TCMB Para Politikası Kurulu,Son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyet gücünü koruduğuna işaret ettiğini bildirdi

TCMB Para Politikası Kurulu'nun 14 Aralık tarihinde yaptığı toplantısının
tutanak özetleri yayınlandı.

 Kurulun değerlendirmeleri söyle:

Enflasyon Gelişmeleri
1. Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 1,49 oranında artmış ve yıllık enflasyon 1,08 puan
yükselerek yüzde 12,98 olmuştur. Bu dönemde yıllık enflasyon, hizmet grubunda bir
miktar gerilerken diğer alt gruplarda artış kaydetmiştir. Gıda enflasyonu temelde
işlenmemiş gıda kaynaklı olarak yükselirken temel mal ve enerji gruplarında döviz kuru
gelişmelerinin olumsuz yansımaları izlenmiştir. Bu gelişmelerle çekirdek göstergelerin
yıllık enflasyonu temel mal grubu kaynaklı olarak yükselmiş, ana eğilimi ise yüksek
seviyesini korumuştur.
2. Kasım ayında gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon 3,04 puan artarak yüzde
15,78 olmuştur. Yıllık enflasyondaki artışta işlenmemiş gıda fiyatları daha belirleyici
olurken işlenmiş gıda fiyatları da yüksek oranda artmaya devam etmiştir. Bu dönemde
kırmızı et fiyatlarındaki gerilemeye karşın, sebze grubundaki olumsuz görünümün
etkisiyle mevsimsellikten arındırılmış işlenmemiş gıda fiyatları belirgin bir oranda
yükselmiştir. İşlenmiş gıda grubunda ise peynir ve diğer süt ürünlerinde fiyat artışları
sürmüştür. Aralık ayına ilişkin ilk göstergeler işlenmemiş gıda kaynaklı olarak gıda yıllık
enflasyonunun gerileyeceğine işaret etmektedir. Enerji grubunda ise fiyatlar döviz kuru,
petrol ve diğer girdi fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak Kasım ayında yüksek artış
kaydetmeye devam etmiştir.
3. Hizmet grubu fiyatları Kasım ayında yüzde 0,11 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu
yılbaşından bu yana ilk defa gerileyerek yüzde 9,42 olmuştur. Aylık fiyat artışları kirada
bir miktar hızlanırken diğer alt gruplarda ılımlı seyretmiştir. Bu dönemde özellikle
ulaştırma hizmet fiyatları ile diğer hizmetler grubundaki paket tur fiyatlarındaki düşüşler
öne çıkmıştır.
4. Kasım ayında temel mal grubu yıllık enflasyonu 0,74 puan artarak yüzde 15,05 seviyesine
ulaşmıştır. Yıllık enfflasyon, giyimde yatay seyrederken diğer alt gruplarda yükselmiştir. Bu
dönemde dayanıklı mal grubunda yüksek aylık fiyat artışları devam etmiş, özellikle
otomobil, beyaz eşya ve diğer elektrikli alet fiyatlarındaki yükselişler dikkat çekmiştir.
Giyim ve dayanıklı dışı temel mallarda ise aylık fiyat artışları ivmelenmiştir. Temel mal
2
enflasyonunun son dönemdeki yükselişinde döviz kuru gelişmeleri ana belirleyici olurken
talep koşullarındaki güçlü seyrin de bu görünümü desteklediği izlenmektedir.
5. Özetle, enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve yakın dönemde yaşanan maliyet
gelişmeleri beklentiler ve fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırmıştır.
Enflasyonu Etkileyen Unsurlar
6. Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla (GSYİH) 2017 yılı üçüncü çeyreğinde yıllık olarak yüzde 11,1
oranında artmış, çeyreklik büyüme yüzde 1,2 olmuştur. Yıllık büyümenin yüksek bir
oranda gerçekleşmesinde iktisadi faaliyetin seyrine ek olarak takvim ve baz etkileri de
önemli rol oynamıştır. Üçüncü çeyrekte yıllıkk ve dönemlik büyümenin sürükleyicisi
makine-teçhizat yatırımları ve özel tüketim başta olmak üzere yurt içi talep olmuştur. Bu
dönemde, turizmdeki toparlanma ve mal ihracatının güçlü seyrine rağmen, yüksek
oranda artan altın ithalatının etkisiyle net ihracatın yıllık büyümeye katkısı sınırlı düzeyde
gerçekleşmiştir.
7. Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetin gücünü koruduğuna işaret etmektedir.
Ekim ayı sanayi üretimi bir önceki aya ve üçüncü çeyrek ortalamasına göre artış
kaydetmiştir. Başta mobilya olmak üzere vergi teşviklerine konu olan sektörlerin
faaliyetinde yavaşlama gözlenmekle birlikte diğer sektörlerde ivme kaybı
gözlenmemektedir. Nitekim anket göstergeleri sanayi üretimindeki artış eğiliminin
dördüncü çeyrekte bir miktar yavaşlayarak da olsa sürdüğüne işaret etmektedir. Hizmet
ve ticaret sektörlerine ilişkin göstergeler ılımlı seyrini korurken; turizm sektöründeki
toparlanma iktisadi faaliyeti desteklemeye devam etmektedir.
8. İç talepteki iyileşme devam etmektediir. Dördüncü çeyrekte, özel tüketim büyümesinin
beyaz eşya ve mobilya sektörlerine uygulanan vergi indirimlerinin sona ermesi sonrası bir
miktar hız kesmesi beklenmektedir. Diğer taraftan, mevcut göstergeler makine-teçhizat
yatırımlarında üçüncü çeyrekte gözlenen toparlanmanın devam ettiğine işaret
etmektedir.
9. Başta Avrupa Birliği büyüme görünümü olmak üzere küresel ölçekte gözlenen
toparlanma eğilimi ve dış piyasalarda pazar çeşitlendirme esnekliğinin ihracat üzerindeki
olumlu etkisi sürmektedir. Mal ihracatındaki artışların cari açıktaki bozulmayı yavaşlattığı
ve çekirdek cari açık göstergelerinde iyileşme sağladığı görülmektedir. Turizmdeki
toparlanmanın süreceği beklentisine ek olarak, mal ihracatındaki artış eğiliminin cari
dengeye olumlu katkı vermeye devam etmesi beklenmektedir. Kurul, ihracattaki güçlü
seyirle birlikte dördüncü çeyrekte net ihracatın büyümeye katkısının devam edeceğini not
etmiştir.
10. İşgücü piyasasındaki iyileşme Eylül dönemi itibarıyla devam etmiştir. Bu dönemde,
hizmet sektörü istihdamı artarken sanayi ve inşaat sektörlerinde istihdam bir önceki
döneme göre gerilemiştir. Anket verileri işgücü piyasasındaki iyileşmenin son çeyrekte
devam edeceğine işaret etmektedir. Kurul, işgücüne katılım oranındaki güçlü artış eğilimi
nedeniyle istihdam artışlarının işsizlik oranlarına yansımasının nispeten sınırlı kaldığının
3
altını çizmiştir. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde işsizlik oranlarındaki düşüşün
kademeli bir biçimde gerçekleşeceği öngörülmektedir.
11. Özetle, iktisadi faaliyet üçüncü çeyrekte güçlü bir artış kaydetmiştir. Son dönemde
açıklanan veriler iktisadi faaliyetin gücünü koruduğuna işaret etmektedir. İç talepteki
iyileşme devam ederken dış talepteki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir.
Para Politikası ve Riskler
12. Küresel büyümeye ilişkin üçüncü çeyrek verileri gelişmiş ve gelişmekte olan
ekonomilerde büyümenin eşanlı olarak devam ettiğini göstermektedir. PMI
göstergelerinin her iki ülke grubu için de büyümeye işşaret eden seviyelerde olması, 2017
ve 2018 büyüme tahminlerinin yılbaşına göre yukarı güncellenmesi küresel ekonomik
görünümün istikrarlı seyrini teyit eder niteliktedir. Küresel enflasyon da istikrarlı seyrini
korumaktadır.
13. Önümüzdeki dönemde, olumlu küresel büyüme görünümüne dair aşağı yönlü risk
oluşturabilecek unsurların başında Orta Doğu ve Kore yarımadası ile ilgili jeopolitik
gelişmeler ve dış ticarette artan korumacı söylemlerin çeşitli dış ticaret müzakerelerine
yansıması sayılabilir. Bunun yanında ABD’de yasalaşması muhtemel vergi reformu küresel
ekonomik görünüm açısından pozitif bir risk unsuru olarak değerlendirilmektedir. Son
dönemde OPEC’in üretimi kısma kararının uzatılması sonrasında destek bulan petrol
fiyatları küresel enflasyondaki istikrarlı seyri bozabilecek temel unsur olarak görünse de,
ABD’de petrol üretiminin artması söz konusu eğilimi sınırlamaktadır.
14. Başta Fed ve Avrupa Merkez Bankası olmak üzere, gelişmiş ülkeler para politikasında
normalleşme adımllarını devam ettirmektedir. Söz konusu adımların beklentiler
paralelinde gerçekleşmesi nedeniyle mevcut durumda piyasa tepkisi ılımlı
seyretmektedir. Ancak ABD faiz oranları üzerindeki riskler yukarı yönlüdür. Vergi
reformunun devreye girme olasılığı ABD’deki hisse senedi piyasasına dair olumlu
beklentileri beslerken, söz konusu politikanın bütçe açıklarında artışa neden olması
durumunda ABD hazine tahvil faiz oranlarındaki artışın öngörülenden daha hızlı
gerçekleşebileceği değerlendirilmektedir.
15. Küresel iktisadi faaliyet ve ticaret hacmindeki olumlu görünümün yanı sıra küresel risk
iştahının sürmesi sayesinde gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy girişleri de güçlü
seyretmektedir. Eylül ayı ortalarından sonra ivme kaybeden Türkiye’ye yönelik portföy
yatırımları yakın dönemde jeopolitik risklerin azalmaya başlaması ile beraber tekrar
toparlanmaktadır. KGF teminatlı kredilerde tanımlanan üst sınıra ulaşılmasıyla, kredi
büyümesi geçmiş yıllar ortalamalarına yakın seviyelerde seyrettmektedir. Yılın ilk yarısında
kaydedilen güçlü ivmelenmenin ardından, yılın ikinci yarısında dengelenmiş bulunan
kredi büyümesinin toplam talep ve iktisadi faaliyete yansımaları yakından takip
edilmektedir.
16. Üçüncü çeyrekteki iktisadi faaliyet ve toplam talep gelişmeleri, öngörülerle büyük ölçüde
uyumlu şekilde gerçekleşmiştir. Dördüncü çeyrekte, ek kredi ivmesinin büyümeye verdiği
desteğin zayıflaması ve dayanıklı mallara uygulanan vergi teşviklerinin son bulmasıyla
4
yurt içi talepte bir miktar yavaşlama beklenmekte ve büyümenin ana eğilimine
yönelmeye başlayacağı öngörülmektedir. Önümüzdeki dönemde, turizmde süregelen
toparlanmanın, küresel büyüme görünümündeki iyileşmenin ve reel kurun destekleyici
seyrinin ihracat kanalıyla büyümeye ve cari dengeye olumlu katkı vermeye devam etmesi
beklenmektedir.
17. Mevcut görünüm altında, gelişmiş ülke para politikalarına ilişkin belirsizlikler, sermaye
akımlarının seyri ve jeopolitik gelişmeler iktisadi faaliyet açısından önemli rol oynamayya
devam etmektedir. Bu faktörlerden kaynaklanabilecek döviz kuru oynaklıkları, finansal
koşulların iktisadi faaliyete verebileceği desteğin zamanlaması ve gücü üzerinde aşağı
yönlü risk oluşturmaktadır. Bu kapsamda yakın dönemde Türk lirasında gözlenen değer
kaybının yurt içi talebi sınırlayıcı etkilerinin ihracat kanalıyla kısmen dengelenebileceği
değerlendirilmektedir.
18. Son dönemde petrol ve metal başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükseliş ve döviz
kuru gelişmeleri maliyet kanalıyla enflasyondaki yükselişin temel belirleyicileri olmuştur.
İktisadi faaliyetin güçlü seyri de maliyet baskılarının enflasyon üzerinde hissedilir
olmasında rol oynamıştır. Aralık ayında baz etkileriyle birlikte tüketici enflasyonunun
belirgin oranda gerilemesi, ancak yüksek seviyesini koruması beklenmektedir.
19. Enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve çekirdek enflasyon göstergelerine ilişkin
gelişmeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaya devam etmektedir. Söz konusu
riskler ve enflasyoon beklentilerinin yüksek seyri enflasyon görünümünde 2017 yılının
Aralık ayında ve 2018 yılının ilk aylarında gözlenmesi beklenen iyileşmeyi
sınırlayabilecektir. Enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında henüz bir
iyileşme gözlenmemesi, enflasyon görünümünü olumsuz etkilemektedir.
20. Bu çerçevede Kurul, parasal duruşun sıkılaştırılmasına karar vermiştir. Öncelikle 22 Kasım
2017 tarihinden itibaren TCMB fonlamasının tamamı Geç Likidite penceresinden yapılmış
ve ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin yaklaşık 25 baz puan yükselerek 12,25
seviyesinde oluşması sağlanmıştır. Ayrıca, Kurul Aralık ayındaki toplantısında, Geç Likidite
Penceresi uygulaması çerçevesinde borç verme faiz oranını yüzde 12,25’ten yüzde
12,75’e yükseltmiştir.
21. TCMB fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam
edecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana
kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Kuruul, para politikasını
oluştururken orta vadeli enflasyon görünümünü dikkate almakta ve dolayısıyla
enflasyonda yıl içinde gözlenmesi beklenen baz etkileri kaynaklı dalgalanmalardan ziyade
enflasyonun ana eğilimindeki gelişmelere odaklanmaktadır. Enflasyon beklentileri,
fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından
izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.
22. Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne
etkileri bakımından yakından takip edilmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken,
mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile vergilerde öngörülmeyen
bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden
5
belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz
etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir.
23. Son yıllarda mali disiplinin sürdüürülmesi Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı
duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olmuştur. Mali disiplinin sağlamış olduğu alan
kullanılarak yakın dönemde dengeleyici maliye politikası uygulanabilmiştir. Döngü karşıtı
maliye politikası uygulama kapasitesini güçlendirecek yapısal tedbirler, maliye ve para
politikası eşgüdümüne katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı destekleyecektir.
Bunun yanı sıra, enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam
edilmesi fiyat istikrarına ve toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır.



Diğer Haberler
ÇİN BANKACILIK DÜZENLEME KURULUŞU: GİZLİ YEREL YÖNETİM BORÇ RİSKLERİNİ UYGUN BİR ŞEKİLDE ELE ALACAĞIZ
AB, İTALYA'NIN ÇELİK ÜRETİCİSİ İLVA'YA SAĞLADIĞI 84 MİLYON EUROLUK YARDIMIN İLLEGAL YARDIM OLDUĞU SEBEBİYLE GERİ ALMASINI İSTEDİ
TÜFENKCİ: PERAKENDEDE KİRA SORUNU HALA ÇÖZÜLMEDİ, BİZ ARAYA GİRMEYELİM SİZ HALLEDİN- BLOOMBERG HT
YILDIRIM: BM GÜVENLİK KONSEYİ'NDEKİ OYLAMADA ABD YALNIZ KALDI- BLOOMBERG HT
YUNANİSTAN MERKEZ BANKASI : YUNANİSTAN'IN KURTARMA SONRASI DESTEĞİ, YABANCI KREDİTÖRLER TARAFINDAN BELİRLENMELİ
TAYVAN MERKEZ BANKASI POLİTİKA FAİZİNİ DEĞİŞTİRMEDİ (BEKLENTİ 1.375%, ÖNCEKİ: 1.375%)
KREMLİN : SURİYE ULUSAL DİYALOG KONFERANSI İÇİN HENÜZ KESİN BİR TARİH YOK
YUNANİSTAN'DA TURİZM GELİRLERİ EKİM'DE 1.17 MYR EURO (ÖNCEKİ:1.02 MYR) -MERKEZ BANKASI
ÇİN'DE ENDÜSTRİYEL ENERJİ TÜKETİMİ KASIM'DA YILLIK % 3.5 ARTIŞLA 383.6 MİLYAR KİLOWATT/SAAT
Facebookta Paylaş