TCMB: Seçimden önce faizde herhangi bir değişim yok (Dinamik Yatırım Menkul Değerler)

TCMB: Seçimden önce faizde herhangi bir değişim yok…

Merkez Bankası beklentimize paralel bir şekilde, önümüzdeki ay yapılacak önemli seçimler öncesindeki son politika belirleme toplantısında faiz oranlarını değiştirmedi. Banka, sandık sonucu ne olursa olsun ileride daha sert bir değer kaybı olacağı beklentisi çerçevesinde liranın oynaklığındaki artış ve ile hafta Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın faiz oranlarının her zamankinden daha düşük tutulacağı değerlendirmesi arasında, bir hafta vadeli repo faizini üst üste ikinci ayda da %8,5'te bırakmış oldu.

Politika metninden öne çıkan ayrıntılara bakacak olursak;

• Bir hafta vadeli repo faizi %8,5'te değişmedi.
• Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakın dönemde sonlandıracağı yönündeki beklentilerini ayarlıyor.
• Uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesi ve eğilimi iyileşmeye başlasa da, depremin neden olduğu arz-talep dengesizliklerinin etkileri devam ediyor.
• Öncü göstergeler, deprem bölgesindeki ekonomik aktivitenin beklenenden daha hızlı toparlandığını gösteriyor.
• PPK, afetin etkilerini en aza indirmek ve gerekli iyileştirmeyi desteklemek için destekleyici finansal koşulların oluşturulmasına öncelik verecektir.
• Deprem sonrası sanayi üretimindeki büyüme ivmesinin ve istihdamdaki olumlu eğilimin korunması için finansal koşulların destekleyici olması daha da önem kazanmıştır.
• Kurul bu kapsamda politika faizini sabit tutma kararı almıştır.
• PPK, mevcut para politikası duruşunun deprem sonrasında toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğunu değerlendirdi.

Merkez Bankası faiz oranlarındaki indirimleri duraklattığı son iki aylık zaman zarfı boyunca lirayı savunma maksatlı mali düzenlemeleri sıkılaştırmış ve bu kapsamda da bankalara yönelik TL mevduatı artırmak, ticari kredi faizlerini düşürmek, döviz işlemlerini azaltmak gibi birçok resmi veya pratikte uygulamalar oluşturmuştu. Buna rağmen seçimler yaklaştıkça lira üzerinde belirsizlik kaynaklı baskılar artmaktadır. Lira bu yılın başından bu yana dolar karşısında %3,7 değer kaybederek rekor düşük seviyelerine gelmiş durumda. Bu değer kaybının %2’lik kısmı ise Merkez Bankası’nın Mart toplantısından sonra gerçekleşti. Dövizi sabit tutmaya yönelik önlemler ile döviz talebi baskılanmak istenince piyasa kuru, resmi kurdan ayrışma göstermekte.

Döviz tarafındaki asıl baskı ise gevşek politikaların yarattığı iç talep hareketliliği ve bunun daha yüksek cari açığa neden olması. Yurtdışı talebin görece zayıf olduğu (hem resesyon kıyısında gezen ekonomiler, hem de para politikası faizlerinin artması kaynaklı) bir ortamda enflasyonun çok altında borçlanma maliyetleri tüketim, borçlanmayı teşvik etmekte, bu da yükselen bir cari açığa neden olmaktadır. Oysa Yeni Ekonomi Modeli getirilirken düşük faizlerin ihracat, üretim artışı neticesinde cari fazla oluşturacağı, nette pozitif olan dış finansman girişi ile dövizin artmayacağı ve enflasyonun düşeceği öngörülmüştü. Birçok merkez bankasının senkronize parasal sıkılaşma ile faiz oranlarını hızla artırdığı bir dönemde TL’nin enflasyona göre ayarlanmış getirisini derin negatif seviyelere gönderen toplam dokuz faiz indirimi ekonomide ayrık bir rotada seyretmemize neden oldu ve enflasyon bu dönemde %80’lerin üzerini gördü. Şu anda ise enflasyon Mart 2023 itibariyle baz etkisi kaynaklı bir yavaşlama ile %50,5 üzerinde ve yine reel faiz derin negatif seviyelerde.

Buradan seçim sonrası ekonomi politikaları belirsizliği konusuna geçiş yapabiliriz. En muhtemel senaryo, mevcut iktidar ile devam edildiğinde ekonomi politikalarının da düşük faiz ile büyümeyi desteklemeye yönelik olacağı; iktidar değişikliğinde ise ekonomide genel kabul görmüş ilkelere dönüleceği şeklinde. Bazı senaryo analizleri, iktidar devam ettiğinde de belli bir dönem için 2014, 2018 ve kısa ömürlü 2020/21 örneklerine benzer şekilde dönemsel ortodoksiyi de opsiyonlar arasında değerlendiriyor. Ancak Sn. Erdoğan, "iktidarda olduğu sürece faizlerin düşeceği ve onlarla birlikte enflasyonu aşağı çekeceği" değerlendirmesinde bulunarak bu ihtimali dışladı.

Geleneksel politikalara dönüş yapılan bir dünyada ise, faiz oranlarının ciddi bir artış göstermesi ve lirayı destekleme amaçlı yan politika araçlarının kademeli olarak kaldırılarak sade bir para politikası oluşturulması beklenecektir. Bu tip regülasyonların elemine edilmesi sürecinde ortaya konulacak planlama ve aşamalandırma döviz ve Hazine tahvillerinin olumsuz etkilenmemesi açısından önemlidir. Süreli bir dalgalanma kaçınılmaz gibi görünmekle beraber, ekonomide öngörülebilirlik ve enflasyonla uyumlu rasyonel getiri ortamında döviz dengelenebilir


Dinamik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.

 https://www.dinamikyatirim.com.tr/

***
Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Diğer Haberler
İtalya Ekonomi Bakanı: Hükümet, bankaların kredi faizlerini arttırırken mevduat faiz oranlarını arttırmamasını görmezden gelemez
İtalya Ekonomi Bakanı :SVB ve Credit Suisse krizlerinin İtalyan bankaları üzerine doğrudan etki yapması beklenmiyor
İtalya Ekonomi Bakanı : İtalya bankalarının sermaye ve likidite yeterlilik seviyesine sahip olması, diğer Avrupa bankarıyla uyumlu
Brezilya'da hizmet sektörü aktivitesi Şubat'ta aylık %+1.1, yıllık %+5.4 - IBGE
Sağlık bakanı Koca: Cumhurbaşkanı Erdğan'ın sağlık durumu gayet iyi, enfeksiyon etkisi azaldı, programına devam edecek -NTV
Facebookta Paylaş