Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2018 yılında %6 mertebesinde daralan sektörün 2019 itibarıyla tekrar üretim artışına geçtiğini ifade eden PAGDER Başkanı Selçuk Gülsün: "Bu yıl kaydedilmesini beklediğimiz %3,9'luk sektör büyümesinin ihracat ve stok üretimine bağlı olduğunu görüyoruz" dedi. Plastik sektörünün 2018'in özellikle ikinci yarısında ağırlığını hissettiren kur şokunun yaralarını bu yılın son iki çeyreğinde sarmaya başladığını dile getiren Gülsün, sözlerine şu şekilde devam etti: "2019 yılsonu üretimi, hala 2017 yılındaki ya da 2018 yılının ilk yarısındaki seviyenin altında seyrediyor olsa da 2018'in ikinci yarısında görülen dip seviyeden çıkılmış bulunuyor. Bu bağlamda, üretimin miktar bazında 2018 yılına göre %3,9'luk bir artış ile yılı kapatması beklenmektedir. Sektörün büyüklüğü açısından ise değer bazında %3,1'lik bir gerileme beklenmektedir. Bunun arkasında petrol fiyatlarındaki gerilemeye bağlı olarak düşen hammadde fiyatları bulunmaktadır" dedi.
Plastik Sektörü 2019'da İhracat ve Stoğa Çalıştı
Açıklamalarına devam eden Gülsün: "plastik mamul ihracatının yılsonu itibarıyla %1,2 artmasını bekliyoruz. Öte yandan ihracat kalemlerimiz arasında en yüksek artış %7,5 ile plastik hammadde ve yarı-mamul ihracatında yaşandı. Özellikle plastik geri dönüşüm sektörünün hurda ithalatı sonrasında bunları granül olarak ihraç ettiğini gözlemliyoruz. Bu ihracatın, hammadde ve yarı-mamul kalemindeki ihracatı gözle görünür biçimde arttırması dikkat çekiyor" dedi.
Stoğa yönelik üretimin ise hammaddede neredeyse son 10 yılın en düşük seviyelerinin görülmesine bağlı olduğunu belirten Selçuk Gülsün, "2018 yılında üretimdeki daralmanın stoklardan karşılanması da söz konusu stok değişiminde ayrıca etkili oldu" dedi.
2020'de Kırılganlıklar Devam Ediyor
2020 yılına ilişkin öngörülerini sıralayan PAGDER Başkanı Gülsün, uluslararası ekonomi ve siyasetteki istikrarsızlığı besleyen ticaret savaşları gibi güç savaşlarının devam edebileceğini vurguladı. Bununla birlikte, dünya kredi koşullarındaki sıkılaşmanın yanı sıra kendileri dışındaki ekonomik alanları da etkileyebilecek AB, Çin, Japonya vb. ekonomilerde yavaş büyümenin devam edebileceği de öngörüler arasında bulunuyor.
Ayrıca Selçuk Gülsün: "2020 yılında Türkiye ekonomisi üzerinde kırılgan uluslararası ilişkilerden kaynaklanan baskılayıcı konjonktürün devam edebileceği öngörülebilir. Bununla birlikte CDS primlerinde görece sınırlı oranda sağlanan iyileşmeye rağmen ülkenin uluslararası plandaki risk algısına bağlı kırılganlık ve hassasiyetlerinin devam edeceği beklenebilir. Son olarak, üretim tarafında göreli iyileşmelere nazaran tüketim ve yatırımlardaki kırılganlığın 2020'de de devam edeceği öngörülebilir" dedi.
2020, Plastik Sektörü için Yeni Meydan Okumalar Barındırıyor
PAGDER Başkanı, 2020 için özellikle küresel koşullardaki istikrarsızlıktan plastik sektörünün de etkilenmeye devam edebileceğini dile getirirken; otomotiv, beyaz eşya ve inşaat gibi endüstrilerde devam edecek olan daralmanın sektör üzerindeki baskılayıcı etkisinin sürebileceğini ifade etti. Gülsün, meydan okumaları ise şu şekilde sıraladı: "ihracat, 2020 yılında sektör büyümesinin arkasındaki ana itici güç olma özelliğini yitirebilir. Özellikle dünya ticaretindeki daralmanın ve AB pazarlarındaki yavaş büyümenin sektör ihracatını da etkileyebileceği öngörülmektedir. Büyüme üzerinde baskı oluşturabilecek bir diğer unsur olarak ise yatırım iştahsızlığı dikkat çekmektedir. Yatırımlardaki durgunluk, 2020 yılı boyunca da devam edebilir. Ayrıca 2020 yılı için iç talebe dayalı güçlü bir büyüme artışı, faiz indirimlerine rağmen baskı altında bulunan tüketim harcamaları ve sürükleyici sektörlerdeki daralma göz önünde bulundurularak muhtemel olarak değerlendirilmemektedir. Özellikle bu koşullar altında plastik sektörünün 2020 yılında söz konusu değişkenlik ve belirsizliklere bağlı olarak %3'ler mertebesinde bir büyüme gösterebileceği tahmin edilmektedir. 2020'nin gündemleri arasında özellikle sanayi 4.0, kompozit teknolojileri, geri dönüşüm ve biyoplastikler kalmaya devam edecektir".
Çare, Verimlilik Artışında
Söz konusu konjonktür dahilinde Türkiye ekonomisinin ve sektörlerin kısa vadeli olmasa bile orta vadeli planlarında çare olarak şimdiden verimliliğe yönelmeleri gerektiğinin altını çizen PAGDER Başkanı Selçuk Gülsün: "kurumsal-yapısal reformların gündemde tutulması faydalı olabilir. Özellikle yeni uluslararası sermaye çekme noktasında kısa ve orta vadeli planların devreye alınması gerekebilir. Bununla birlikte verimlilik gündemi kapsamında teknoloji, bu gündemin bir boyutu olarak ele alınabilir. Özellikle üretkenliğimizi arttıracak teknolojiye odaklanmak gerekebilir. Diğer taraftan, verimlilik gündeminin en önemli boyutlarından biri işgücü verimi olarak değerlendirilebilir. Bunun için eğitim reformuna ihtiyacımız olabilir. Ayrıca yatırımlarımızdaki verimliliği de arttırmak faydalı olabilir. "hangi sektörlerin kümelenme stratejileri var, master planları var? Sınırlı kaynaklarla doğru ve etkili yatırımlar yapabiliyor muyuz?" gibi soruların cevaplarına odaklanmak gerekebilir" dedi.