Sabancı Üniversitesi'nin konferansında yabancılar Türkiye ekonomisini yorumladı

Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Harvard Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Profesörü Prof. Dr. Dante Roscini, "Cari açığı düşürmekte Türk ihracatçılarının çok iyi bir iş çıkaracağını düşünüyorum. Türkiye bence bu alana yatırım yapmaya devam edip kendini farklılaştırmalı.” dedi.

Sabancı Üniversitesi’nin, Akbank’ın kurucu sponsorluğunda hayata geçirdiği Center of Excellence in Finance’in (CEF) üçüncü konferansının gerçekleştirildi.

Konferansın açılışında konuşan Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, bugünkü konferansta iki önemli panelin bulunduğuna dikkati çekerek, konferansın verimli geçmesini diledi.

Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici ise Sabancı Üniversitesi’nin sadece Türkiye'nin en iyisi olması değil, artık gerçek anlamda dünya üniversitesine dönüşmeyi ve dünya çapında takdir edilen bir üniversite olmayı da hedeflediğini ifade ederek, şunları kaydetti:

“Bu amaca yönelik olarak altyapı, araştırma altyapımızı daha da zenginleştirecek adımları atıyoruz. Son yıllarda kurularak hayata geçirilen merkezlerimiz iş dünyası ve sanayiyle el ele yola çıkarak çok daha büyük ölçekli projelere ev sahipliği yapmaya başlamış bulunuyorlar. Üniversitemizin en başarılı merkezlerinden biri olan ve Akbank'ın kurucu sponsorluğuyla hayata geçirilen Finans Mükemmeliyet Merkezi tarafından düzenlenen bu etkinlikte de finans dünyasının en ileri gelenlerinin bir arada toplanarak, bu dünyanın şu anki durumuna ve geleceğine bakmaları gerçekten bizim için gurur verici bir durum. Bugün burada finans piyasalarının karşılaşmakta olduğu zorluklar ve bundan sonra izlenecek yollara ilişkin değerli görüşler dinleyeceğiz.”

- "Son 5 yılda Türkiye’de olan olaylar başka ülkede olsaydı eğer o ülkeye ne olurdu?"

Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı Prof. Dr Özgür Demirtaş, finansın özel bir dal olduğunu, bu alanda yeterli sayıda eğitilmiş insan gücünün bulunmadığını, CEF kurulurken bu fikirden yola çıkıldığını belirtti.

İstanbul’un ve Türkiye’nin finans merkezi olmasını istediklerini anlatan Demirtaş, “Bundan dolayı elimizi taşın altına koymamız gerekiyordu. CEF bunlardan biri.” dedi.

Demirtaş, Türkiye ekonomisindeki gelişmelere değinerek, şunları kaydetti:

“Hiçbir ekonomi sorunsuz değil. ABD dünyanın bir numaralı ekonomisi ama sorunlu, İngiliz ekonomisi, Almanya ekonomisi sorunlu. Biz onlara göre daha fazla sorunluyuz, evet, Polyannacılık yapmak istemiyorum ama kendinize şunu sorun 'Son 5 yılda Türkiye’de olan olaylar başka ülkede olsaydı eğer o ülkeye ne olurdu?' Bu soru zor zamanlarda sizi rahatlatsın. Zor zamanlardan geçiyoruz, daha da zorlaşacak, evet, ondan sonra iyileşecek mi? O da evet.” diye konuştu.

- “Enflasyon bence düşecek”

Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil’in moderatörlüğünde “Finans Piyasalarının Önündeki Zorluklar” başlıklı panel gerçekleştirildi.

JP Morgan Securities Yönetim Kurulu Başkanı Sir Winfried Bischoff, büyümekte olan piyasaların nispeten düşük faiz oranlarına sahip oldukları için çok şanslı olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ne gibi bir büyüme finanse etmek zorunda olduklarını düşünecek olursanız o açıdan şanslılar. Gelişmiş piyasalarda ise bu bir felaket çünkü çok ciddi miktarda bir likidite var ve bu likiditenin bir şekilde bir yerde kullanılması lazım ve git gide de daha fazla sorunlu varlıklara yatırılması lazım. Ama daha az gelişmiş büyümekte olan piyasalara bakacak olursanız onlar daha şanslı bir konumdalar. Tabii ki belirli ticari çekişmeler olacaktır ama kendi ekonomilerini geliştirmeye başlıyorlar. Büyümekte olan piyasalar arasındaki ticaret özellikle Asya’da artmakta. Bu iyiye işaret.”

Türkiye’deki faiz oranlarının yüksek olduğuna işaret eden Bischoff, “Türkiye’de faiz oranları düşük değil. Reel faiz oranlarını düşünmekte fayda var. Enflasyon düştükçe ki düşecek bence… Yüksek enflasyon olan ülkelerde enflasyonun düşmesi için halktan da baskı geliyor ve faiz oranları da dolayısıyla düşüyor. Bunda da böyle olacaktır diye düşünüyorum. Burada 'Türkiye kendini nasıl finanse edecek?' Sorusu burada esas önemli olan. Bunu tabii ki yabancı para piyasaları vasıtasıyla finanse edecek büyük ihtimalle. Çünkü tasarruf oranları nispeten düşük Türkiye’de. Bu da bir sorun teşkil ediyor çünkü tamamiyle dış piyasalara bağımlı olma durumunda.” şeklinde konuştu.

- “(Cari açığın azaltılması) Türk ihracatçılarının çok iyi bir iş çıkaracağını düşünüyorum”

Harvard Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Profesörü Dante Roscini ise, aslında gelişmekte olan piyasaların, ABD ne zaman faiz artırsa veya dolar değer kazansa zarar gördüğünü aktararak, şu anda bu para birimlerinde baskının yavaşladığının görüldüğünü kaydetti.

Dünyada artmakta olan belirsizliğe değinen Roscini, “Özellikle Çin’den gelen ithalat talebi… Bu büyük ihtimalle ticaret savaşları sebebiyle düşecektir. Pek çok büyümekte olan piyasa ekonomilerini büyütmek için ihracata bağımlılar. Özellikle de Çin’e. Bu özellikle emtia piyasaları açısından ve ara ürünler için bir sorun teşkil edebilir.” dedi.

Roscini, Türkiye'nin burada bu avantajı kullanıp ve kendini farklılaştırabileceğini anlatarak, şunları kaydetti:

“Cari açığın ele alınması lazım. Onun düşürmekte Türk ihracatçılarının çok iyi bir iş çıkaracağını düşünüyorum. Buradaki şirketlerin bir kısmının yönetişimi risk yönetimi başka büyümekte olan piyasalardakinden çok daha iyi. Türkiye bence bu alana (ihracat) yatırım yapmaya devam edip kendini farklılaştırmalı.”

- “Türkiye çok büyük potansiyeli olan bir ülke”

ABN AMRO Bank NV Yönetim Kurulu Başkanı Tom de Swan ise aslında büyümekte olan piyasalar için düşük faiz oranlarının bir avantaj olduğunu ancak oynaklığın piyasalarda arttığını, bunun da büyümekte olan piyasaların ihtiyaçlarına uymadığını söyledi.

Yatırımcıların faiz oranlarındaki herhangi bir oynamaya endişeli tepki verdiğine işaret eden Swan, Türkiye’ye ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Sadece uzun vadeli demografik yapıyla ilgili bir yorumum olabilir. Türkiye’yi Batı Avrupa ülkeleriyle kıyaslayacak olursanız Türkiye’deki avantaj aslında Batı Avrupa’dan daha fazla çünkü bizde yaşlanan bir nüfus var sizde genç, iyi eğitimli, güçlü bir nüfus var. Ayrıca ne zaman buraya gelsem Türkiye’nin coğrafi konumu her zaman beni çok beni etkiliyor. Benim aslında Türkiye’yle ilgili yapısal görüşüm bundan ibaret. Şu an Türk ekonomisi çok büyük bir enflasyon ve faizle mücadele ediyor. Yabancı para ve rezervleri büyük ihtimalle çok düşük. Dolayısıyla sağlam bir para politikası oluşturmak zor oluyor ama Türkiye çok büyük potansiyeli olan bir ülke.”

Konferans çeşitli panellerle devam ediyor.



Facebookta Paylaş