Türk şirketlerinin ‘Endüstri 4.0’ı üretimlerine entegre etmeyi başardıklarını söyleyen TİAD Başkanı Hakan Aydoğdu “Akıllı ve yapay zekaya sahip makineler üretmek; ülkemiz için bir hayal değil. Bunu yapacak potansiyelimiz var” dedi.
Türk şirketleri, 4. Sanayi Devrimi olarak bilinen ‘Endüstri 4.0’ı yakından takip ederek, üretimlerine entegre etmeyi sürdürüyor. Ar-Ge’ye ciddi bütçeler ayıran bu şirketler, teknolojik dönüşüm trenini kaçırmamak ve bu konuda öncü olmak adına ciddi çaba sarf ediyor. Endüstri 5.0’ın yolunu açan ‘yapay zeka’ kavramına uzak kalmayan üreticiler, yerli üretim konusuna da ağırlık veriyor. Sanayinin kalbi olarak bilinen takım tezgahı üreticileri, ‘Ar-Ge ve İnovasyon’ konularında öncü rol oynamaya devam ediyor. Takım Tezgahları Sanayici ve İşadamları Derneği (TİAD) Başkanı Hakan Aydoğdu, Türkiye’nin Endüstri 4.0’ı algılamak ve önemini kavramak hususunda geç kalmadığını belirterek “Hatta bu devrime kamusal olarak sahip çıkmak için tam zamanında adım attık. Hatta şunu da söyleyebiliriz ki, Endüstri 4.0 önceki üç sanayi devrimini geriden izlemiş olmanın rehavetini atmak için tam bir fırsat” açıklamasını yaptı.
DÜNYA MARKALARIMIZ VAR
“Türkiye’nin taşıdığı potansiyeli düşününce ihtiyaç duyduğumuz her şeye sahibiz” diyen Aydoğdu “Akıllı ve yapay zekaya sahip makineler üretmek; ülkemiz için bir hayal değil. Kaldı ki, tutkuyla ürettikleri teknolojilerin gücü sayesinde dünya markası olan kuruluşlarımız var. İhtiyacımız olan: Eksikleri tamamlamak ve çalışmak. Biz sanayiciler bu hayalin peşi sıra ilerlerken; elbette kamu kuruluşlarının destekleri, teşvikleri bu noktada büyük önem taşıyor” dedi. Bunun için yapılması gerekenleri sıralayan Aydoğdu “Ar-Ge için bütçe hazırlamaları, akademik kuruluşlarla işbirliği yapmaları ve kamu teşviklerini yakından takip etmeleri gerekiyor. Ar-Ge ve inovasyon konusunda dünya trendlerini de gözlemlemeleri kendileri için epey faydalı olmaktadır” ifadelerini kullandı.
KAMU BU KONUYA SAHİP ÇIKTI
Hükümetin sanayi tarafında Enndüstri 4.0’a büyük önem verdiğini gözlemlediklerini söyleyen Aydoğdu “Akademi kuruluşları, STK’lar ve firmalar; araştırma ve incelemelerin ardından bu yeni sanayi devrimini tartışmak ve yakından tanımak üzere pek çok platform kurdu. Konferanslar, paneller ve çalıştaylar gerçekleşti. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın konuyu ele alması ile Endüstri 4.0 olgusu, kamusallaştırıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Endüstri 4.0’ı araştıran projelere ve bu devrimi hayata geçirecek çalışmalarla yakından ilgilendiklerini kamuoyuna sundu. Dernek olarak Endüstri 4.0 tartışmalarını ve uygulamaya ilişkin çabalarını ilgiyle izledik. Ar-Ge ve inovasyon merkezlerini taktirle karşıladık. Kamunun sunduğu teşvikleri takip edip bilgilendirmede bulunduk. Ama en önemlisi, hem Ar-Ge ve inovasyon hem da sanayi için hayat memat meselesi olan; eğitimle ilgilendik” diye konuştu.
AR-GE İLE DÜNYA MARKASI OLUNUR
Dünya markası yaratmanın yolunun ‘Ar-Ge ve İnovasyon’dan geçtiğini söyleyen Aydoğdu “Ar-Ge ve inovasyon,, bilimle ilişkili. Bilim olmadan sadece sanayi çarkları değil; hayatın ta kendisi durur. Türk makine üreticileri bunun farkında ve üretim alanlarında Ar-Ge ve inovasyon departmanı oluşturuyor. Rekabet gücünü artırmak, katma değer yaratmak, küresel pazarda aktif rol üstlenmek ve işinin sürdürülebilirliğini sağlamak için Ar-Ge ve Ür-Ge, hayati önem taşıyor. Ancak bu önemi kavramış sanayiciler, bir dünya markası olabilir” açıklamasında bulundu.
GEÇ GELEN TEŞVİĞİN ANLAMI KALMIYOR
TİAD Başkanı Hakan Aydoğdu, KOBİ’lere verilen makine-teçhizat desteğinin altın değerinde olduğunu belirterek “Ancak KOBİ’ler, proje yazılmasından 6 ay veya 1 sene sonra bu teşviği aldığında bunu bir değere dönüştüremiyorlar. Sürekli değişim gösteren döviz kuru büyük olumsuzluk yaratıyor. Teşvik mekanizması hızlandırılmalı” dedi. Aydoğdu ayrıca döviz kurunda yaşanan dalgalanmaya da vurgu yaparak “Yapılacak teknolojik yatırımların yüzde 65’i ithal ürünlerden, yüzde 35’i de yerli ürünlerden tedarik ediliyor. Dolayıssıyla hem ithal makine tedarikçisi hem de yerli makine üreticisi teşvik kapsamında TL olarak 6 ay veya 1 sene boyunca sabit fiyat veremiyor. Makine yatırım teşviklerinde işlem uzayacaksa reel fiyatlamalar göz önüne alınmalı ya da dövizdeki artış proje sonunda ek bütçe ile tamamlanabilir olmalı ki bu yatırımlar gerçekçi olabilsin” diye belirtti.
ÜRETİMLE DAHA GÜÇLÜYÜZ
Türkiye’nin ekonomik krizlere daha dirençli olabilmesi için üretim gücünün artırılması gerektiğine de vurgu yapan Aydoğdu “Üretimi güçlü ülkeler ekonomik olarak güçlü ülkelerdir ve ekonomik dalgalanmalardan az etkilenir. Bir yerden başlamak gerekli. Hükümetin verdiği teşvikler, özellikle makine-teçhizat teşviği çok önemli. Zira makineleşemeyen ülkeler dışa bağımlı kalmak zorundadırlar. Uzun vadede çok olumlu sonuçlar verecektir” açıklaması yaptı.