TOBB internet sitesinde yayınlanan açıklama aşağıda bulunuyor:
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Faik Yavuz, Türkiye Kamu-Sen tarafından Ankara'daki bir otelde düzenlenen "Endüstri 4.0 ve Sendikaların Geleceği" programına katıldı.?
Faik Yavuz burada yaptığı konuşmada, küresel ekonominin kurallarının yeniden yazıldığı bir dönemden geçildiğini belirterek, “Bu dönemde her şey değişiyor, ama en çok da emek piyasasının dinamikleri değişiyor” dedi.
Dijital bir devrim yaşandığına dikkat çeken Yavuz şunları kaydetti: “Eskinden ipek yolu vardı, baharat yolu vardı. Bu ticaret yolu üzerindeki ülkeler, insanlar zengin olurdu. Şimdi internet siber otobanı var. Yani artık ticaretin yolu her evin, işyerinin içinden geçiyor. Avustralya’nın en ücra köşesine bir tuşla mal satabiliyorsun. 20 trilyon dolarlık pazar, 7 milyar insan ekranın ucunda. Dünyada e-ticaretin toplam perakendeden aldığı pay %8,5. Biz şu anda e-ticarette henüz yolun başındayız. Türkiye’de toplam perakende ticaretin sadece yüzde 4’ü elektronik mecradan yapılıyor”.
Amazon’un Türkiye mağazasını açtığını anımsatan Faik Yavuz, “Demek ki Türkiye’de fırsat gördü. Amazon, dünyanın en büyük perakende şirketi ama hiç mağazası yok. Tüm satışlarını e-ticaret üzerinden yapıyor. Önümüzdeki dönemde geleneksel perakende küçülürken, e-ticaret büyüyecek. Mağazalarda çalışan insanların sayısı azalacak. Buna karşılık depo görevlilerinin ve kargo şirketlerinde çalışanların sayısı artacak. İşlerin niteliği değişecek” dedi.
E-ticarete ek olarak bir diğer önemli gelişmenin üretim süreçlerindeki otomasyon olduğuna vurgu yapan Yavuz şöyle devam etti: “Bugün artık insansız fabrikaların konuşulduğu bir dönemdeyiz. Amerikalı bilim insanı Vorın Bennis’in bu dönemi anlatan çarpıcı bir örneği var. Bennis’e göre geleceğin fabrikasında 2 çalışan olacak. Bir insan ve bir köpek. İnsanın görevi köpeği beslemek, köpeğin görevi ise insanın fabrikadaki makinelere dokunmasını engellemek olacak. Karanlıkta çalışan fabrikaların sayısının her geçen gün arttığı bir dönemdeyiz. Aşırı otomasyon verimliliği artırarak dünyanın sınırlı kaynağının daha etkin kullanımını sağlıyor, bu doğru. Ancak, bu durum aynı zamanda istihdamda ciddi miktarda azalmayı beraberinde getiriyor. Tüm işi makineler yapacaksa, insanlar ne yapacak? Önümüzdeki dönemin temel meselesi işte bu olacak. Ama unutmayalım ki bu tartışma yeni değil. Birinci Sanayi Devrimi sonunda makineleşme hız kazanmıştı. Kısa vadede çalışanlar makineleşmeden zarar gördüler, protestolar arttı. Ama orta-uzun vadede yeni bir denge oluştu. Kas gücüyle çalışanlar, makineleri kullanmayı öğrendi. Makineleşmeyle gelen refah artışıyla birlikte tüketim kalıpları değişti. Ortaya yeni meslekler çıkmaya başladı. İçinde bulunduğumuz dönem öncekilerden bu anlamda pek farklı değil. Bu dönemde de bazı iş kolları ortadan kalkacak ama yerine yenileri çıkacak. Kısa vadede bu dönüşümden zarar gören kesimler olacak. Hem işçi hem de işveren kesimi için bu kaçınılmaz””.
Faik Yavuz, geniş toplum kesimlerini dijital çağa hazırlama sürecinde kamuya, özel sektöre, sivil topluma ve öğretim kurumlarına önemli görevler düştüğünü söyledi.
Teknolojik dönüşümle birlikte iş yapma şekillerinin de önemli ölçüde değiştiğini anlatan Faik Yavuz, “Geçmişten bu yana iş yapmada önemli bir rolü olan istişare kültürünü artık “açık inovasyon” olarak tanımlamak mümkün. Artık bir işle ilgili tüm paydaşların fikirlerinin toplandığı açık inovasyon platformları sayesinde ortak akılla işler yürütülüyor. Özel sektör de kamu da iş yaparken bu dönüşümden etkilenecek. Bu dönüşümün kamu ve özel sektörün işbirliğini artıracağını da hep birlikte göreceğiz” dedi.