TCMB Para Politikası Kurulu, enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyelerin fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam ettiğini bildirdi

TCMB Para Politikası Kurulu'nun 7 Mart 2018 tarihinde yaptığı toplantısının tutanak özetleri yayınlandı.

 Kurulun değerlendirmeleri söyle:

Enflasyon Gelişmeleri

1. Şubat ayında tüketici fiyatları yüzde 0,73 oranında artmış ve yıllık enflasyon 0,09 puan
düşerek yüzde 10,26 olmuştur. Bu dönemde yıllık enflasyon enerji ve temel mal gruplarında
gerilemiş, gıda ve hizmet gruplarında ise yükselmiştir. Enerji enflasyonundaki düşüşte petrol
fiyatlarındaki gerilemenin yanı sıra göreli olarak istikrarlı seyreden döviz kurları etkili
olmuştur. Temel mal yıllık enflasyonunda sınırlı bir yavaşlama izlenirken gıda enflasyonu hem
işlenmiş hem de işlenmemiş gıda fiyatlarına bağlı olarak yükselmiştir. Bu gelişmeler
sonucunda, çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonundaki düşüş sınırlı kalmış, ana eğilimleri ise
yüksek seviyesini korumuştur.

2. Şubat ayında gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon 1,51 puan yükselerek yüzde
10,27 olmuştur. İşlenmemiş gıda yıllık enflasyonu taze meyve ve sebze fiyatlarının yanı sıra
süt ve kırmızı et fiyatlarındaki artışlar sonucu yüzde 6,71’e yükselmiştir. Bu gelişmeler,
işlenmiş gıda fiyatlarını da olumsuz etkilemiş, grup yıllık enflasyonu yüzde 13,76 ile son dokuz
yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bu grupta peynir ve diğer süt ürünleri, katı yağlar ve
işlenmiş et ürünlerinde belirgin fiyat artışları kaydedilmiştir. Ayrıca Ekmek Tebliği’nde yapılan
değişikliğin etkisiyle yükselen ekmek fiyatları ile bazı içeceklerden ÖTV alınmaya başlanması
sonucu artış kaydeden alkolsüz içecek fiyatları da işlenmiş gıda enflasyonunun yükselişinde
etkili olmuştur.

3. Uluslararası petrol fiyatlarındaki düşüş ve döviz kurlarındaki ılımlı seyre bağlı olarak enerji
fiyatları Şubat ayında yüzde 0,58 azalmış, grup yıllık enflasyonu yüzde 6,92’ye gerilemiştir.

4. Hizmet grubu yıllık enflasyonu Şubat ayında 0,14 puan artışla yüzde 9,37 olmuştur. Bu
yükselişte paket tur ve sağlık hizmet ücretlerine bağlı olarak artan diğer hizmetler grubu etkili
olmuşttur. Diğer yandan bu grupta yıllık enflasyon kira, lokanta-otel ve haberleşme
gruplarında görece yatay seyretmiş, ulaştırma hizmetleri ise yavaşlama eğilimini
sürdürmüştür.

5. Şubat ayında temel mal grubu yıllık enflasyonu 0,65 puan azalarak yüzde 14,93 olmuştur.
Yıllık enflasyon bu grubun tüm alt gruplarında gerilese de yüksek seviyesini korumuştur. Giyim
yıllık enflasyonunda birikimli maliyet gelişmelerinin yanı sıra toplam talep koşullarındaki güçlü
seyrin etkisi izlenmiştir. Dayanıklı mal fiyatları mobilya ve otomobil kalemlerine bağlı olarak
aylık bazda yükselmiştir. Bu dönemde yıllık enflasyonu baz etkisiyle gerileyen diğer temel
mallar grubunda fiyatlar, konutun bakım-onarımı ve ilaç kalemleri kaynaklı artış kaydetmiştir.
Şubat ayı ortasında ilaç fiyatlarında uygulanan referans döviz kuruna bağlı olarak gerçekleşen
yüzde 15 oranındaki artışın kalan etkisinin Mart ayına da yansıyacağı not edilmelidir.
6. Özetle, enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler fiiyatlama
davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Ana eğilime ilişkin göstergeler
katılık sergilerken çekirdek enflasyonun yüksek seyrettiği gözlenmektedir.

Enflasyonu Etkileyen Unsurlar

7. Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetin gücünü koruduğuna işaret etmektedir.
Dördüncü çeyrekte sanayi üretiminde artış bir miktar ivme kaybederek sürmüştür. Ancak, bu
durum başta mobilya olmak üzere vergi teşviklerine konu olan sektörlerin faaliyetindeki
yavaşlamadan kaynaklanmakta, diğer sektörlerde ivme kaybı gözlenmemektedir. Anket
göstergeleri Ocak ve Şubat aylarında sanayi üretiminin alt sektörler genelinde güçlü
seyrettiğine işaret etmektedir. Hizmet ve ticaret sektörlerine ilişkin göstergeler ılımlı seyrini
korurken, turizm sektöründeki toparlanma iktisadi faaliyeti desteklemektedir.

8. İç talep büyümeye devam etmektedir. Dördüncü çeyrekte, özel tüketim büyümesinin beyaz
eşya ve mobilya sektörlerine uygulanan vergi indirimlerinin sona ermesi sonrası bir miktar hız

kesmesi beklenmektedir. Diğer taraftan, mevcut göstergeler makine-teçhizat yatırımlarında
üçüncü çeyrekte gözlenen toparlanmanın devam ettiğine işaret etmektedir.

9. Başta Avrupa Birliği bölgesinde iyileşen büyüme görünümü olmak üzere küresel ölçekte
gözlenen toparlanma eğilimiyle birlikte dış talepteki artışın ve dış piyasalarda pazar
çeşitlendirme esnekliğinin ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir. İktisadi faaliyetin
seyrine bağlı olarak ithalat talebinde gözlenen toparlanmaya rağmen, mal ihracatındaki
artışların çekirdek cari açık göstergelerindeki bozulmayı yavaşlattığı görülmektedir. Turizmde
süregelen toparlanmaya ek olarak, mal ihracatındaki artış eğiliminin önümüzdeki dönemde
cari dengeye olumlu katkı vermeye devam etmesi beklenmektedir. Kurul, ihracattaki güçlü
seyrin yanı sıra altın ithalatının yavaşlamasıyla birlikte dördüncü çeyrekte net ihracatın
dönemlik büyümeye katkısının artacağını not etmiştir.

10. İşgücü piyasasında ikinci ve üçüncü çeyrekte gözlenen iyileşşmenin dördüncü çeyrek itibarıyla
devam etmesi, iktisadi faaliyetin gücünü koruduğuna dair değerlendirmeleri teyit etmektedir.
Bu dönemde, hizmet ve inşaat sektörlerinde istihdam artarken, sanayi sektöründe istihdam
bir önceki döneme göre değişmemiştir. Anket verileri, istihdam artışlarının ve işsizlik
oranlarındaki düşüşün devam edeceğine işaret etmektedir. Kurul, işgücüne katılım oranındaki
artış eğilimi nedeniyle istihdam artışlarının işsizlik oranlarına yansımasının nispeten sınırlı
kaldığının altını çizmiştir. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde işsizlik oranlarının kademeli bir
biçimde düşmeye devam edeceği öngörülmektedir.

11. Özetle, son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetin gücünü koruduğuna işaret
etmektedir. İç talep büyümeye devam ederken dış talepteki artışın ihracat üzerindeki olumlu
etkisi sürmektedir.

Para Politikası ve Riskler

12. Küresel büyümeye ilişkin geçtiğimiz yılın son çeyreğine ait veriler, gelişmiş ve gelişmekte olan
ekonomilerde büyümenin eşanlı olarak devam ettiğini göstermektedir. PMI göstergelerinin
her iki ülke grubu için de büyümeye işaret eden seviyelerde olması ve özellikle Avrupa Birliği
bölgesi için önümüzdeki dönem büyüme tahminlerinin yukarı yönlü güncellenmesi küresel
ekonomik görünümün istikrarlı seyrini teyit eder niteliktedir.

13. Önümüzdeki dönemde, olumlu küresel büyüme görünümüne dair aşağı yönlü risk
oluşturabilecek unsurların başında Orta Doğu ile ilgili jeopolitik gelişmeler ve dış ticarette
artan korumacı söylemlerin çeşitli dış ticaret müzakerelerine yansıması sayılabilir. Nitekim,
yakın dönemde ABD’nin demir çelik ve alüminyum ithalatına ek gümrük tarifesi
uygulayacağını açıklaması dış ticarette korumacı eğilimlerin küresel ölçekte artabileceğine
3
işaret etmektedir. Bunun yanında ABD’de yasalaşan vergi reformunun ABD ve dış ticaret
ortaklarının büyümesini olumlu etkilemesi ise küresel iktisadi faaliyet açısından yukarı yönlü
bir risk unsuru olarak değerlendirilmektedir.


14. Küresel enflasyon, emtia ve petrrol fiyatlarındaki değişimlere bağlı olarak dalgalanabilmekle
birlikte, düşük düzeyini korumakta; küresel çekirdek enflasyon ise yatay bir seyir izlemektedir.
Küresel enflasyon üzerinde önümüzdeki dönemde yukarı yönlü riskler mevcutttur. Petrol
fiyatlarındaki gelişmeler küresel enflasyon oranlarındaki istikrarlı seyri bozabilecek temel
unsurlardan biri olarak değerlendirilmektedir. Küresel enflasyonda artışa neden olabilecek
ikinci bir risk unsuru ise gelişmiş ülkelerde düşen işsizlik oranları sonrasında ücretlerin hızlı bir
şekilde artması olasılığıdır. Nitekim, Şubat ayı başında ABD’de açıklanan işgücü piyasası
verileri sonrasında enflasyonun hızlanabileceğine dair algılar bir miktar güçlenmiştir.

15. Başta ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) olmak üzere, gelişmiş ülke
merkez bankaları para politikasında normalleşme adımlarını devam ettirmektedir. Ancak
sıkılaşma eğilimi üzerindeki riskler, enflasyonun hızlanması olasılığına bağlı olarak, yukarı
yönlüdür. Nitekim,, ABD’de açıklanan işgücü piyasası verileri sonrasında enflasyonun
hızlanabileceği ve Fed’in öngörülenden daha hızlı bir şekilde para politikası sıkılaşmasına
gidebileceği endişesi ile küresel finansal piyasalardaki oynaklıklarda artış görülmüş ve ABD
başta olmak üzere borsalarda düşüş gözlenmiştir. Avrupa Birliği bölgesi için de büyüme
görünümünün güçlenmiş olması nedeniyle ECB para politikasının beklentilerden daha önce
sıkılaşabileceği değerlendirilmektedir. Önümüzdeki dönemde enflasyonda yukarı yönlü
sürprizler olmaması durumunda Fed ve ECB’nin para politikasında normalleşme adımlarının
beklentiler dâhilinde süreceği düşünülmektedir.

16. Küresel iktisadi faaliyet ve ticaret hacmindeki olumlu görünümün yanı sıra küresel risk
iştahının sürmesine bağlı olarak gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy girişleri güçlü
seyretmektedir. ABD hisse senedi piyasalarında son dönemde yaşanan sert hareketlerin,
geçmiş dönemlere kıyasla daha sağlam makroekonomik temellere sahip olan gelişmekte olaan
ülkelerin (GOÜ) hisse senedi piyasalarına etkisinin sınırlı kaldığı izlenmiştir. Portföy girişlerinin,
GOÜ büyüme görünümündeki olumlu seyrin korunması ve gelişmiş ülke para politikalarındaki
normalleşmenin ılımlı seyretmesi durumunda, 2018 yılında da süreceği değerlendirilmektedir.

17. Türkiye’de geçtiğimiz yıl sağlanan makroihtiyati teşviklerin ve KGF desteğinin etkisinin
azalmasıyla kredi büyümesi tarihsel ortalamalarına dönmüş; güçlü iç talebin de etkisiyle kredi
faizlerinde artış eğilimi gözlenmiştir. 2018 yılında, yeni KGF kefaletli kredi dilimlerinin serbest
bırakılmasıyla özellikle yatırım amaçlı kredi kullandırımlarında hızlanma gözlenmesi
beklenmektedir. Bankalarca yeni açılacak kredilerin çekirdek yükümlülükler ve uzun vadeli
kaynaklarla finansmanı önem arz etmektedir. Kredi büyümesinin ve kompozisyonunun
toplam talep ve iktisadi faaliyet üzerindeki etkileri yakından takip edilmektedir.

18. Ek kredi ivmesinin büyümeye verdiği desteğin zayıflaması ve dayanıklı mallara uyggulanan
vergi teşviklerinin son bulmasıyla yurt içi talepte bir miktar yavaşlama görülmekte ve
ekonominin 2017 yılı son çeyreği ile birlikte ana eğilimine yönelmeye başladığı
değerlendirilmektedir. 2018 yılında, 2017 yılındaki destekleyici politikaların etkisinin azalacak
olmasına ek olarak para politikasındaki sıkı duruş ve OVP kapsamındaki mali tedbirlerin kredi
büyümesi ve iktisadi faaliyetteki normalleşmenin ana unsurları olması beklenmektedir.
Bununla birlikte, 2018 yılında KGF desteğinin daha sınırlı da olsa devam edecek olması yurt içi
talebi destekleyen bir faktör olacaktır. Önümüzdeki dönemde, turizmde süregelen
toparlanmanın, küresel büyüme görünümündeki iyileşmenin ve reel kurun destekleyici
seyrinin ihracat kanalıyla büyümeye ve cari dengeye olumlu katkısının sürmesi
beklenmektedir. Mevcut görünüm altında, gelişmiş ülke para politikalarına ilişkin belirsizlikler,
sermaye akımlarının seyri ve jeopolitik gelişmeler iktisadi faaliyet açısından önemli rol
oynamaya devam etmekteddir. Bu faktörlerden kaynaklanabilecek döviz kuru oynaklıkları,
finansal koşulların iktisadi faaliyete verebileceği desteğin zamanlaması ve gücü üzerinde aşağı
yönlü risk oluşmaktadır.

19. Enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışları
üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. İşlenmiş gıda fiyatlarında son iki ayda
kaydedilen yüksek artışlar, gıda enflasyonuna dair risklerin sürdüğüne işaret etmektedir.
Üretici fiyatları kaynaklı maliyet yönlü baskılar güçlü seyrini korumaktadır. Özellikle elektrikte
belirgin olmak üzere enerji maliyetlerinde artış izlenmektedir. Gücünü koruyan iktisadi
faaliyet de maliyet baskılarının enflasyon üzerinde hissedilir olmasında rol oynamaktadır. Bu
gelişmeler, başta temel mallar enflasyonu olmak üzere çekirdek enflasyon görünümüne dair
riskleri canlı tutmaktadır.

20. Bu çerçevede Kurul, para politikasındaki sıkı duruşun korunmasına karar vermiş ve Geç
Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde borç verme faiz oranını yüzde 12,75’te sabit
tutmuştur. TCMB fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya
devam edecektir. Enflasyon görünümünde baz etkisi ve geçici faktörlerden bağımsız, belirgin
bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla
sürdürülecektir. Kurul, para politikasını oluştururken orta vadeli enflasyon görünümünü
dikkate almakta ve dolayısıyla enflasyonda yıl içinde gözlenmesi beklenen baz etkileri kaynaklı
dalgalanmalardan ziyade enflasyonun ana eğilimindeki gelişmelere odaklanmaktadır.
Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki
gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma
yapılabilecektir.

21. Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri
bakımından yakından takip edilmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin
korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyaatlar ile vergilerde öngörülmeyen bir artış
gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin
olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde
para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir.

22. Son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesi Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı
duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olmuştur. Mali disiplinin sağlamış olduğu alan
kullanılarak yakın dönemde dengeleyici maliye politikası uygulanabilmiştir. Döngü karşıtı
maliye politikası uygulama kapasitesini güçlendirecek yapısal tedbirler, maliye ve para
politikası eşgüdümüne katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı destekleyecektir. Bunun
yanı sıra, enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesi fiyat
istikrarına ve toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır.



Diğer Haberler
MALİYE POLİTİKASININ SÖZ KONUSU ÇERÇEVEDEN BELİRGİN OLARAK SAPMASI VE BU DURUMUN ORTA VADELİ ENFLASYON GÖRÜNÜMÜNÜ OLUMSUZ ETKİLEMESİ HALİNDE PARA POLİTİKASI DURUŞUNUN DA GÜNCELLENMESİ SÖZ KONUSU OLABİLECEKTİR- TCMB/PPK
ÇAVUŞOĞLU: YENİ ABD DIŞİŞLERİ BAKANI İLE AYNI ANLAYIŞLA ÇALIŞMAK İSTERİZ - NTV
ÇAVUŞOĞLU: 19 MART'TA ABD'DE YAPILACAK GÖRÜŞME ERTELENEBİLİR - NTV
ERDOĞAN: TOPRAKLARINI ÜLKEMİZİ TEHDİT EDEN TERÖRİSTLERDEN ARINDIRAMAYAN BİR ÜLKE, BİZE 'BURADA NE ARIYORSUNUZ' SORUSUNU YÖNELTEMEZ
ERDOĞAN: TEMENNİ EDERİM AFRİN AKŞAMA KADAR DÜŞMÜŞ OLUR
ECB/ANGELONİ: MEVCUT PARA POLİTİKASININ SONA ERMESİ DOĞAL BİR EVRİM, HERKES BUNA HAZIRLIKLI OLMALI ZİRA RİSKLERİ VAR
İSPANYA BANKALARI ŞUBAT AYINDA ECB'YE 170 MYR EURO BORÇLANDI -MERKEZ BANKASI
İZLANDA MERKEZ BANKASI POLİTİKA FAİZİNİ DEĞİŞTİRMEDİ (ÖNCEKİ: 4.25%)
Facebookta Paylaş