Türkiye: Enflasyon, harcama patlaması öncesinde, baz etkisiyle yavaşladı…
Enflasyon, bir önceki yılın olağanüstü yüksek gerçekleşmesinden kaynaklanan baz etkisiyle nispeten hızlı bir şekilde yavaşladı. Aralık/yıl sonu enflasyonu %1,2 m/m ve %64,3 y/y ile beklentilerin altında gerçekleşti. Diğer kurumlar (İTO vs.) tarafından yayınlanan bu tür göstergeler enflasyonu daha yüksek seviyelerde ölçmektedir. Enflasyondaki yavaşlamanın çoğu, 2021’in son ayında büyük oranda liradaki değer kaybı ve artan ithalat maliyetlerinden kaynaklı olağanüstü gerçekleşmenin düzeltmesinden kaynaklanıyor. Benzer baz kaynaklı etkilerin birkaç ay daha devam ederek, seçime kadar olan süreçte enflasyonun %40’lara doğru düşürmesini bekleriz. Buna rağmen yine de dönemsel fiyat artışlarını besleyebilecek bir kamu harcaması artışından seçim öncesi bahsetmemiz gerekiyor.
Türkiye yıllık enflasyonu... Kaynak: Bloomberg, TÜİK, Tera Yatırım
Enflasyonun alt kalemlerine bakacak olursak; ana harcama gruplarındaki birçok kalemde aylık bazda artış olmuştur. Buna karşılık ana temel göstergelerin ve özel kapsamlı göstergelerde yıllık bazda Kasım ayından gerileme görülmüştür. Yıllık gıda fiyatları Kasım'daki %102,6'dan %77,9'a gerilerken, enerji fiyatları bir önceki aya göre %118'den %94,4 seviyesine geldi.
Enflasyonun erken göstergelerinden üretici fiyatları Kasım'daki %136'dan yıllık %97,7'ye geriledi. ÜFE’de böylece çift haneli oranlara ulaşıldı. Manşet enflasyon gibi, ÜFE de petrol ve emtia nedeniyle çok dalgalıydı. Küresel maliyetlerdeki yavaşlama ve istikrarlı döviz kuru dönemsel gerçekleşmeleri azaltırken, çok yüksek baz etkisi de Aralık ayındaki sert düşüşe katkıda bulundu. ÜFE-TÜFE geçişkenliği ise açık fark itibarıyla 2022 yılı boyunca düşük seyretmiştir. Ekonomideki talep durumu doğal olarak maliyet yansımaları bazında fiyat artışlarını etkilemektedir. Bu nedenle ücret artışları ve erken emeklilik gibi dönemsel fiyat artışlarını tetikleyen talep yaratıcı etkilerin yılın ilk aylarında dikkate alınması gerekmektedir.
Gıda ve enerji gibi değişken kalemleri içermeyen çekirdek fiyatlar %51,93 arttı. Çekirdek enflasyon tarafında, son birkaç aydır kur sabit kaldığı için açıklanabilir bir düşüş var. Baz etkisi, önümüzdeki aylarda özel kapsamlı göstergeler üzerinde de etkili olacak. Petrol ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmaları dışlayan bir enflasyon göstergesi olduğu için burada temel fiyatlama davranışlarını ortaya koyan gerçek yapışkan enflasyon ortaya çıkacak ve baz etkisi geçtikten sonra burada dirençli bir görünüm bekliyoruz.
Manşet enflasyondan daha yüksek artış gösteren kalemler olarak sağlık %5,91, ev eşyası %4,56, konut %2,84, lokanta ve oteller %2,61, eğlence ve kültür %2,47, çeşitli mal ve hizmetler %2,41 ve gıda ve alkolsüz içecekler %1,86 ile öne çıkmaktadır.
2023 yılında ekonomi politikalarının seçimlere kadar aynı kalacağını varsayıyoruz. Bu dönemde baz etkisiyle birlikte yıllık enflasyon oranlarının matematiksel olarak düşeceğini göreceğiz. Örneğin geçen yılın aynı döneminde %11,1'lik dönemsel gerçekleşmesi nedeniyle Ocak enflasyonunda da benzer bir etki söz konusu olacak ve bu da enflasyonu %50 seviyelerine taşıyacaktır. Bu düşüş önümüzdeki aylarda da devam ederek seçime kadar olan dönemde (olağanüstü bir fiyat etkisi olmadıkça) enflasyonu %40'a kadar gönderecektir. Bu düşüşlerin tamamen baz etkisinden kaynaklanacağını ve enflasyondaki düşüşten kaynaklanan bir politika sonucu olmayacağını hatırlatmak isteriz.
Bu dirençli görünüme zemin oluşturacak faktörleri ekonomide harcama, borçlanma teşviki oluşturacak geniş politikalar ile bu enjeksiyonun bütçe yükü oluşturacaktır. Kamu harcamaları ve ekonomideki talep etkisi erken emeklilik, %55’lik asgari ücret artışı, işletmelere artan maliyetler için KGF desteği, konut başta olmak üzere ucuz kredi paketleri gibi unsurlardan ileri geliyor olacaktır. Fiyatlarda yapışkanlık oşturabilecek bu gibi faktörler nedeniyle biz bu şartlarda resmi beklenti olan %22,3’e düşmesi zor olan bir enflasyon görünümü hesap ediyor, yıl sonunda %43,3 enflasyon gerçekleşmesi öngörüyoruz.
Yılın ikinci yarısında enflasyon üzerindeki baz etkisinin sona ermesinin ardından, enflasyonla mücadelede daha farklı ve normalleştirilmiş para politikalarının gerekli olacağını düşünüyoruz.
Merkez bankası perspektifinden bakacak olursak; Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın düşük borçlanma maliyetleri ortamında yatırım ve istihdamı artırmak perspektifine bağlı ekonomi doktrini yılın son birkaç ayındaki faiz indirimleri desteklenmek istenmiştir. Bu kapsamda TCMB, politika faizi oranını toplamda 500 bps indirerek %9 seviyesine getirmiştir. Enflasyondaki yükseliş çok büyük oranda yüksek enerji fiyatlarına ve ithalat maliyetlerini artıran zayıf para birimi bağlandı. Enerji fiyatları konusunda küresel maliyetlerin hafiflemesi ve baz etkisine güvenilirken, liranın stabilitesi ise bastırılmış kredi büyümesi ve takviye edilen finansman kaynaklarıyla sağlandı. Bu tip araçların uzun süreli kullanılmayacağını varsayarak, seçimden sonraki ekonomi politikalarının enflasyon odağına ne kadar vurgu yapacağına dikkat etmek gerekeceğini düşünürüz.
TCMB Başkanı Sn. Şahap Kavcıoğlu yılın ilk Enflasyon Raporu’nu 26 Ocak’ta sunacak ve bu ay içinde enflasyon hedefinden yukarı sapma gerçekleştiği için hükümete açık mektup gönderecek.
https://terayatirim.com/arastirma/teradan-notlar/030120230809
Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.terayatirim.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.