Türkiye: Enflasyonda baz etkisi kaynaklı düşüş devam etse de politika etkisi düşüşü sonlandıracak(Dinamik Yatırım Menkul Değerler)

Enflasyon, bir önceki yılın olağanüstü yüksek gerçekleşmesinden kaynaklanan baz etkisiyle nispeten hızlı bir şekilde yavaşladı. Şubat enflasyonu %3,2 m/m ve %55,2 y/y ile beklentilere yakın bir şekilde gerçekleşti (Dinamik Yatırım beklenti: %2,8 m/m, %54,6 y/y). Ocak ayında yıllık enflasyon oranı %57,7 olarak gerçekleşmişti. Depremden kaynaklı veri toplama ile alakalı sıkıntılar söz konusu olsa da, bunu enflasyon genel trendi ve tahminleri açısından belirleyici bir etki oluşturmadığını söyleyebiliriz.

Kasım'da hızlı bir şekilde başlayan baz etkisi Mayıs-Haziran dönemine kadar iyice sönümlenecektir. Aylık dönemde fiyat artışlarının halen son yılların ortalamasının üzerinde seyrettiğini gözlemliyoruz. Bu nedenle, şu anda baz etkisi kaynaklı yıllık enflasyonda düşüş gerçekleşiyor olsa da, genişlemeci politikaların oluşturacağı sorunlar nedeniyle yıl ortasından itibaren enflasyon trendinin yatay kalacağını ve %50 altında kalıcılık sağlamayacağını düşünüyoruz.

Yeni gelen veriler ve deprem sonrası etkiler itibariyle yılsonu için güncellediğimiz enflasyon beklentimiz %53,5'dir.

 
Türkiye yıllık enflasyonu... Kaynak: Bloomberg, TÜİK, Dinamik Yatırım

Enflasyonun alt kalemlerine bakacak olursak; ana harcama gruplarındaki birçok kalemde aylık bazda artış olmuştur. Yıllık gıda fiyatları Ocak'taki %71 seviyesinden %69,3'e gerilerken, enerji fiyatları artışı yıllık bazda %55'ten %50 seviyesine geldi.

Gıda fiyatları üç ana faktörden olumsuz etkileniyor: Birincisi, depremden dolayı bölgedeki tarımsal üretimin aksayacak olması. İkincisi, yağışsız geçen kış mevsiminin yaz aylarına doğru kuraklık etkilerine neden olacak olması. Üçüncüsü ise gıda ihracatından dolayı yurtiçi ürün arzının azalmasıdır. Bu nedenle gıda tarafında arz kaynaklı faktörlerin fiyat baskısını katı tutmasını bekliyor ve gıda enflasyonunda önemli bir düşüş öngörmüyoruz.

Tüketici enflasyonunun erken göstergelerinden üretici fiyatları yıllık bazda Ocak'taki %86,5'ten yıllık %76,6'ya geriledi. ÜFE'de gecikmeli etkiler, her ne kadar kur seviyeleri sabitlense ve enerji fiyatları düşse de, devam ediyor. Aynı zamanda Türkiye'nin enerji ithalatçısı profili bu alandaki risk dengesini ÜFE açısından yukarı doğu eğebilir. Enerji dışı alanlarda da, enerji dışı hammadde fiyatlarının halen yüksek olması, depremden dolayı üretim faktörlerinin aksayacak olmasının etkisi nedeniyle artan personel maliyetleri gibi faktörler ÜFE üzerinde etkili olacaktır. ÜFE-TÜFE geçişkenliği 2022 yılı boyunca düşük seyretmiş olsa da, deprem etkilerinin ÜFE üzerinden TÜFE'ye yansıması ve ücret artışları ve erken emeklilik gibi dönemsel fiyat artışlarını tetikleyen talep yaratıcı etkilerin bu geçişkenliği artırması beklenebilir.

Enerji, gıda, içecek, tütün ve altın gibi değişken kalemleri içermeyen çekirdek fiyatlar (C göstergesi) %50,6 arttı (Ocak: %53). Ukrayna'daki savaşın sonucu olarak enerji fiyatlarından gelen yüksek etki manşet ve çekirdek enflasyon farkını artırmış olmakla birlikte, temel mal ve hizmetlerde gözlemlediğimiz fiyat katılığı etkileri çekirdek enflasyonun düşmesini sınırlayabilir. Petrol ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmaları dışlayan bir enflasyon göstergesi olduğu için burada temel fiyatlama davranışlarını ortaya koyan gerçek yapışkan enflasyon ortaya çıkacak ve baz etkisi geçtikten sonra burada dirençli bir görünüm bekliyoruz.

Manşet enflasyondan daha yüksek artış gösteren kalemler olarak gıda ve alkolsüz içecekler %7,36, Eğitim %5,69 ve lokanta ve oteller %4,07 ile öne çıkmaktadır. Gıdanın yanı sıra başta lokanta ve oteller, eğitim, sağlık gibi hizmet alt kalemlerinde katılık etkisi gözlenmektedir.

Geniş tabanlı fiyat artışları enflasyon ile mücadelede eksik kalındığını gösteriyor. 2023 yılında ekonomi politikalarının da seçimlere kadar aynı kalacağını varsayıyoruz. Bu dönemde enflasyonda gözlenecek sınırlı düşüşün tamamen baz etkisinden kaynaklanacağını ve bir politika çıktısı olmayacağını hatırlatmak isteriz. Kamu harcamaları ve ekonomideki talep etkisi, artan işçi ve üretim maliyetleri, deprem sonrası konut başta olmak üzere yüksek fiyat artışları gibi unsurlar enflasyon artışı yaratabilecektir. Fiyatlarda yapışkanlık oluşturabilecek bu gibi faktörler nedeniyle biz bu şartlarda resmi beklenti olan %22,3'e düşmesi zor olan bir enflasyon görünümü hesap ediyor, yılsonunda %53,5 enflasyon gerçekleşmesi öngörüyoruz.

Yılın ikinci yarısında enflasyon üzerindeki baz etkisinin sona ermesinin ardından, enflasyonla mücadelede daha farklı ve normalleştirilmiş para politikalarının gerekli olacağını düşünüyoruz.

Merkez bankası perspektifinden bakacak olursak; politika faizinin son toplantıda %8,5'e indirilmiş olması seçim öncesinde faiz indirimi isteğinin devam ettiğini gösteriyor. Bu politika duruşu fiyat artışlarının devam edebileceği ve aynı zamanda liranın da her an kırılma gösterebileceği riskini önümüzde tutuyor. Seçim sonrasındaki politika bu bağlamda belirleyici bir etki oluşturacaktır. Merkez bankası her ne kadar depremin ekonomi üzerindeki kalıcı görmese de, büyümede yavaşlayan üretim ve istihdam kaynaklı oluşabilecek riskler nedeniyle depremin olumsu etkilerine cevap olarak genişlemeci politika duruşunu devam ettirebilir. Bu durumun gevşek politika kaynaklı enflasyon yüksekliğine zemin oluşturabileceğini düşünürüz.

Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan da Mayıs'taki seçimler öncesinde parasal teşvikleri artırıcı ve deprem bölgesini destekleyici mali teşvik adımları artırıcı bir duruş sergilemektedir. Deprem bölgesi ülkenin GSYH'sinin %10'unu oluşturmakla beraber, bölgede hızlı bir şekilde gerçekleştirilecek inşaatlar ve ekonomik hasarı telafi etmek için nakdi yardımlarla beraber sene başında deprem öncesinde uygulanan teşvikler de (%55'lik asgari ücret zammı, 2 milyondan fazla kişiye erken emeklilik) eklendiğinde ekonomi üzerindeki kümülatif maliyeti artıracaktır.



Dinamik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.

 https://www.dinamikyatirim.com.tr/

***
Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Diğer Haberler
Çin Bankacılık ve Sigorta Düzenleme Otoritesi: Kaliteli bankacılığı ve mali kurumların ortak kredi mekanizmasını kurmalarını teşvik edeceğiz
Japonya Başbakanı Kishida 19-21 Mart tarihlerinde Hindistan'ı ziyaret edecek - TBS News
Çin Bankacılık ve Sigortacılık Düzenleme Kurumu: Banka ve finans kuruluşlarına ortak kredi pilot çalışmalarını derinleştirmeleri için rehberlik edilecek
TCMB miktar yöntemiyle 9 Mart vadeli 38 milyar TL, 10 Mart vadeli 40 milyar TL tutarlı 2 repo ihalesi açtı
Facebookta Paylaş