TCMB: İç ve dış gelişmeler ışığında faiz sabit tutuldu…
Merkez Bankası beklentimize paralel bir şekilde %8,5 olan politika faizini değiştirmemiştir. Banka'nın içeride seçim safhasına giren bir ekonomi ve yurtdışında da finansal piyasa belirsizlikleri arasında bekle-gör şeklinde bir duruş benimsediğini ve mevcut seviyeyi koruduğunu gözlemliyoruz.
Politika metninden öne çıkan ayrıntılara bakacak olursak;
" Son dönemde açıklanan iktisadi faaliyet verileri beklenenden daha olumlu seviyelerde gelse de, jeopolitik riskler ve faiz artışlarının da etkisiyle gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişeleri devam etmekte ve finansal istikrarı tehdit eden koşulların ortaya çıktığı görülmektedir.
" Gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adımları ve iletişimlerindeki farklılaşma, ülkeler arasındaki farklı ekonomik görünüm nedeniyle devam etse de, swap anlaşmaları ve yeni likidite imkanları ile finansal istikrarı ön planda tutan eşgüdümlü adımlar atılmaktadır. Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracaklarına dair beklentileri yansıtıyor.
" Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı yüksek olmakla birlikte, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı yılın tüm aylarına yayılarak devam ediyor.
" Sanayi üretimindeki ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların desteklenmesi deprem sonrası daha da önemli hale geldi.
Deprem sonrası ekonomik durumun desteklenmesi açısından Şubat ayında yarım puanlık bir indirim yapan Merkez Bankası'nın öncelik olarak büyüme orjinli politikalar tarafında kalacağını değerlendiriyoruz. Dış ticaret açığı çok yüksek olmakla birlikte zayıf kompozisyonlu dış talep, turizmin olumlu katkısına rağmen cari işlemler açığının yüksek seyretmesine neden olabilecektir. Yurtiçinde devam eden iç talep ise, enflasyonun yüksek faizlerin ise enflasyonun altında kaldığı bir dönemde bu etkiyi olumlu bir noktaya doğru çekmeyecektir. Gevşek bir politika düzleminde bu durumun döviz tarafında bir talep etkisine yol açma ihtimali olduğu gibi, hiçbir şekilde değerlendirilmeyen faiz artırımı nedeniyle döviz kuru etkisi geçişkenliği alternatif lira araçlarına devirli bir şekilde devam ettirilecek görünüyor.
Öte yandan, son dönemde enflasyonla mücadelede kur etkisini azaltan istikrarlı döviz kurunun sürdürülebilmesi için liranın alternatif araçlarla desteklenmesi ihtiyacı devam edecek. Bu nedenlerle KKM stokunun düşmeyeceği, bankaların daha çok TL mevduat tutması, menkul kıymet alım kuralları, arka kapı döviz müdahaleleri, liranın açığa satılmasını zorlaştıracak swap tedbirlerine yönelik düzenleme değişikliklerinin gerçekleşeceğini düşünüyoruz.
Yurtdışında son yaşanan finansal istikrar riskleri de politika açıklamasına dahil edildi. Fed, ECB ve SNB gibi Merkez bankaları bu ortamda önceden planlanmış faiz artırımlarına devam ettiler, buna karşılık gelecek patikası konusunda ise daha ucu açık bir mesaj vermeyi tercih ettiler. Yine de krizin değerlendirme aşamasında, bu alakalı üç büyük Merkez bankası enflasyonla mücadeleyi önceliklendirmeyi sürdürerek finansal istikrar risklerini sistemi tehdit eden bir kapsamda değerlendirmediler. Bankaların faiz artırımların yol açtığı varlık zararlarından değil, kötü risk yönetiminden dolayı battıkları tespiti şu aşamada ağır basmaktadır.
Enflasyon Baz Etkisi ile Düşüyor… Kaynak: TCMB, TÜİK, Dinamik Yatırım
Mevcut faiz/para politikası, %55,2'lik enflasyona rağmen %8,5'lik politika faizi çerçevesinde faiz oranlarının düşürüldüğü bir konseptte enflasyonu düşürmek için alışılmadık bir temele sahip. Önümüzdeki dönemde, küresel enerji krizinin yüksek baz etkileri, emtia fiyatlarındaki gerileme, baz etkisi, kredi erişiminin kısıtlanması, yönetilen fiyatlar üzerindeki kamu kontrolü gibi unsurlar nedeniyle enflasyondaki artış hızının düşmesi söz konusu olabilecektir. Ancak enflasyon öngörülen patikaya düşse bile TCMB'nin orta vadeli hedefi %5'in 8 katı olacak. Öte yandan seçim ekonomisinden kaynaklanan bütçe açıkları, erken emeklilik, asgari ücret, KGF ve deprem sonrası konut fiyatları gibi faktörlerin enflasyon etkisi hesaplanmalıdır.
Enflasyonun yıl ortasına kadar %40'a düşmesi muhtemeldir. Ancak bundan sonraki yolun tamamen para politikası gelişmelerine bağlı olacağını düşünüyoruz. Piyasa katılımcıları, önümüzdeki dönemde yeni ekonomik bakış açısı ile genel kabul görmüş ekonomi politikaları arasında bir ayrım bekleyecek ve gelecek döneme ilişkin tahminlerini bu değişken ve olasılıklara göre yönlendirmeye çalışacaklardır.
Dinamik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
https://www.dinamikyatirim.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.