TCMB Para Politikası Kurulu'nun 21 Kasım tarihinde yaptığı toplantısının tutanak özetleri yayınlandı.
Kurulun değerlendirmeleri söyle:
Küresel Ekonomi
1. Küresel büyüme görünümündeki sınırlı iyileşme yılın ikinci çeyreğinde de devam ederken, işgücü piyasaları arz talep dengesindeki normalleşme eğilimi sürmüştür. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2024 yılında yüzde 2,0 artışla 2023 yılındaki yüzde 1,8’in sınırlı oranda üzerinde büyüyeceği tahmin edilmekte ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini sürdüreceği değerlendirilmektedir. Hizmet sektöründe olumlu seyir devam ederken imalat sanayindeki zayıf görünüm korunmuştur. ABD ekonomisi büyüme eğilimi diğer gelişmiş ülkelerden olumlu ayrışmaya devam etmiştir. Küresel talep görünümü, arz yönlü faktörler ve jeopolitik riskler nedeniyle emtia fiyatları dalgalı bir seyir izlemektedir. Küresel ekonomi ve ticaret politikalarına ilişkin belirsizlikler ile jeopolitik gelişmeler küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir.
2. Küresel enflasyondaki düşüş devam etmektedir. Hizmet sektöründeki enflasyon katılığı zayıflamakla birlikte enflasyon üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde (GOÜ) faiz indirim süreçleri devam ederken, merkez bankalarının bu süreçleri enflasyon görünümündeki olumlu eğilimi koruyacak şekilde sürdürerek temkinli bir yaklaşım izleyecekleri değerlendirilmektedir. Diğer taraftan küresel belirsizlikler nedeniyle son dönemde GOÜ piyasalarından portföy çıkışları gözlenmiştir.
Parasal ve Finansal Koşullar
3. TL mevduatı önceliklendiren makroihtiyati politikaların da katkısıyla mevduat faizleri 18 Ekim haftasına kıyasla önemli bir değişim göstermeyerek 15 Kasım haftası itibarıyla yüzde 56,0 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri (Kredili Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 382 baz puan azalarak yüzde 52,7 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel tarafta, ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 70 baz puan azalarak yüzde 70,4 olurken; konut kredisi faizleri, 53 baz puan azalarak yüzde 40,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Genel olarak dalgalı bir seyir izleyen taşıt kredisi faizleri 15 Kasım itibarıyla yüzde 40,7 seviyesinde oluşmuştur.
4. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 18 Ekim’den sonra yükselerek yüzde 2,0 seviyesinden yüzde 2,3 seviyesine gelmiştir. Bu artışta ihtiyaç ve konut kredisi büyümelerindeki yükseliş etkili olmuştur. Aynı dönemde TL ticari kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 2,3 seviyesinden yüzde 1,1’e gerilemiştir. Kur etkisinden arındırılmış yabancı para (YP) ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması, bir önceki PPK dönemine kıyasla değişmeyerek yüzde 1,5 olarak gerçekleşmiştir. Böylece, ticari kredi büyümeleri kredi kısıtlarının altında oluşmuştur.
5. Artan Türk lirası mevduat payı göz önünde bulundurarak 22 Kasım 2024 tarihinde makro ihtiyati çerçevede sadeleşme adımlarının atılmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda, kısa vadeli Türk lirası (TL) mevduat hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranları %15’ten %17’ye yükseltilirken; yabancı para (YP) mevduat için TL cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı %5’ten %4’e indirilmiştir. Bunlara ek olarak; tüzel kişi TL mevduat payı hedefi kaldırılmış ve KKM’nin TL’ye geçişine ve yenilenmesine ilişkin toplam hedef %75’ten %70’e indirilmiştir.
6. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt uluslararası rezervleri, 18 Ekim’den bu yana 2,68 milyar ABD doları azalarak15 Kasım 2024 itibarıyla 156,68 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 16 Ekim’den bu yana sınırlı miktarda düşerek 20 Kasım 2024 itibarıyla 260 baz puan seviyesine gelmiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 20 Kasım itibarıyla yüzde 12,97 seviyesine yükselirken, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 22,22 seviyesine düşmüştür. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına 2,56 milyar ABD doları giriş, hisse senedi piyasasından ise 0,21 milyar ABD doları çıkış olmak üzere toplam 2,35 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir.
Talep ve Üretim
7. Eylül ayında perakende ve ticaret satış hacim endeksleri, aylık ve çeyreklik bazda artmıştır. Altın hariç bakıldığında ise, perakende satış hacmindeki çeyreklik artış daha ılımlıdır. Hizmet üretiminin yanı sıra talebi hakkında da bilgi sunan hizmet üretim endeksi, üçüncü çeyrekte gerileyerek çeyreklik bazda azalışını sürdürmüştür. Otomobil ve beyaz eşya satışlarının üçüncü çeyrekteki seyri yurt içi talepte kademeli yavaşlamaya işaret etmiştir. Ekim ayında kartla yapılan harcamalar yataya yakın seyrederken kasım ayının ilk haftasına ilişkin veriler sınırlı bir düşüş ima etmektedir. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, iç piyasa siparişlerinin dördüncü çeyrekte, üçüncü çeyreğe benzer şekilde zayıf seyrettiğini göstermektedir. Bu çerçevede, yüksek frekanslı veriler ve anket verileri gibi son çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldiğini ima etmektedir.
8. Eylül ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 1,6 oranında artarken, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 2,4 oranında gerilemiştir. Böylelikle, sanayi üretiminde ağustos ayında gerçekleşen aylık azalış eylül ayında büyük oranda telafi edilmiştir. Çeyreklik bazda ise sanayi üretimi yüzde 1,3 oranında azalmıştır. Tipik oynaklık sergileyen sektörler dışlandığında, sanayi üretimi çeyreklik olarak sınırlı düşüş kaydetmekle birlikte sanayi üretiminin ana eğiliminin zayıf seyrini sürdürdüğü değerlendirilmektedir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ise dördüncü çeyrekte çeyreklik bazdaki düşüşünü sürdürmektedir.
9. Eylül ayında mevsimsellikten arındırılmış istihdam, 32,8 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiş ve çeyreklik bazda yüzde 0,4 oranında artmıştır. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı çeyreklik olarak sınırlı artış kaydetmiş, işsizlik oranı ise yüzde 8,7 düzeyinde gerçekleşmiştir. Anket göstergeleri, imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde zayıf bir görünüme işaret etmektedir.
10. Eylül ayında cari işlemler dengesi aylık bazda 3 milyar ABD doları fazla vermiş, 12 aylık birikimli cari açık ise seyahat gelirlerindeki geçmişe dönük yukarı yönlü revizyonların da katkısıyla 9,7 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Eylül ayında birikimli cari dengedeki iyileşmede, enerji dış ticaret açığı ve altın dış ticaret açığındaki aylık düşüşler etkili olmuştur. Diğer yandan, 12 aylık birikimli altın ve enerji hariç dış ticaret açığı bir önceki aya kıyasla artış kaydetmiştir. Bu dönemde, 12 aylık birikimli hizmetler dengesi fazlası güçlü seyrini sürdürmüş ve 59,9 milyar ABD doları seviyesine çıkmıştır.
11. Geçici dış ticaret verileri, ekim ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracatta sınırlı bir azalışa, ithalatta ise artışa işaret etmiştir. 12 aylık birikimli olarak bakıldığında ise dış ticaret dengesinin bir önceki aya göre iyileştiği görülmektedir. Bu çerçevede, 12 aylık birikimli olarak cari açığın, seyahat gelirlerinin devam eden güçlü katkısıyla ekim ayında da azalacağı öngörülmektedir. Altın ithalatı, ekim ayında 1,7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşirken, birikimli olarak 16,6 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim malı ithalatı, üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre gerilerken ekim ayında yeniden artış kaydetmiştir. Son dönemde tüketim malı ithalatının artışına yüksek katkı veren mücevher kalemi dışlandığında ise daha yatay bir görünüm izlenmektedir. Ekim ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri kasım ayı için yüksek frekanslı öncü verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatın gücünü koruduğuna, ithalatın artış kaydettiğine işaret etmektedir. Söz konusu eğilimler, tüketim malı ithalatında kasım ayında artış ima etmektedir.
12. Cari açığın finansmanı tarafında, bankacılık sektörünün 12 aylık birikimli uzun vadeli borç çevirme oranı, eylül ayında yüzde 140 civarında gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 112 olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının bankacılık dışındaki diğer sektörler için bir önceki aya kıyasla iyileştiği gözlenmektedir.
Enflasyon Gelişmeleri ve Beklentiler
13. Ekim ayında tüketici fiyatları yüzde 2,88 oranında yükselirken, yıllık enflasyon 0,80 puan düşüşle yüzde 48,58 seviyesine gerilemiştir. B ve C endekslerinin yıllık enflasyonu sırasıyla 1,13 ve 1,35 puan azalarak yüzde 47,10 ve yüzde 47,75 olmuştur. Ekim ayında yıllık enflasyona katkılar hizmet, enerji ve alkol-tütün-altın gruplarında gerilerken, gıda ve temel mal gruplarında artmıştır.
14. Temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonunda iyileşmeye dair sinyaller belirginleşmiştir. Ekim ayında hizmet grubunda aylık fiyat artışı yavaşlamıştır. Hizmet grubundaki bu gelişmede zayıflama kaydeden kira ile lokanta-otel gruplarının yanı sıra, eğitim kaynaklı göreli fiyat uyarlamasının tamamlanmasının da etkisiyle diğer hizmetler grubu öne çıkmıştır. Ekim ayında tüketici enflasyonu üzerinde gıda fiyatlarının etkisi öne çıkmıştır. Geçici arz koşullarına duyarlı olan işlenmemiş gıda fiyatları, taze meyve ve sebze grubu kaynaklı güçlü bir artış kaydederek bu gelişmeyi sürüklemiştir. Nitekim, taze-meyve sebze dışı gıda enflasyonu aylık yüzde 1,29 ile daha düşük seyretmiştir. Enerji fiyatları ekim ayında ılımlı seyretmiştir.
15. Ekim ayında enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözlenmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle, aylık artışlar bir önceki aya kıyasla, C’de daha belirgin olmak üzere hem B hem de C göstergelerinde yavaşlama kaydetmiştir. Bu dönemde fiyat artışları B endeksini oluşturan gruplardan hizmet ve temel mallarda zayıflarken, işlenmiş gıdada yükselmiştir. Ekim ayında, ana eğilim göstergeleri bir bütün olarak incelendiğinde, üç aylık ortalama artışın bir önceki aydaki 2,6 seviyesinden yüzde 2,4 oranına gerilediği izlenmiştir.
16. Hizmet sektöründe hâkim olan fiyatlama davranışı önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir süreye yayılmasına neden olmaktadır. Hizmetler sektöründe geçmiş enflasyona endeksleme davranışı görece güçlü seyrini korumaktadır. Ekim ayı itibarıyla son üç aylık dönemde mevsim etkilerinden arındırılmış ortalama fiyat artışı temel mallarda yüzde 1,6 iken, bu oran hizmet sektöründe bir önceki aya kıyasla güç kaybederek yüzde 3,7 olarak gerçekleşmiştir. Ekim ayında talebe duyarlı bazı hizmet kalemlerindeki ılımlı görünüme ek olarak, dönemsel fiyatlama yapılan hizmet kalemlerinin azalmasıyla aylık grup enflasyonu yüzde 1,95 olarak gerçekleşmiş ve belirgin bir şekilde yavaşlamıştır.
17. Ekim ayında, aylık hizmet enflasyonu mevsimsel unsurların da etkisiyle yavaşlamıştır. Bu dönemde ulaştırma hizmetleri fiyatlarındaki düşüşte, havayolu ve karayolu ile şehirlerarası taşımacılık kalemleri belirleyici olmuştur. Diğer hizmetler grubu enflasyonu bir önceki aya kıyasla zayıflarken, bu gelişmede eğitim kaynaklı etkilerin tamamlanmasının da etkisi hissedilmiştir. Kira aylık enflasyonu ekim ayında sözleşme yenileme oranındaki düşüşün yanı sıra sözleşmelerdeki artış oranının gerilemesinin de etkisiyle yavaşlamıştır. Lokanta-otel aylık enflasyonu, yemek hizmetlerindeki ılımlı seyre konaklama grubunda fiyat düşüşlerinin eşlik etmesiyle güç kaybetmiştir.
18. Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergeler, sözleşme yenileme oranının kasım ayında düşmesinin de etkisiyle aylık kira enflasyonunun gerileyeceğine işaret etmektedir. Gerek PÖS mikro verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerde oluşan gerekse de konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira artış oranlarının TÜFE’deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında değerler aldığı ve gerilediği izlenmektedir. Yılın son çeyreğinde sözleşme yenileme oranının üçüncü çeyreğe kıyasla azalıyor olması ve sözleşmelerde referans olarak kullanılan artış oranlarının gerilemesi, aralık ayında da aylık kira enflasyonunun yavaşlayacağına işaret etmektedir.
19. Yurt içi üretici fiyatları ekim ayında yüzde 1,29 oranında artmış, yıllık enflasyon 0,85 puan düşerek yüzde 32,24 seviyesine gerilemiştir. Bu dönemde ana sanayi grupları bazında incelendiğinde, yüzde 2,82’lik fiyat artışıyla dayanıklı tüketim malı grubunun öne çıktığı gözlenmiştir. Sermaye malı (yüzde 0,67) ve enerji grubu (yüzde -0,56) ise manşet üretici enflasyonunu aşağıya çeken gruplar olmuştur. Yılın ikinci yarısında, yurt içi üretici fiyatları kaynaklı baskılar önemli ölçüde zayıflamış, bu durum tüketici enflasyonunun mal tarafını olumlu yönde etkilemiştir.
20. Uluslararası emtia fiyatlarında eylül ayında enerji dışı emtiada gözlenen yükseliş ekim ayında ana gruplar geneline yayılmıştır. FAO gıda fiyatları endeksinde eylül ayında aylık bazda gözlenen artış ekim ayında devam etmiştir. Üretim sorunlarını takiben yağ alt grubunda fiyat artışlarının belirgin olduğu dikkat çekmektedir. Kasım ayının ilk yarısında ise emtia fiyatları alt gruplar genelinde gerilemiştir. Ekim ayında ortalama 75,7 ABD doları seviyesinde olan Brent ham petrol fiyatları jeopolitik gelişmelere de bağlı olarak oynak bir seyir izlemekte ve kasım ayının ilk yarısında yaklaşık 74,3 ABD doları seviyesinde bulunmaktadır.
21. Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi ekim ayında gerileyerek tarihsel ortalamasının bir miktar altında seyretmiştir. Küresel ve Çin’e yönelik konteyner endekslerinde temmuz sonrasında gözlenen düşüş eğilimi ekim ayında da devam ederken, kuru yük taşımacılık fiyat endekslerinde eylül ayında gözlenen yükseliş bu dönemde yerini düşüşe bırakmıştır. Döviz kuru sepeti yataya yakın bir seyir izlemiştir. Ekim ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış PMI verileri, imalat sanayinde girdi ve ürün fiyatlarında yavaşlamaya işaret etmiştir.
22. Kasım ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre enflasyon beklentileri kısmi bir artış kaydetmiştir. On iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi 0,2 puan düşüşle yüzde 27,2’ye gerilerken, cari ve gelecek yıl sonuna ilişkin enflasyon beklentileri sırasıyla 0,7 ve 0,6 puan yukarı yönlü güncelleme ile yüzde 44,8 ve yüzde 26,2 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yirmi dört ay sonrasına ilişkin beklenti 0,3 puan artışla yüzde 18,3 olmuştur. Beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise 0,2 puan düşüşle yüzde 11,1 seviyesinde ölçülmüştür. Reel sektör beklentilerine bakıldığında eylül ayında yüzde 51,1 olarak ölçülen firmaların on iki ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisi, ekim ayında 1,6 puan azalarak yüzde 49,5 seviyesine gerilemiştir. Bu dönemde, hane halkının on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri ise daha belirgin bir aşağı yönlü güncelleme ile 4,3 puan azalarak yüzde 67,2 seviyesinde gözlenmiştir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.
23. Öncü göstergeler bir önceki aya benzer şekilde, kasım ayında da tüketici enflasyonu üzerinde gıda fiyatlarının etkisinin öne çıkacağına işaret etmektedir. Gıda dışı aylık tüketici enflasyonunda ise daha olumlu bir seyir izlenmektedir. Mevsim etkilerinden arındırılmış gıda dışı aylık tüketici enflasyonunun kademeli bir yavaşlama eğilimi içerisinde olduğu gözlenmektedir. Geçici arz koşullarına bağlı olarak işlenmemiş gıda enflasyonu yüksek seyrini sürdürmektedir. Bu görünümde özellikle taze meyve ve sebze fiyatlarının etkisi öne çıkmaktadır. Öncü göstergelere göre, kasım ayında temel mal grubu sınırlı bir fiyat artışı sergilerken, hizmet grubunda geçen ay gerçekleşen görece ılımlı fiyat artışlarının sürdüğü gözlenmektedir.
Para Politikası
24. Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50’de sabit tutulmasına karar vermiştir.
25. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizinin seviyesi, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.
26. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir.
27. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.
28. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.
29. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.