S Bilisim Danismanlik tarafindan hazirlanan Siyasi Istikrar Indeksi "Rus Radarı" başlıklı ara raporu ekteki dosyada bulunmaktadir
ABD’nin küresel ölçek askerî stratejisini irrite eden kontra gelişmeler kısaca özetlenmelidir. Bunlardan ilki, ABD donanmasının kıyılara yaklaşmasını sınırlayan karadan denize yüksek hızda füzelerdir. ABD, hayli karmaşık AEGIS (Yunanca kalkan) sistemleriyle buna karşı tedbir almış ve fakat Rusya-Çin, çok yüksek hızda füzelerle tedbiri aşmıştır. Rusya-Çin bu füzeleri kıyısı olan ülkelere satmaktadır.
İkincisi, karadan havaya savunma sistemleridir. Karadan havaya savunma sistemlerinin en etkilisi, kuşkusuz, Rus S-300 ve S-400 ile tasarımı bitmiş test nihai evrede S-500 füze ve radar sistemleridir. Üçüncüsü, Amerikan uzay-uydu sistemlerinin Çin’in yüksek hız ve isabette füzeleriyle vurulabilir olmasıdır. Listeyi uzatmak mümkündür.
ABD’nin saldırı gücü; hava ve kara kuvvetleri, savunma gücü; deniz gücü / donanmasıdır. ABD’nin ana-öncelikli saldırı gücü hava kuvvetleridir. Her ne kadar Amerikan ordusunun çok uzaktan güdümlü-hassas mühimmatla vurma yetenekleri artsa da, esas-bitirici saldırı, saldırı yapılan ülkenin hareketli ana-muharebe gücünün devre dışı bırakılmasıdır. Ki bu havadan ve yakından vurma / bombalama gerektirir.
Amerikan hava kuvvetleri ana-muharebe stratejisi II. Cihan Harbi’nden ve Vietnam tecrübesinden sonra güncellenmiştir. Önceden Amerikan Hava Kuvvetleri, kısaca şu stratejiye göre yapılanmıştı. Düşman ülke ordusunun ihtiyacı silah-mühimmat üretim kapasitesi tahrip edildiğinde düşman ordusu felç edilebilecektir.
Fakat şartlar değişmiş, kürede ABD’ye düşman olabilecek ülkelerin endüstriyel kapasiteleri güçlenmiş, erişebilecekleri dış destek, düşman ordusuna kesintisiz silah-mühimmat temin edebilecektir. Bu nedenle ABD Hava Kuvvetleri, düşman ordusunu doğrudan imha için bombalamaya öncelik vermelidir.
Düşman kuvvetlerini doğrudan imha, hava-savunma sistemlerinin ilk-evvel imhasını zorunlu kılmaktadır. Bunun için düşman havaa-savunma sistemlerinin nokta olarak tespit edilmesi, hareketliliklerinin izlenebilme ve vurulması şarttır. Düşman hava-savunma radar-füze sistemleri nasıl tespit edilecektir?
Küre üstünde hava savunma füze-radar bahsinde ABD karşısında en güçlü sistemler Rus üretimidir. Bu sistemler bir yandan savunma sistemlerine komuta etmekte, füzeleri otomatik ateşlemekte, diğer yandan, yerde havalanmak üzere bekleyen avcı uçaklarını izlemeye aldıkları / etiketledikleri hedefe yönlendirebilmektedir. ABD en güçlü hava savunma sistemleriyle 1990’da Irak’ta karşılaşmıştır. 1990’da ABD, Rus üretimi hava savunma füze-radar sistemlerini nasıl yok etmiştir?
Rus hava-savunma sistemleri aşırı-güçlü ve fakat bunun için tam-aktif, sürekli devredeydi. Sürekli devrede radarlar; izleme / tespit ve emir-komutayı hedefe gidip geri dönen ve radyasyon dalgaları yayan haberleşmeyle yürütmekteydi. ABD, düşman radarlarının yaydığı radyasyon dalgalarını Wild Weasel sistemleriyle izleyip radar ve bağlısı komuta ettiği saavunma sistemlerini tespit etti, Stealth uçaklarının vurabilmesi için hedef haline getirdi.
ABD, 1990 Körfez savaşı-Çöl Fırtınası’nda Irak’ta Rus radarlarını vurarak küresel askerî üstünlüğünü pekiştirdi ve ilan etti. Çöl Fırtınası başta Rusya ve Çin olmak üzere büyük devletleri adeta bloke etti. Orta-ölçekli diğer ülkeleriyse hasmane askerî potansiyelleri bakımından uzun müddet felç etti. Rusya ve Çin’in blokajı yaklaşık 15-20 yıl sürdü. Durum değişmiştir.
Rus hava-savunma sistem S-300 ve S-400 modellerinin radyasyon dalgaları ABD’ce izlenebilmekte midir? Rusya’ya göre izlenememektedir. İsrail’e göre S-300’ler yerleri tespit edilebilen ve bataryanın kendini savunma yetenekleri aşılabilen sistemlerdir. İsrail bunu Yunanistan’daki S-300’leri inceleyerek açıklamıştır.
ABD İsrail’in sözünü yeterli görmemiş, Ukrayna’dan tatbikat istenmiş, Ukrayna kabul etmiş, ABD-İsrail askerî heyetleri S-300’leri çalışırken test etmiştir. Test esnasında ABD radar radyasyon dalga takip sistemleri Ukrayna güüneyine “yaklaştırılmış”, ABD donanma ve hava kuvvet unsurları, uydu analiz kapasiteleri devredeydi. İngiltere, sessizce izleyen / kaydeden konumdaydı. Ukrayna S-300’leri B1 ve V1 sürüm, Suriye’dekilerden bir ya da iki tık geride kalmış, ekleyelim Rusya işleyişi önemsemekte mi? Görünüşte hayır ama Ukrayna tatbikatında Rus Hava Kuvvetleri Karadeniz’de ABD ve İngiliz Hava Kuvvetleri’ni baskılamaktan geri durmamıştır. Suriye’de S-300’lerin yerleri belli, saklanmamaktadır. Esad’ın S-300 bataryası İdlib hemen güneyindedir. S-400’lerse hiç saklanmamakta ancak bu; “kimse Rus hava savunma sistemlerini vurmaya cesaret edemez” varsayımıyla birlikte değerlendirilmelidir.
Siyasi denklemi denkleştirecek ve çözüme kavuşturulması gereken askerî bilinmez kısaca şudur; Rus radarlarının vurulabilir olup olmadığı test edilmelidir. Ucu açık askerî durum; sadece Suriye’de şimdi vurulmaya yakın / elverişli Rus radarı mevcuttur. Test yapmanın zamanıysa şimdi, yer aranacaksa bu Suriye’dir. Test için aktör doğrrudan ABD değil İsrail buna yatkın, yetenekli ve isteklidir.
Rusya’da öyle; S-300’ü Suriye-Esad emrine vermiş, test edebilirsiniz demiştir. ABD-İsrail Suriye’de S-300 testini göze alamamış, sistemleri aktive ve test edebilen Ukrayna’ya yönelmiştir. Ukrayna Devlet Başkanı tatbikat ertesi soluğu Türkiye’de almış, Ukrayna doğusu ve Kırım’ın Rusya’ca işgali Türkiye tarafından tekrar reddedilmiş, eklenmelidir.
İma edilen, Ukrayna tatbikatıyla Türkiye, Rusya ile yakınlaşan mesafesini bir tık açmıştır. Yunanistan S-300’leri tatbikatla test edememiş ya da test talebini geri çevirmiştir! Yani Yunanistan, küresel jeo-politik rekabette elini kapalı tutabilmiştir. Putin, eğer S-400’ü test etmek istiyorsanız Rus askeri vurmayı göze almalısınız demiştir.
Türkiye, S-400’lerin ayrılmaz parçası radar sistemlerinin vurulamaz olduğunu düşünmekte, buna göre hareket etmektedir. Aksi halde Türkiye, kendini koruyamayan S-400 almazdı, S-300 alan İran keza. Eylül.2018’de ABD destekli İsrail, Rus uçağını Akdenizz’de düşürmüş ve fakat bu hamle, Rus hava savunma sistemlerinin aktive edilmeme nedeniyle, testi gerçekleştirememiştir. Rusya S-400 yeteneklerinde elini vurulan askerlerine rağmen açmamıştır.
Rus radarı ABD’ce vurulabilmekteyse bu, Rusya’nın; Çin, İran, Hindistan, Türkiye’ye taahhüt ettiği hava savunma yeteneğini temin edememesi demektir. Bunun Türkiye için ederi ortadadır. ABD-İsrail’in S-300 ve S-400 sistemlerini test etme gereğini biraz acil denebilecek müddette tüketmesi gerekmektedir. ABD, Rusya’nın Türkiye’ye S-400 teslimatını engellemek istiyorsa bu testi, şimdi tüketmelidir.
Rusya işleyişi önemsemekte mi? Görünüşte hayır ama Ukrayna tatbikatında Rus Hava Kuvvetleri Karadeniz’de ABD ve İngiliz Hava Kuvvetleri’ni baskılamaktan geri durmamıştır. Suriye’de S-300’lerin yerleri belli, saklanmamaktadır. Esad’ın S-300 bataryası İdlib hemen güneyindedir. S-400’lerse hiç saklanmamakta ancak bu; “kimse Rus hava savunma sistemlerini vurmaya cesaret edemez” varsayımıyla birlikte değerlendirrilmelidir.
Siyasi denklemi denkleştirecek ve çözüme kavuşturulması gereken askerî bilinmez kısaca şudur; Rus radarlarının vurulabilir olup olmadığı test edilmelidir. Ucu açık askerî durum; sadece Suriye’de şimdi vurulmaya yakın / elverişli Rus radarı mevcuttur. Test yapmanın zamanıysa şimdi, yer aranacaksa bu Suriye’dir. Test için aktör doğrudan ABD değil İsrail buna yatkın, yetenekli ve isteklidir.
Rusya’da öyle; S-300’ü Suriye-Esad emrine vermiş, test edebilirsiniz demiştir. ABD-İsrail Suriye’de S-300 testini göze alamamış, sistemleri aktive ve test edebilen Ukrayna’ya yönelmiştir. Ukrayna Devlet Başkanı tatbikat ertesi soluğu Türkiye’de almış, Ukrayna doğusu ve Kırım’ın Rusya’ca işgali Türkiye tarafından tekrar reddedilmiş, eklenmelidir.
İma edilen, Ukrayna tatbikatıyla Türkiye, Rusya ile yakınlaşan mesafesini bir tık açmıştır. Yunanistan S-300’leri tatbikatla test edememiş ya da test talebini geri çevirmiştir! Yani Yunanistan, küresel jeo-politik rekabette elini kapalı tutabilmiştiir. Putin, eğer S-400’ü test etmek istiyorsanız Rus askeri vurmayı göze almalısınız demiştir.
Türkiye, S-400’lerin ayrılmaz parçası radar sistemlerinin vurulamaz olduğunu düşünmekte, buna göre hareket etmektedir. Aksi halde Türkiye, kendini koruyamayan S-400 almazdı, S-300 alan İran keza. Eylül.2018’de ABD destekli İsrail, Rus uçağını Akdeniz’de düşürmüş ve fakat bu hamle, Rus hava savunma sistemlerinin aktive edilmeme nedeniyle, testi gerçekleştirememiştir. Rusya S-400 yeteneklerinde elini vurulan askerlerine rağmen açmamıştır.
Rus radarı ABD’ce vurulabilmekteyse bu, Rusya’nın; Çin, İran, Hindistan, Türkiye’ye taahhüt ettiği hava savunma yeteneğini temin edememesi demektir. Bunun Türkiye için ederi ortadadır. ABD-İsrail’in S-300 ve S-400 sistemlerini test etme gereğini biraz acil denebilecek müddette tüketmesi gerekmektedir. ABD, Rusya’nın Türkiye’ye S-400 teslimatını engellemek istiyorsa bu testi, şimdi tüketmelidir.
S Bilisim Danismanlik