TCMB FAİZLERİ DÜŞÜRDÜ EKONOMİDEKİ RİSKLERİ ARTIRDI
TCMB, politika faizini 100 baz puan düşürerek %19'dan %18'e indirdi. Ayrıca TCMB tüm faiz kalemlerinde 100 puanlık indirim yaparak gecelik borç verme faizini %19.50'ye, gecelik borç alma faizini % 16.50'ye, geç likidite pencere faiz oranını da % 22.50'ye çekti. Banka yaptığı açıklamalarda para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirdiğini ve bu çerçevede para politikası duruşunda güncellemeye ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yaptığını ve politika faizinde indirim yapılmasına karar verdiğini ifade etti.
Ancak evdeki hesap çarşıya uymayabilir !!! Birincisi küresel tarım emtia fiyatlarında küresel bazda fiyat artışları devam etmekte. TCMB’de gıda enflasyonunun yükseldiğinin altını çizerken nasıl olacakta gıda enflasyonu düşüş yaşayacak ? Ayrıca emtia fiyatlarında yükseliş devam ediyor bazı malların arzında yaşanan darboğaz devam ediyor buda fiyatları yükseltiyor. Bunun yanında birde döviz kurunun birikimli etkilerinin temel mal grupları üzerinde artış etkisi yaşanması eklenince enflasyonda kalıcı bir düşüş zor. Merkez Bankası bu noktada çekirdek enflasyonu baz aldığını ifade ederken bu piyasa açısından yanıltıcı olabilir. Şu anda manşet enflasyonun % 19.25, çekirdek enflasyonun % 16.76 seviyesinde seyrettiği ekonomide bu iki arasındaki enflasyon daha da açılabilir. Çünkü çekirdek enflasyonun içinde gıda ve enerji fiyatları yok. Yıl sonuna kadar enflasyonda baz etkisinin de devreye girmesiyle çekirdek tarafta düşüş görülebilir. Ama manşet tarafta aynı etkiyi göremeyebiliriz. Zaten son 2 aydır küresel ekonomilerde çekirdek enflasyon tarafında bir düşüş konusu. Ayrıca reel faizlerin eksilere yerleştiği yerde yabancı yatırımcı çekme konusunda sorun yaşayabiliriz. Zaten karar sonrası da bankacılık öncülüğünde borsadan çıkışlar görülürken kurda da yükselişin devam ettiğini izliyoruz. Bu ortamda Türkiye’yi zor günler bekliyor. Çünkü sadece iç kaynaklı değil dış kaynaklı risklerde mevcut. Fed’in taperinge gideceği noktada küresel bazda dolar endeksinde ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde görebileceğimiz yükseliş sadece Türkiye’den değil gelişmekte olan bütün ülkelerden para çıkışlarını hızlandıracaktır. Cari açığın 27 milyar dolar olduğunu baz aldığımızda ve TCMB’nin net rezervlerinin -39 milyar dolar olduğu bir ortamda dolara olan talep ayrıca yurtiçinde dolarizasyonu da artırma riski taşımakta.
TCMB yayınladığı raporda küresel ekonomilerde aşılanmada ki artışla birlikte toparlanma yaşandığını buna karşılık yükselen küresel enflasyonun uluslararası finansal piyasalara etkilerinin öneminin izlendiğine dikkat çekti. TCMB, emtia fiyatlarındaki artış eğilimi, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artışın uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açtığını vurguladı. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerine olumsuz yansımaları görülmektedir diye ekledi. Yani ülkemizde yaşanan sel, yangın, kuraklık gibi afetlerin tarımsal ürünlerde rekolteyi düşürdüğünü görüyoruz. Bu daha fazla tarım ürünü ithal etmek anlamına gelecektir. Böyle bir ortamda ithal girdi bağımlılığı enflasyonu yükselten bir kalem olacaktır. Yani enflasyondaki yükselişe bir katkıda buradan gelecektir.
TCMB, yurtiçinde 3. çeyrekte dış talebin gücünü koruduğunu ifade ederken Bu dönemde aşılanmanın etkisi ile hizmet ve turizm sektöründe canlılığın arttığını belirtti. Kredilerin ılımlı bir seyir izlediği vurgulanırken İhracattaki güçlü artış eğilimi ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasıyla yılın geri kalanında cari açığın düşmesine yardımcı olacağının ve yılsonuna kadar cari fazla beklediğini ortaya koydu.
Bu kararın ardından bundan sonraki sürece baktığımızda enflasyonist gelişmeler ve sermaye akımlarındaki değişiklik piyasada belirleyici olacaktır. TCMB’nin aksine kısa vadede enflasyonun yükseleceğini ve bunun kalıcı etkiler bırakacağını düşünmekle birlikte özellikle ABD’de artan enflasyon sonrasında Fed’în yılsonuna kadar tahvil alım programında azaltma (tapering) yapacağını bunun da başta Türkiye olmak üzere gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışına yol açacağını düşünüyoruz. Bu bağlamda Türkiye’nin de bu durumdan olumsuz etkilenebilme ihtimali oldukça yüksek. Dolar endeksi ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde yükselişin daha da süreceği beklentimiz devam ederken TCMB faiz kararı sonrası Usd/Try paritesinde yeni tarihi zirvelere doğru (teknik olarak 9.50) yükseliş görülme ihtimali arttı. ABD’de Fed’in tahvil alım programının azaltılacağına dair güçlü kanıların oluştuğunun söylenmesi paranın anavatanına dönmesini sağlarken yabancı çıkışlarıyla birlikte
BİST100’de de satışların hızlanacağı düşüncesindeyiz. BİST100’de 1466 seviyesi kırılmadığı sürece satış baskısının devamını bekliyoruz. Ayrıca bu dönemde özellikle küresel borsalar tapering cümlesini beklemekte. Fed bu cümleyi söyledikten sonra yada söylemesine az kala gelecek kar satışları yurtiçindeki satışları da olumsuz destekleyebilir.
Acar Menkul Değerler A.Ş
https://www.acar.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.