Barış, istikrar sürdürülebilirlik istiyorsak daha anlayışlı ve özenli olmalıyız. Büyük liderler, ülkeler, daha güçlüler daha anlayışlı olmalı ki daha adil bir dünya oluşsun. Dünyamızın karşılaşacağı bir felaket var, gerçek anlamda önlem alınmazsa 100 sene sonra öyle bir afetle karşı karşıya olacağız ki bunu kaldıramayız" dedi.
Kıbrıs'ın kaynaklarının da Güney ve Kuzey arasında eşit bölüşülmesi gerektiğini belirten Tatar, "Tarihi ve siyasi sebeplerden dolayı Güney Kıbrıs tanındığından, devam eden anlaşmalara, denge kurma gayretlerine ve yeni kaynakların dağıtımındaki çabalara rağmen bu kaynaklar Rumlar tarafından istismar ediliyor. Bu faaliyetleri birlikte organize etmek için Kıbrıslı Türklerin bir komitesi olmalı. Ama komşumuz güçlü devletlerin desteği ile bunu reddediyor. Doğu Akdeniz’de bizim haklarımız istismar ediliyor. Yeni dünya düzeninde barış ve istikrar için bizim bu gerçeklerin kabulüne ihtiyacımız var. Aksi takdirde istikrarsızlık dengesizlik olabilir." diye konuştu.