TCMB Para Politikası Kurulu'nun 24 Eylül tarihinde yaptığı toplantısının tutanak özetleri yayınlandı.
Kurulun değerlendirmeleri söyle:
Enflasyon Gelişmeleri
1. Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 0,86 oranında artmış, yıllık enflasyon yatay seyrederek
yüzde 11,77 olmuştur. Temel mal, enerji ve gıda gruplarında yıllık enflasyon yükselirken,
hizmet grubunda yatay seyretmiştir. Diğer yandan, tütün ürünleri kaynaklı yüksek bazın etkisi
ile alkollü içecekler ve tütün grubunda yıllık enflasyon belirgin bir şekilde gerilemiştir. Bu
dönemde, çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonları ve eğilimleri artış kaydetmiştir.
2. Gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonu Ağustos ayında 0,78 puan artışla yüzde 13,51’e
yükselmiştir. İşlenmemiş gıda grubu yıllık enflasyonu 1,51 puan artışla yüzde 15,36’ya
ulaşarak bu gelişmede belirleyici olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış veriler, işlenmemiş
gıda grubunda taze meyve ve sebze fiyatlarındaki yükselişin öne çıktığını göstermektedir.
İşlenmiş gıda grubu yıllık enflasyonu ise 0,22 puan artarak yüzde 11,86 olmuştur. Bu yükselişi
ekmek ve tahıllar grubu sürüklerken, diğer işlenmiş gıda yıllık enflasyonu yatay seyretmiştir.
3. Enerji fiyatları Ağustos ayında yüzde 1,29 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 1,02 puan
yükselerek yüzde 9,59 olmuştur. Döviz kuru ve uluslararası petrol fiyatlarındaki artışlara
paralel olarak, akaryakıt fiyatlarındaki yükseliş enerji grubu enflasyonunu yukarıya çekmiştir.
Şebeke suyu fiyatları Ağustos ayında da artarak grup enflasyonunu olumsuz etkileyen bir
diğer unsur olmuştur. Bununla birlikte, yönetilen kalemlerden doğalgaz fiyatlarında önceki yıl
yapılan ayarlamanın beraberinde getirdiği yüksek baz grup enflasyonunu sınırlamıştır.
4. Temel mal yıllık enflasyonu, döviz kuru gelişmelerine ve kredi ivmesiyle güçlenen talep
koşullarına bağlı olarak, Ağustos ayında 1,44 puan artarak yüzde 10,02’ye yükselmiştir. Döviz
kuru geçişkenliği yüksek olan dayanıklı mal grubunda yıllık enflasyon 3,09 puan artarak yüzde
13,07’ye yükselirken, öncü göstergeler alt kalemler genelinde yüksek fiyat artışlarının Eylül
ayında da devam ettiğine işaret etmiştir. Ağustos ayında, diğer temel mal grubu fiyatlarında
da bir miktar artış gözlenirken, giyim ve ayakkabı grubunda sezon indirimi bir önceki yıla
kıyasla daha yüksek gerçekleşmiştir.
5. Hizmet fiyatları Ağustos ayında yüzde 1,14 oranında artmış, yıllık enflasyon yatay bir seyirle
yüzde 11,83 olmuştur. Yıllık enflasyon lokanta-otel ve haberleşme gruplarında artarken, diğer
gruplarda gerilemiştir. Ulaştırma hizmetleri yıllık enflasyonundaki düşüşte karayolu ile
şehirlerarası yolcu taşımacılığı öne çıkmıştır. Lokanta-otel grubunda gerek yemek hizmetleri
gerekse konaklama hizmetlerinde fiyat artışları izlenirken, konaklama hizmetlerindeki artışlar
daha belirgin olmuştur. Diğer hizmetler grubundaki fiyat artışında kura duyarlı kalemler dikkat
çekerken, eğitim hizmetlerindeki aylık fiyat artışı sınırlı kalmıştır. Öte yandan, eğitim
hizmetlerinde uygulanmaya başlanan KDV indiriminin önümüzdeki dönemde grup
enflasyonunu olumlu etkileyeceği değerlendirilmektedir.
6. Ağustos ayında alkol-tütün yıllık enflasyonu 19,34 puan düşerek yüzde 2,44’e gerilemiştir. Bu
dönemde, alkollü içeceklerde fiyatlar yüzde 2,58 oranında artarken, tütün ürünlerinde yatay
2
seyretmiş, ancak tütün ürünlerindeki yüksek baz grup yıllık enflasyonunu belirgin bir şekilde
düşürmüştür. Öte yandan, uluslararası fiyatlar ve döviz kuru gelişmelerine bağlı olarak altın
fiyatları aylık yüzde 13,72 oranında artmış ve grubun yıllık tüketici enflasyonuna katkısı 1,01
puana ulaşmıştır.
7. Eylül ayında enflasyon beklentilerindeki artış sürmüştür. Yılsonu enflasyon beklentisi 64 baz
puan artışla yüzde 11,46’ya, gelecek on iki ay beklentisi ise 45 baz puan artışla yüzde 10,15’e
yükselmiştir.
Enflasyonu Etkileyen Unsurlar
8. İktisadi faaliyette kademeli normalleşme adımları ve güçlü kredi ivmesinin desteğiyle üçüncü
çeyrekte belirgin bir toparlanma gözlenmektedir. Sanayi üretim endeksi Temmuz ayında
mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olarak bir önceki aya göre yüzde 8,4 oranında
artmış ve salgın öncesi seviyesine yaklaşmıştır. Anket göstergeleri ve yüksek frekanslı veriler,
iktisadi faaliyetin Ağustos ve Eylül aylarında güç kazandığına işaret etmektedir. Ciro
endeksleri toparlanmanın sektörel yayılımının artmaya devam ettiğini gösterirken, turizm ve
ihracat imkânlarının sınırladığı bazı faaliyet kollarında görece zayıf seyir korunmaktadır.
9. Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin
sınırlandırılması amacıyla yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler,
ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki
toparlanma sürecine katkıda bulunmuştur. Bununla birlikte güçlü kredi ivmesiyle yurt içi
talepte gözlenen hızlı toparlanmanın dış denge ve enflasyon görünümüne olumsuz
yansımalarını sınırlamak amacıyla Ağustos ayından itibaren likidite yönetimi kapsamında
sıkılaştırma adımları atılmaya başlanmıştır. Bu kapsamda son dönemde ticari kredilerde
gözlenen normalleşme eğilimi bireysel kredilerde de başlamıştır.
10. İhracat, bölgeler ve sektörler genelinde toparlanmaya devam ederken, Eylül ayı itibarıyla
mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak salgın öncesi seviyesine ulaşmıştır. Diğer
taraftan, Ağustos ayında belirgin bir ivme kazanan ithalat Eylül ayında kısmen yavaşlamış ve
bu dönemde altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı oldukça yüksek seyretmiştir.
Ertelenmiş talebe ve salgın tedbirleri kapsamında uygulanan likidite ve kredi politikalarına
bağlı olarak ithalatta gözlenen canlanmanın, bu politika tedbirlerinin kademeli olarak
azaltılmasıyla dengelenmesi beklenmektedir. Turizm gelirlerinde salgın hastalığa bağlı olarak
gözlenen düşüşe rağmen seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesiyle kısmi bir iyileşme
başlamıştır. Mal ihracatındaki toparlanma, emtia fiyatlarının görece düşük seviyeleri ve reel
kur düzeyi önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesini destekleyecektir. Kurul, iktisadi
faaliyetteki toparlanmanın sürekliliği ve makrofinansal istikrar açısından cari işlemler
dengesindeki seyrin önemine dikkat çekmiştir. Bu kapsamda, yakın dönemde alınan
tedbirlerin kredi büyümesi ve kompozisyonu ile dış dengeye yansımaları yakından takip
edilmektedir.
11. Haziran döneminde işgücü piyasası üzerindeki olumsuzluklar kademeli olarak hafiflemeye
başlamış, tarım dışı istihdam sektörler geneline yayılan bir şekilde bir önceki döneme göre
artış kaydetmiştir. Öte yandan, son dönemde belirgin bir düşüş eğilimi sergileyen işgücüne
katılım oranı iktisadi faaliyetteki toparlanmaya bağlı olarak bir önceki döneme kıyasla artış
kaydetmiş ve işsizlik oranları yükselmiştir. Öncü göstergeler, iktisadi faaliyetteki
toparlanmayla yeni iş ilanlarının arttığını ve istihdam imkânlarının iyileşmeye devam ettiğini
göstermektedir. Kurul, kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere işsizlik sigorta fonu ve cari
transferler aracılığıyla sağlanan desteklerin, hanehalkı gelir kayıplarının sınırlanması ve
istihdamın korunması açısından kritik rol oynadığı değerlendirmesinde bulunmuştur.
3
Para Politikası ve Riskler
12. Küresel ekonomide, ülkelerin attığı normalleşme adımlarıyla üçüncü çeyrekte kısmi
toparlanma sinyalleri gözlenmekle beraber, salgının yayılımını devam ettirmesi ve ikinci bir
dalga yaşanma olasılığına bağlı olarak toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek
seyretmektedir. Salgının ve sağlık önlemlerinin tüketim alışkanlıkları ve genel harcama
davranışına olası etkilerine yönelik belirsizlikler devam etmektedir. Normalleşmenin uzun
sürmesi veya önümüzdeki dönemde salgında ikinci bir dalga görülmesi durumunda küresel
ekonomide işaretleri görülmeye başlanan toparlanma sekteye uğrayabilecek, küresel risk
iştahında dalgalanmalar gözlenebilecektir.
13. Ağustos PPK toplantısını takip eden dönemde ham petrol fiyatları bir miktar gerilemiş ve
fiyatlar üzerindeki aşağı yönlü riskler ağırlık kazanmıştır. Petrol fiyatlarının bulunduğu seviye
küresel salgın öncesi dönemde görülen seviyelerinin altındadır. Küresel iktisadi faaliyete dair
belirsizlikler başta olmak üzere emtia fiyatlarına ilişkin aşağı yönlü riskler canlılığını korumakta
olup, küresel enflasyon oranlarının 2020 yılında ılımlı bir görünüm sergilemesi
beklenmektedir.
14. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler genişleyici parasal ve mali duruşlarını sürdürmektedir.
Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli faiz oranları tarihsel düşük seviyelerde seyrini sürdürürken,
gerek merkez bankalarının açıklamaları gerekse piyasa beklentileri, düşük faiz ortamının uzun
bir süre devam edeceğine işaret etmektedir. Uygulanan politikaların finansal piyasalar,
büyüme ve istihdam üzerindeki etkinliği, ülkeler itibarıyla salgının seyri ile politika alanının
büyüklüğüne göre farklılaşabilecektir.
15. Gelişmekte olan ülkelere portföy girişleri, bir önceki PPK dönemine kıyasla iyileşen risk
algısına bağlı olarak artarak devam etmiştir. Haziran ayından itibaren borçlanma senedi
piyasalarında gözlenen girişler Eylül ayında önemli ölçüde artmıştır. Hisse senedi piyasalarına
yönelik akımlar ise görece zayıf ve dalgalı seyrini korumuştur. ABD Merkez Bankası’nın yeni
politika çerçevesi ve sözlü yönlendirmesi, politika faizinin düşük seviyesini koruyacağına dair
algıyı pekiştirmekte ve gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarını olumlu etkileyecek
bir unsur olarak değerlendirilmektedir. Buna karşın, küresel iktisadi faaliyet görünümüne
ilişkin belirsizliklerin sürmesi, önümüzdeki dönemde küresel risk iştahı ve gelişmekte olan
ülkelere yönelen portföy akımlarının dalgalı seyretmesine neden olabilecektir. Nitekim
Türkiye’nin risk primi salgın kaynaklı küresel belirsizliklerin ve ülkeye özgü faktörlerin etkisiyle
dalgalı bir seyir izlemektedir. Belirsizliklerin yüksek seyrettiği bu süreçte, salgın hastalığın
sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu
küresel etkiler yakından takip edilmektedir. Bu kapsamda Merkez Bankası, salgının Türkiye
ekonomisine etkilerini izleyerek elindeki araçları fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları
doğrultusunda kullanmaya devam edecektir.
16. Parasal, finansal ve mali tedbirlerin yanı sıra kamu bankalarının öncülüğünde ivme kazanan
kredi genişlemesi, reel sektöre kredi akışının kesintisiz devamına ve iktisadi faaliyetteki
toparlanma sürecine önemli katkı sağlamıştır. Böylelikle ekonominin üretim potansiyeli
desteklenmiş ve iktisadi faaliyet Mayıs ayından başlayarak belirgin bir toparlanma eğilimine
girmiştir. Kurul, ekonomideki toparlanma ve bunun makro dengelere yansımalarını da
gözeterek, salgın dönemine özgü destekleyici makro politika adımlarının Ağustos ayından
itibaren kademeli olarak geri alınmasına karar vermiştir.
17. Salgının olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla alınan tedbirlerin normalleştirilmesi ve
likidite politikalarında atılan sıkılaşma adımlarının etkisiyle kredi ve mevduat faizlerinde artış
görülmüş ve kredi büyümesi yavaşlamaya başlamıştır. Tedbirlerdeki normalleşmeyle birlikte
4
ilk olarak ticari kredilerde başlayan yavaşlama eğilimi geçtiğimiz ay içinde bireysel kredilerde
de gözlenmeye başlamıştır. Kredi büyümesi ve kompozisyonunun, iç ve dış dengeye
yansımaları izlenmeye devam edilmektedir.
18. Kurul, enflasyon eğiliminde bir süredir devam eden yüksek seyre vurgu yapmış ve
dezenflasyon sürecini sekteye uğratan unsurları değerlendirmiştir. Enflasyon üzerinde etkili
olan salgına bağlı arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinde kademeli olarak ortadan
kalkacağı ve talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği öngörülmüştü.
Normalleşmenin kademeli gerçekleşmesi nedeniyle salgına bağlı arz yönlü enflasyonist etkiler
sürmektedir. Bazı sektörlerde toplam talep koşulları enflasyonu sınırlamaya devam ederken,
finansman koşullarına duyarlı mal gruplarında fiyat artışları yüksek seyretmektedir.
Dolayısıyla, güçlü kredi ivmesiyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanma ve finansal piyasalarda
yaşanan gelişmeler neticesinde enflasyon öngörülenden daha yüksek bir seyir izlemiştir.
Enflasyon beklentilerindeki yükselişin sürmesi, fiyatlama davranışları ve orta vadeli enflasyon
görünümüne yönelik risk oluşturmaktadır. Enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve
enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla Ağustos ayından itibaren atılan
sıkılaştırma adımlarının güçlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda Kurul,
dezenflasyon sürecini yeniden tesis etmek ve fiyat istikrarını desteklemek amacıyla politika
faizinin 200 baz puan yükseltilmesine karar vermiştir.
19. Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli
faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem
taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde
gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu
çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün
sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar
amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.
20. Salgın sonrası dönemde uygulanan maliye politikası tedbirleri parasal ve finansal diğer
tedbirlerle birlikte salgına bağlı iktisadi risklerin sınırlanarak ekonominin üretim potansiyelinin
desteklenmesine ve toparlanmanın başlamasına önemli katkı sağlamıştır. Ekonominin
toparlanma sürecinde para ve maliye politikaları arasındaki eşgüdümün sürdürülerek, makro
politika bileşiminin enflasyondaki düşüşün devamını sağlayacak ve cari dengeyi destekleyecek
şekilde belirlenmesi, büyümenin sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde sürdürülebilmesi açısından
büyük önem arz etmektedir. Önümüzdeki dönemde, salgına bağlı etkiler nedeniyle
toparlanması daha uzun sürebilecek sektörlerin desteklenmesi için geçici ve hedefe yönelik
maliye ve benzeri politika uygulamalarının kritik önemde olduğu değerlendirilmektedir.
21. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu
değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.