Türkiye Çelik Üreticileri Derneği'nin (TÇÜD) açıklaması aşağıda bulunuyor:
2022 yılının Mart ayında Türkiye’nin ham çelik üretimi, geçen yılın aynı ayına göre %2,9 oranında azalışla 3,3 milyon ton oldu. Yılın ilk 3 ayında ise %4,7 oranında azalışla 9,4 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
ÇELİK TÜKETİMİ
Nihai çelik tüketimi Mart ayında, 2021 yılının aynı ayına kıyasla %16,8 azalarak 2,6 milyon ton, yılın ilk üç ayı itibariyle %6,5 azalarak 8,5 milyon ton oldu.
DIŞ TİCARET
İhracat
Mart ayında çelik ürünleri ihracatı, miktar yönünden %7,2 oranında artışla 1,7 milyon ton, değer yönünden ise %43,9 artışla 1,6 milyar dolar oldu.
Ocak-Mart döneminde, 2021 yılının aynı dönemine kıyasla ihracat, miktar itibariyle %4 artışla 4,3 milyon ton, değer itibariyle %48,8 artışla 4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
İthalat
Mart ayı ithalatı, 2021 yılının aynı ayına göre, miktar yönünden %20,7 azalışla 1,2 milyon ton, değer yönünden ise, %14,6 artışla 1,3 milyar dolar seviyesine yükseldi.
2022 yılının ilk üç ayında ithalat, bir önceki yılın aynı dönemine göre, miktar yönünden %0,6 artışla 4 milyon ton, değer yönünden ise %46,6 yükselişle 4,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Dış Ticaret Dengesi
2021 yılının ilk üç ayında %92,03 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde %93,44 seviyesine yükseldi.
DÜNYA ÇELİK ÜRETİMİ
Dünya Çelik Derneği (worldsteel) tarafından açıklanan 2022 yılı Mart ayı verilerine göre, dünya ham çelik üretimi, geçtiğimiz yılın aynı ayına kıyasla, %5,8 azalış göstererek 161,1 milyon ton, yılın ilk üç ayında ise %6,8 azalışla, 456,6 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
Yılın ilk üç ayı itibariyle, Çin’in ham çelik üretimi, 2021 yılının aynı dönemine kıyasla %10,5 oranında azalışla 243,4 milyon tona düşerken, ikinci sırada yer alan Hindistan’ın ham çelik üretimi %5,9 artışla 31,9 milyon ton, Japonya’nın üretimi ise %2,9 oranında azalışla 23 milyon ton olarak gerçekleşti.
Diğer taraftan, 2018 yılından bu yana AB Komisyonu tarafından haksız bir şekilde uygulanmasına devam edilen korunma önlemine ilişkin, Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) uluslararası çelik ticaretini, bu yönü ile dünya çelik üretimini yakından ilgilendiren kararı, 29 Nisan 2022 tarihinde açıklanmıştır.
DEĞERLENDİRME
Dünya ham çelik üretimindeki düşüş eğilimi, Rusya-Ukrayna savaşının küresel yansımaları, tedarik zincirindeki kesintiler ve enerji krizinin olumsuz etkileri sebebiyle Mart ayında da devam etmiştir. 2022 yılı Mart ayında dünyanın en büyük 15 ham çelik üreticisi ülke listesinde Hindistan, Brezilya ve Tayvan haricindeki ülkelerin üretimlerinde düşüşler gözlenmiştir.
Yılın ilk çeyreğinde ise, dünya üretimi %5,8 oranında geriler iken, Türkiye’nin ham çelik üretimi %4,7 azalışla 9,4 milyon ton seviyesinde gerçekleşmiştir. Türkiye’nin üretimindeki düşüşün yanı sıra, talepteki gerilemenin ve inşaat sektörünün durgun geçmesinin de etkisiyle nihai mamul çelik tüketimi %6,5 oranında gerilemiştir. İnşaat ve tedarik zincirinde normalleşmeyi desteklemeye yönelik adımların, 2022 ve 2023’te çelik talebinde ılımlı bir artışa imkân vermesi, Türkiye’nin çelik talebinin, 2022 yılında %6,4 artışla 35,5 milyon ton civarında gerçekleşmesi beklenmektedir.
Rusya-Ukrayna savaşı, hammadde ve yarı ürün bakımından Rusya’ya yüksek oranda bağımlılığı olan Türkiye için hem risk hem de fırsat oluşturmuştur. Ancak özellikle yassı ürünlerin yurt içi tedariğe yöneleceği yönündeki beklentiler, talebin Çin, Hindistan gibi ülkelere yönelmesi sebebiyle karşılık bulamamıştır.
Ticaret Bakanlığımızın girişimleri ile AB’nin uygulamaya aktardığı nihai koruma önleminin, GATT’ın “ithalatın öngörülemeyen nedenlerden ötürü artması” ve “ciddi zarar tehdidinin gerçek bulgulara dayalı olması” koşulları ile çeliştiği yönündeki Türkiye’nin görüşleri DTÖ tarafından haklı bulunmuştur. AB’nin koruma tedbiri uygulamasının haksız ve hukuksuz olduğunu net bir şekilde ortaya koyan DTÖ kararına ilişkin etkin girişimlerden dolayı, Ticaret Bakanlığımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.
AB Komisyonu’ndan beklediğimiz, EUROFER’in ve bazı AB’li çelik üreticilerinin haksız taleplerinin peşine takılarak yapmış olduğu hatalı uygulamayı süratle gözden geçirip, Türkiye ile yeniden, STA ve Gümrük Birliği anlaşması hükümlerini de dikkate alan, serbest ve adil ticaret şartlarını oluşturmasıdır. Bu durum her iki tarafın da lehinedir. Avrupa ile içinde bulunduğumuz coğrafi konum, zaman zaman Avrupa’nın Türk çelik ürünlerine, zaman zaman da Türkiye’nin Avrupa çelik ürünlerine olan ihtiyacı sebebiyle, karşılıklı çıkar temelinde sürdürülmesi gereken bir mahiyet taşımaktadır. Bu ilişkinin tahrip edilmesi yalnızca Türkiye’nin değil, AB’nin de aleyhinedir. AB Komisyonu’nun bu kararı düzeltme olgunluğunu göstereceği ümit edilmekte, aksi takdirde bugüne kadar askıya alınan karşı tedbirleri, uygulamaya aktarılması beklenmektedir.
Koruma tedbiri uygulamasının kaldırılmasının, dünyadaki benzeri uygulamalar için de örnek teşkil edeceği, dünya çapında serbest ve adil ticaret şartlarının oluşturulmasına katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.
https://celik.org.tr/turkiye-celik-ureticileri-dernegi-basin-bulteni-51/