TCMB: Bankalar için lira mevduat kuralları sıkılaştırıldı (Dinamik Yatırım Menkul Değerler)

TCMB: Bankalar için lira mevduat kuralları sıkılaştırıldı…

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre Türk lirası mevduatı toplam mevduat içindeki payı %60'ın altında olan bankalar için yabancı para zorunlu karşılık oranları 5 puan artırıldı. Buna göre;

• Türk lirası mevduat oranı tüm mevduatın %60'ının altında olan bankalar için menkul kıymet tutma oranı 7 puan artırılacak.
• Lira mevduat oranı %60-%70 olan bankalar 5 puan indirim alabilir; oranı %70 ve üzeri olan bankalara 7 puan indirim uygulanmaktadır.
• Ayrı bir karara göre de, teminat havuzunda yer alan TÜFE'ye endeksli menkul kıymetlere uygulanan iskonto oranını %70'ten %80'e yükseltildi.

Öncelikle TÜFE’ye endeksli tahvillerde uygulanan iskonto oranı değişikliğini açıklayacak olursak; Son 1,5 yıldır devam eden para politikası uygulamalarında enflasyonun çok yüksek olduğu dönemlerde bankaların TÜFE’ye endeksli olan tahvillere talebi artmıştı. Risksiz faiz oranları ile TÜFE arasındaki farkın açık olduğu dönemlerde, buradan gelen Hazine yükünün artması ile beraber bir iskonto oranı uygulanmaya başladı. Yani, TÜFE’ye endeksli tahvillerden elde edilecek oran iskonto edilerek yatırım yapanlara getiri sağlanıyordu. Dolayısıyla iskonto oranının artması, buradan elde edilecek getirinin azalması anlamına gelmektedir. KKM’de üst limitin kalkması ve TÜFE tahvillerinde iskontonun artması farklı taraflardan yakınsama sağlamaya çalışan bir aktarım mekanizması gibi görünüyor.

Menkul kıymet ve zorunlu karşılık yükümlülüklerinde de; Bankalar topladıkları mevduatın bir kısmını zorunlu karşılık olarak tesis etmek durumundadırlar. Son dönemde liralaşma stratejisi kapsamında bankalardan TL mevduatı artırmaları talep edilmektedir, burada belli bir oranın altında kalmaları halinde ise daha fazla menkul kıymet almak ve zorunlu karşılık tesis etmek zorundalar. Bankalar da düşük faiz ortamında, olası bir faiz artışında değer kaybedecek olan menkul kıymetler tarafındaki yükümlülüklerini artırmak istemiyorlar. Yapılan düzenleme, daha önce %50 TL mevduat oranı altında kalanlara daha fazla, %50-60 arasındaki bankalara ise daha az uygulanan menkul kıymet yükümlülüğünü daha da katılaştırmakta. Bankalar TL mevduatlarını artırmak için faizleri daha da artıracaktır. Dövize yönelen talebi karşılamaya yönelik de KKM yönelimi özendirilmeye çalışılacaktır.

Zorunlu karşılık oranlarının artırılmasında da aynı perspektif söz konusudur. Bankalar topladıkları mevduatın olabildiğince fazla miktarını ellerinde tutmak ister, haliyle daha fazla menkul kıymet alarak veya zorunlu karşılık tesis ederek bunları bloke etmek istemez. Bankaların istediği, kaynak tarafını güçlü tutmak ve bunu krediye dönüştürmektir. Bono/tahvil alımlarını ise türev araç yönetimi stratejisi çerçevesinde getiri elde etmek için kullanmak isterler. TL mevduatın belli bir oran altında kalması durumunda daha fazla zorunlu karşılık tutacak olmaları da bankanın bu kaynağını azaltacağı için arzu edilmeyen bir durumdur. Çünkü daha fazla ZK kullanımı bankanın krediye dönüşebilir kaynağını azaltacağı için karlılığını da azaltır. Bu nedenle bankalar %60 üzeri TL mevduat üzerine çıkmak için faizleri artıracaklardır.

 
TCMB Politika Faizi, Ağırlıklı Ortalama Mevduat, Ticari Kredi ve Tüketici Kredisi ve 10 Yıllık Tahvil Faiz Oranları… Kaynak: TCMB, Dinamik Yatırım

Bütün bu düzenlemelerle politika faizine en çok yakınsayan faizler bono/tahvil faizleri ve kısmen ticari kredi faizleri olmuştur. Tüketici kredi faizleri ve mevduat faizleri de bu süreçte derin ayrışma yaşadı ve yukarı doğru gitti. Dolayısıyla, bu ayrışma daha da derinleşecektir. Bankalar büyük ihtimalle mevduat tarafını artırmaya yöneleceğinden, mevduat faizleri artmayı sürdürecektir. Tüketici kredi faizleri ise, döviz talebi riski alınmak istenmediğinden zaten tabelada yüksek tutulmaktaydı, statüko değişmeyecektir.

Bankalar düşük faizli tahvil/bono almak istemeyeceği ve olası bir faiz artırışında zarar etmek istemeyeceği için, zaten almak istemedikleri tahvillere ilave bir talep gelmeyecektir. Bu da son dönemde dipten yukarı dönüş işareti veren tahvil faizlerinin yavaş da olsa artış eğilimini sürdürmesi demek olacaktır.

Kredi faizleri yapay bir mekanizma ve düzenlemelerle belli seviyelerde tutulmaya çalışıldığı bir ortamda mevduat faizlerinin sürekli artması, pasif tarafın oluşturduğu kaynak maliyetini yükseltecek ve bankaların bilanço yönetimini zorlaştıracaktır.



Dinamik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.

 https://www.dinamikyatirim.com.tr/

***
Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Diğer Haberler
Facebookta Paylaş