ABD'de her iki başkan adayı da seçmenler nezdinde avantaj sağlamak için enflasyonla
mücadeleye odaklandığından, 2024 başkanlık seçimlerinin sonucu piyasa ve ekonomi
üzerinde önemli etkilere sahip olabilir.
Henüz ayrıntılı bir ekonomik plan açıklamayan Donald Trump, geçtiğimiz hafta yaptığı
kampanya konuşmalarında “Amerika'yı yeniden uygun fiyatlı hale getirme” sözü verdi.
Trump, Kamala Harris ve Biden Yönetimini enflasyonun devam etmesinden sorumlu tutarken,
daha düşük fiyatlar ve geniş vergi indirimleri vaat etti.
Başkan Yardımcısı Harris ise “fiyat artışlarıyla mücadele etme”, çocuk vergisi
indirimlerini arttırma ve konut satın almak isteyenler ile kiracılara konut yardımı
sağlama vaatlerini içeren ekonomik gündemini açıkladı.
Ekonomist Nouriel Roubini, Trump'ın önerdiği politikaların - genel gümrük vergileri
ve 2017 vergi indirimlerinin uzatılması dahil - hem ekonomi hem de piyasa için “son
derece tehlikeli” bir karışım olduğunu ve nihayetinde fiyatların yükselmesine yol
açabileceğini söyledi.
Roubini, “Ekonomi ve piyasa için gerçekten mantıklı olabilecek bir dizi politikaya
sahip olabilir. Ancak ticaret, para birimi, para ve maliye politikaları konusunda
yapmak istediklerini olduğu gibi kabul ederseniz, bu politikalar son derece tehlikeli
olacaktır” dedi.
Goldman Sachs, Trump'ın Çin'den ithal edilen mallara %60 ve diğer her şeye %10 gümrük
vergisi uygulanmasını içeren tarife teklifinin tüketici fiyatlarını %1,9 oranında
arttıracağını tahmin ediyor. Ancak Trump kısa süre önce ithalat tarifelerinin %20'ye
kadar çıkabileceğini ima ettiği için bu tahmin muhafazakar olabilir.
Moody's Analytics baş ekonomisti Mark Zandi bana bunun “asla iyi sonuçlanmayacak”
“kötü bir fikir” olduğunu söyledi.
Zandi, “İyi işleyen bir piyasa ekonomisinin temel taşı bağımsız bir merkez bankasıdır
ve bu bağımsızlığı zedeleyecek her şey gerçekten çok kötü bir fikirdir. Daha yüksek
enflasyona ve daha zayıf bir ekonomiye yol açacaktır” dedi.