TCMB’den güven veren para politikası duruşu (Reel Kapital Menkul)


TCMB'den güven veren para politikası duruşu...

Yılın açıklanan 3. Enflasyon Raporu'nda TCMB Başkanı Sn. Murat Çetinkaya, enflasyon tahminlerine ilişkin önceki döneme kıyasla olan değişiklikleri açıkladı. Buna göre; 2017 yılsonuna ilişkin enflasyon beklentisi %8,5'ten %8,7'ye yükselirken, 2018 yılsonuna ilişkin olan tahmin ise %6,4'te korundu. Orta vadede ise enflasyonun %5 düzeyinde istikrar kazanacağı öngörüsü aynı şekilde bırakıldı. Rapora göre; 2017 enflasyon tahmininde yapılan yukarı yönlü güncellemede çıktı açığı ve gıda enflasyonu varsayımlarındaki yukarı yönlü güncellemenin etkili olduğu görülmektedir.

Bu beklentiler ile piyasa konsensüs beklentileri halen ayrışım göstermekle beraber; enflasyonda yaz aylarının baz etkisi ile beraber kısa dönemde bir düşüş görüleceği beklentisi oldukça rasyonel. TL'de görülen değer kazancı ve gıda fiyatlarının ithalat ve fiyat tavanı gibi kısa vadeli önlemlerle kontrol altına alınmasının etkisi, enflasyona aşağı yönlü olarak katkı yapmaya devam edebilir. Ancak yaz aylarından sonra bir miktar daha enflasyonda yukarı yönlü baskı olması beklenebilir. Maliyet baskısı ve talep seviyesi, enflasyondaki düşüş beklentilerine antitez olabilecek pozisyonda olmaya devam etmektedir. Bu hafta açıklanacak olan Temmuz ayı enflasyonunun da, enflasyon beklentileri üzerinde etkili olmasını bekliyoruz. Piyasa öngörüsüne paralel bir aylık enflasyon, manşet enflasyonu tek haneye getirecektir.

 

Sn.Çetinkaya'nın konuşmasına ilişkin en çok merak edilen konu elbette sıkı para politikasının ne kadar sürdürüleceği ve sadeleşmedeki adımların hangi noktadan nasıl devam ettirileceği yönündeydi. İktisadi faaliyetteki toparlanmaya dikkat çeken Çetinkaya; enflasyonun bulunduğu seviyelerin halen yüksek olması itibariyle risk içerdiğinin ve talep koşullarındaki değişkenliğin farkında olduğunu gösteriyor. Buna gıda enflasyonunda yapısal iyileşmenin sağlanmamış olmasını ve sonbahardan itibaren küresel risk iştahının gerek jeopolitik durumlar, gerekse de büyüük Merkez Bankaları'nın sıkılaştırıcı politikalara geçmesiyle beraber olumsuz etkileneceği varsayımını da ekleyelim. Özellikle ikincisi; gelişmekte olan piyasalarda volatilitenin artmasına neden olacağından dışsal bir risk olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu riskler; fiyatlama davranışlarında değişime neden olacaktır, haliyle "enflasyon odaklı sıkı para politikası"nın gerekliliğine dayanak oluşturmaktadır.

İlave parasal sıkılaştırmaya bu noktada yine açık kapı bırakılması, önemli bir sözel iletişim olarak değerlendirilebilir. Neticede döviz piyasasında hareketlilik devam ediyor ve koşulların terse dönme ihtimali her dönem için mevcuttur. Sadeleşmeye yönelik sorulara ise teoriye uygun bir şekilde, piyasayı rahatsız etmeyecek ve kuşkuya yer vermeyecek cevaplar verildiğini düşünüyorum. Sadeleşmede belli bir mesafe katedilmişti, ancak koşullar 2017'nin başında sıkı para politikası yolunda hamleler yapılmasına neden olmuştu ve halen bu sıkı likidite koşullarının devam ettirilmesi gerekeen bir konjonktür içindeyiz. Fiyat istikrarı sürdürülmeli ki enflasyon beklentilerini törpüleyebilelim. Piyasa; Merkez'in bu duruşunu sorgulamıyor ve stabil bir TL için rasyonel olanın bu olduğunu farkında. Merkez Bankası, enflasyondaki ara dalgalanmalara göre değil, gelecek beklentilerine göre hareket etmeye devam edecek ve para politikası duruşunu da buna göre belirleyecek. Haliyle; ileride enflasyon koşulları belirgin şekilde iyileştikten sonra tekrar sadeleşmeye geçildiğinde, bu dezenflasyonu destekleyici bir şekilde son derece temkinli ve dikkatli adımlarla yapılacaktır.

 

Kısaca piyasaya etkiye de bakalım. Merkez Bankası'nın "şahin" bir tutumla kendinden emin bir şekilde güven veren politika açıklamaları yapması TL varlıklarına iyi gelmiş görünüyor. TL USD'ye karşı 3,5132 seviyesini gördü. 3,54 altında seyir korunmaya devam ettiği sürece 3,49 - 3,48 bandı da hedefte olmaya devam edebilir. Uzun vade için ise; TCMB'deki sıkı duruş ve %12'nin yakınında tutulan piyasa faizleri kuruun yukarı gitmesi önünde engel olacaktır. Bu yüzden tahvil faizlerinde de ben çok belirgin bir düşüş olmasını beklemem, AOFM %12 yakınında tutulmaya bir süre daha devam edecektir. Bir miktar daha gevşetilmesi konusunda ise Temmuz ayı enflasyonunu gördükten sonra yorum yapmak daha doğru olacaktır.


Enver ERKAN
Araştırma Müdür Yardımcısı




KapitalFX / Reel Kapital Menkul Değerler
www.kapitalfx.com
destek@kapitalfx.com


***Raporun Tamamı Ekteki Dosyada Bulunmaktadır***

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Facebookta Paylaş